Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkan Yardımcısıydım. Galiba 2010 yılıydı bir gün bizim derneğe geldi. Rahmetli Genel Başkan (E) Albay Şükrü TANDOĞAN’ın odasında sohbet ediyorlardı. Birden içeri girdim ve “ buradan sağ çıkamazsın” dedikten sonra “ çocuklar silahımı getirin” diyerek personele seslendim. Şaşırdı, anlamsız ifadelerle yüzüme bakıyordu. – “Bizi 1’nci Lig’den düşüren Zeytinburnu maçını sen yönetmiştin” dediğimde şakayı anlamış, kahkahayı patlatmıştı. 3 gün önce vefat eden milli hakemimiz Bülent YAVUZ’dan söz ediyorum. O’da bir Kıbrıs Gazisiydi ve 23 yaşında bir teğmen iken Kayseri Hava İndirme Tugayı’nın paraşütçü takım komutanı olarak harekata katılmış ve albay olarak emekli olmuştu. Askerlik yaşamı boyunca sporu hiç bırakmamış hakem ve yönetici olarak Türk Futboluna hizmet etmişti. Hem ziyaret hem de üyelik aidatı ödemek üzere derneğimize geldiği o gün; sohbet, 15 Mayıs 1994’teki o kader maçımızın üzerine odaklandı. Anımsayabildiğimiz kadarıyla 16 yıl önceki Demir-Çelik Karabükspor- Zeytinburnu maçını konuşmaya başladık. Hala inanamıyorum, son saniyede o top nasıl geldi gol oldu diyor, maçı bitirmek için düdüğü çalmak üzereydim diye de konuşmasını sürdürüyordu. Bereket düdüğü çaldığım nokta soyunma odasına yakındı, bitirir bitirmez oraya koştum dedi. Maçtan sonra şoka girdiğini ve uzun süre bu durumu yaşadığını anlattı.
Dönemin Başbakanı Tansu ÇİLLER, 5 Nisan 1994 kararlarına dayanarak büyük Atatürk'ün öngörüsüyle kurulan ve İsmet Paşa tarafından temeli atılan Türkiye'nin " fabrikalar kuran fabrikası " sayılan Karabük Demir-Çelik Fabrikalarını kapatmak istiyordu. Bu karara karşı etkin bir şekilde ve dirençle karşı çıkan Karabük halkı bir anda bütün ülkenin desteğini yanında bulmuş hatta spor dünyası bile bu haksız karara karşı çıkmıştı. İşte bu ortamda bu maç, adeta Karabük'ün kaderini tayın edecek bir özellik kazanmıştı.
Gazi Albay, milli ve FİFA hakemi Bülent YAVUZ 19 Mart günü 71 yaşında iken vefat etti ve askeri bir törenle Ankara Karşıyaka’da bulunan Gaziler Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Aynı gün 1994 yılında O’nun yönettiği maç sonucunda 1. Lig’den düşen DÇ Karabükspor bu kez Kardemir Karabükspor adıyla daha sezonun bitmesine 7 hafta varken TFF 2. Lig’ten de 3. Lig’e düştü.
Büyük başarı gösterdiği süper lig ve Avrupa kariyerinden sonra adeta eriyen, 2017-2018 sezonu sonunda TFF 1. Lig’de, 2018-2019 sezonunda 2. Lig kırmızı grupta mücadele eden Kardemir Karabükspor bu sezon oynadığı 27 maçta 3 beraberlik ve 22 mağlubiyet dışında sadece 2 galibiyet alabilmişti.
Yazık oldu, Türkiye Demir-Çelik Fabrikaları’nın kurulduğu yıllardan beri güreş, tenis, bisiklet, kılıç sporlarında öncülerden olan, futbolda da önemli bir geçmişi olan Karabük’e bu sonuç hiç yakışmadı.
En yüksek katılımla gerçekleştiği bilinen 1979 yılındaki Karabükspor Genel Kurulu’nda başkan adaylarından biri olmam nedeniyle karşılaştığımız bu durumdan son derece üzgünüm. O genel kurulda biz kaybetmiştik, diğer Başkan adayı Dr. Erdoğan SÖNMEZ'in listesi kazanmıştı ama ertesi günü gazetelerin spor sayfalarında benim adımdan söz ediliyordu. Bütün günüm tebrik edenlerin telefonlarına yanıt vermekle geçti. Aslında aynı gün Adana Demirspor'un da kongresi vardı ve rastlantı bu ya, Fikret GÖKÇE isimli bir aday Adana Demirspor'a başkan olmuştu.
- Karabüksporumuzun karşılaştığı bu sıkıntılı süreçte yitirdiğimiz Gazi Albay Bülent YAVUZ’un vefatına da son derece üzüldüm. Allah rahmet eylesin. Ailesine, sevenlerine ve Türk spor camiasına sabır ve başsağlığı diliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.