Ahlak yoksa;
- Sosyal çürümüşlük vardır
- Adaletsizlik vardır
- Sahtekarlık vardır
- Güvensizlik vardır
- Haksızlık vardır
- Yalakalık vardır.
- Menfaat arsızlığı vardır
- Soytarılık vardır
- Çaresizlik vardır
- Nefret vardır
- Zulüm vardır
- Din tüccarlığı vardır
- Nepotizm vardır
- Kul hakkı vardır
- Liyakatsiz görevlendirmeler vardır
- Hırsızlık vardır
- Şatafat ve lükse düşkünlük vardır.
- Rüşvet vardır
- İsraf vardır
- Tükürdüğünü yalamak vardır
- Kraldan çok kralcılık vardır.
Benim aklıma gelenler bunlar. Mutlaka sizlerin de listeye ilaveleriniz olacaktır.
Ahlakın olmadığı yerde bu liste uzar gider…
Listeye itirazı olan var mı?
Toplumun kilit taşıdır Ahlak.
“Nasıl ki bir kemeri, kubbeyi ayakta tutan kilit taşıdır, toplumun kilit taşı da Ahlaktır.
Bakınız, Fatih Sultan Mehmet Han ne diyor; "Aklı öldürürsen, Ahlak da ölür.
Akıl ve Ahlak öldüğünde,
millet bölünür.
Kadı'yı satın aldığın gün Adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün:
Devlet de ölür…."
Ünlü filozof Konfiçyus günümüzden 2500 yıl önce, “İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve ahlak kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar, hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır” söylemi ile ahlak hakkındaki düşüncesini dile getirmiş.
Ahlak; İyi ve doğru değer yargılarının oluşturduğu bir sistem bütünüdür. Amacı iyiyi gerçekleştirmek, iyiye ve doğruya ulaşmaktır. İnsana özgü olan ve insanı diğer canlılardan ayıran bir olgu olan ahlak, davranışlarla ve duygu ile ilgili olup temeli akla ve bilgeliğe dayalıdır. Aynı zamanda vicdan, onur ve erdemle de bir bütün oluşturur. Yani ahlaklı insan, vicdanlı, onurlu ve erdem sahibidir.
Filozoflar arasında ahlaka en doğru yaklaşım Sokrates ve Eflatundan gelmiş. Sokrates’e göre insanın temel amacı erdeme ulaşmak olmalıdır. Erdem ise ancak bilgelikle mümkündür. Eflatun’a göre ise ahlaki davranışların temel gayesi en fazla iyidir. İyilik erdem demektir. İnsanlar erdeme; bilgelik, yiğitlik, ölçülülük ve adalet ile ulaşırlar. Görüldüğü gibi her iki filozofta ahlakın bütünleyicisi olarak erdem, onur, bilgelik, ölçülülük ve adalet gibi bugünde hasretini çektiğimiz değerlere vurgu yapmaktadır.
Bizim çocukluğumuzda devlet baba diye bir kavram vardı. Bugün neden yok? Neden tekrar olmasın?
Sağlıklı, mutlu, huzurlu bir toplum ve tüm bireylerini tekrar baba şefkatiyle kucaklayan bir devlet için; erdem, onur, bilgelik, ölçülülük ve adalet” gibi tüm güzel değerlere sahip çıkmak zorundayız.
Aksi halde, kokuşmuş bir düzenin parçası olmaya devam ederiz.
İlyas Erbay