KAZALAR VARKEN SAVAŞA GEREK YOK
Mustafa Akay
Eskiden yollarımız tek şeritti. Araçlar, aynı şerit içinde karşılıklı giderlerdi. Gazetelerde, boy boy trafik kazaları haberleri yer alırdı. Bunda,yolların yetersiz oluşu ve trafiğin yoğun oluşunun etkisi vardı.
Ankara'ya giderken, Kargasekmez'i çıkmak, Azap Deresinden fren yapa yapa inmek, Bolu Dağını aşmak zordu.
Daha sonra yollarımız iyileşti. Otoyollar, bölünmüş yollar yapıldı.
Bu durumda, kazaların azalması gerekirdi.
Ancak, aksi oldu.
Kazalar arttıkça arttı.
Yine, gazetelerde boy boy trafik kazası haberlerini okuyoruz.
Üstelik her gün çok sayıda yurttaşımızın ölüm haberini üzülerek izliyoruz.
Canlarımız gidiyor, canlarımız sakat kalıyor.
Analar, babalar, kızlar kızanlar, eşler, akrabalar feryat ediyorlar.
Hepsinin yüreğinden bir şeyler alıp gideriyor, kazalar.
Elbette, mal kayıpları da ortaya çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde Polatlı'da meydana gelen kazada, köprü ayağına çarpan otobüste ne yazık ki 10 ölümüz 26 yaralımız vardı.
Önceki gün Manisa'daki kaza da ise, 3 canımız gitti.
Trafik kazaları hem can hem de mal kaybına neden oluyor. Yetkililer, "
neden" diye bir araştırma yapıyorlar mı bilemiyoruz.
Ya da gerekli denetimler aksatılmadan sürdürülüyor mu?
Trafik kazalarındaki en büyük nedenlerden birisi dikkatsizlik, uykusuzluk, yol kusuru, aşırı sürat, aracın arızaları ön plana çıkıyor.
Otobüsler için hız sınırı getirilmesine karşın, aşırı hız önlenemiyor.
Ağır tonajlı araçlarda, yükünden haddinden fazla olması da bir etken olarak karşımıza çıkıyor.
Geçtiğimiz yıl, ülkemizde tam 1 milyon 314 bin kaza olmuş. Bunlardan 1 milyon 79 bini maddi hasarlı kaza imiş.
235 bin kaza da ölümlü ve yaralanmalı olmuş.
Bu kazalarda tam 6 bin 548 ölümüz ve çok sayıda yaralımız olmuş.
Bu rakamlara bakınca,
" kazlar varken, savaşa gerek yok" diyebiliyoruz ancak.
Trafik kazalarının yanında, iş cinayetlerini, intiharları, silahlı ya da silahsız cana kıymaları da hesaba katarsak, "
savaşa gerek" diye rahatlıkla söyleyebiliriz.