Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı ve Başbakanlık Müşaviri A. Faruk ÖZTİMUR’u altı yıl önce ebediyete yolcu ettik. O, kendi kullandığı aracı içinde 2012 yılının 17 Nisan günü Antalya Kaleiçi’nde çok sevdiği denizde yaşama veda etti. Yine bir 17 Nisan günü vefat eden çok yakın olduğu 8. Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL ile sanki kaderleri birleşmişti.
Faruk Bey, insan ilişkileri güçlü, ikna yeteneği yüksek, çok çabuk karar verebilen ve tuttuğunu koparan bir kişiliğe sahipti. O’nun engelliler toplumuna kazandırdıkları, yaptığı hizmetler ve başarılarında, başta cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, siyasi liderler, komutanlar, valiler, bürokratlar ve yabancı yetkililerle kurduğu dostluk ve ilişkiler, birçok sorunun aşılmasında, birçok çalışmanın gerçekleştirilmesinde yardımcı oldu.
O’nu anlatmak, O’nun hakkında yazmak çok zordu. O’nun müthiş temposunun, beyin fırtınasının, ani karar verebilme yetisinin ve hızlı fikir üretebilmesinin tanığı olanlar için, 51 yıllık kısa yaşamı içine neleri sığdırdığını sıralamak pek kolay değildi.
Kendisini çok aşmıştı. Kendi sorununu unutmuş, engellilerin baş etmekte zorlandıkları sağlık, sosyal, kültürel, ekonomik, eğitsel ve sportif sorunların çözümü için korkunç çabalar ortaya koymuştu. Böylece küresel alemde insan hakları karnesi kırık notlarla dolu ülkemize saygınlık kazandıracağına da inanıyordu
YAŞAMA SEVİNCİ VE HERŞEYE RAĞMEN
O’nun gazeteciliği, dergiciliği ve televizyonculuğu ise şaşılacak bir olaydı. Küçükçekmece’de çıkardığı HÜRBAKIŞ Gazetesi yerel bir gazete olmasına karşın çok etkiliydi ve ses
getiriyordu. 80’li yılların sonlarında Fındıkzade’de küçük bir büroda başladığı dergicilik ise, 120’yi aşkın sayı ile yirmi yıla yakın devam etti. YAŞAMA SEVİNCİ adlı engellileri konu alan bu dergi ile, başta merhum Seyhan BAYDU, Alev YORGANCI ve Filiz TARAKÇI gibi yakın dostlarıyla alandaki önemli bir boşluğu doldurdu.
TRT 1 ve GAP Televizyonları tam 331 hafta O’nun
“HER ŞEYE RAĞMEN” programını seyirciyle buluşturdu. Ayrıca TRT-2’de yayınlanan 13 programlık
“ÇOK ÖZEL HAT” adlı programda, farklı bir içerikle engelliler konusunu işledi. Bu arada şehirden şehre koşuyor, uçuyor, çeşitli toplantılara katılıyor, çeşitli kişilerle görüşüyor, unutmuyor her şeye yetişiyordu. Bu tempoya nasıl dayanıyor, giderek aldığı kilolar ve artan rahatsızlıklarının yanı sıra bir yaşından beri bacaklarını kullanamamasına nasıl dayanıyor, bizler, yakın arkadaşları tarafından anlaşılamıyordu.
Sporda da öncü olmuştu Faruk Bey., Başkanlığını Pera Palas’ın sahibi merhum Hasan SÜZER’in devrettiği YAŞAMA SEVİNCİ Spor Kulubü, bu alanın ilk örneklerinden biriydi. Ülkemizde tekerlekli sandalye basketbolunun bugünkü seviyeye ulaşmasında O’nun büyük emekleri oldu. 1995 Ekim, 1997 Kasım aylarında Akdeniz Üniversitesi ve Türkiye Özürlüler Spor Federasyonu ile birlikte düzenlediğimiz Uluslararası Engellilerde Spor Eğitimi Sempozyumlarına daha önceden tanıdığı yabancı otoritelerin katılmasını sağladı. Faruk Bey, spor ve sanatın, engellilerin topluma kazandırılmasında çok önemli unsurlar olduğuna inanıyordu.
3 Aralık 1995 Dünya Özürlüler Günü’nde, Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda Cumhurbaşkanı S.DEMİREL, Başbakan Tansu ÇİLLER ile yedi bakanın da katıldığı etkinlikte Faruk Bey’in Almanya’dan davet ettiği MOBIAKİ Tekerlekli Sandalye Dans Grubu, sundukları gösterilerle bunu kanıtlamıştı.
2000 yılında 17 ülkeden 180 dolayındaki engelli sanatçı ile düzenlediğimiz VERY SPECIAL ART’S (çok özel sanatlar) adlı etkinlik, O’nun bu inancının ürünüydü. İstanbul’da Princes Otel’de konuk ettiğimiz, Japonya, Kanada, Brezilya, Mısır, Almanya, İsveç, İngiltere gibi ülkelerden gelen sanatçılar, Taksim’de, Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy meydanlarında, Aya İrini’de halkla buluşmuş, sanatlarını sunmuşlardı.
1961 yılında Gaziantep’de dünyaya gelmişti. Daha bir yaşında iken yakalandığı çocuk felci yüzünden bacaklarını kullanamıyordu. O yıllarda polio denilen bu rahatsızlığı önleyen aşının yapılamaması nedeniyle binlerce çocuğumuz aynı durumdaydı. Doğu ve güneydoğu bölgelerimiz bu yönden çok şanssızdı. Ayrıca kaçakçılık ve 1984 yılında başlayan terör olayları bu alanda yaşanan sorunları çoğaltmıştı. Bu yüzden bu bölgelere ağırlık verdi. 1990’ lı yıllardan itibaren bölgenin çeşitli illerinde çalışmalar yaptı, kurduğu Bedensel Engelliler Derneği’nin şubeleriyle onlara ulaşmaya, sorunlarının azaltılmasına çalıştı. Diyarbakır merkezli, Şanlıurfa, Van, Muş, Batman, Hakkari gibi illerde açtığı yirmi dolayındaki şube aracılığıyla onları topluma kazandırmak için çok uğraştı. Paneller, sportif faaliyetler, iş-uğraşı modelleriyle onları sokaktan kurtarmaya çalıştı. Diyarbakır Valisi Doğan HATİPOĞLU, özürlülük konusunda çok duyarlı bir yöneticiydi. O’nun vakıf bünyesinde açtığı ayakkabı üretim atölyesinde 35 engelli çalışıyor, postal dahil her türlü ayakkabıyı kaliteli bir şekilde yapıyor ve kimseye muhtaç olmadan geçimlerini sağlıyorlardı. Faruk Bey’in Diyarbakır merkezli çalışmaları bölgedeki bütün illeri kapsadı ve bilhassa Nafiz KAYALI, Gökhan AYDINER, A. Cemil SERHATLI, Haluk İMGA, Dr. Cengiz AKIN gibi diğer bazı valilerin de illerinde yaptıkları çalışmalarla engelli yurttaşlarımız devlet tarafından sahiplenilmeye başlandı.
SEN MÜSTEMLEKE KOMİSERİ MİSİN ?
Almanya Yeşiller Partisi Milletvekili Claudia ROTH, sık sık Diyarbakır’a ve yöredeki diğer illere geliyor, sanki bir müstemleke valisi gibi sözde denetlemeler yapıyor, açıklamalarda bulunuyordu. Onurumuza dokunan bu davranış karşısında Faruk Bey tepkisiz kalmadı ve gazeteciliğini konuşturdu. Yaşama Sevinci Dergisi’nin 82’nci sayısında;
“Türkiye’de insan hakları ihlali olduğunu iddia ederek, bir müstemleke komiseri edasıyla ülkemizi su yolu yapan Roth, bazı gruplara destek vererek adeta birliğimizi bozmaya çalışanlarla ortak hareket ediyor. Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye aleyhinde kampanyalar yürütüyor” diyordu.
İnançları kuvvetli bir kişiydi. Camilerin ve mezarlıkların engellilerin ibadetlerine ve ziyaretlerine uygun olmadığını belirtiyor, bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılmasını istiyordu. Diyanet İşleri Başkanlarını ve diğer ilgilileri her ziyaretimizde bu isteğini dile getiriyordu Bunun sonucu olarak Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU ile yaptığımız bir toplantıda ortak bir sempozyum düzenlenmesi kararlaştırıldı. 21-22 Aralık 2003 tarihinde gerçekleşen
“ÜLKEMİZDE ENGELLİLER GERÇEĞİ VE İSLAM” konulu sempozyum bütün bu konuları ele aldı. Dini otoriteler, diğer yetkililer ve federasyon başkanlarımızın konuşmacı oldukları bu etkinlikte sunulan tebliğler ve öneriler başkanlıkça kitap olarak yayımlandı ve uygulamaya geçildi.
Engellilerin sosyal yaşama katılmaları, sağlık, eğitsel, ekonomik, sportif sorunlarının çözülmesinde büyük çabalar sarf etti. Yasal düzenlemeler çıkarılması yanında Başbakanlık Özürlüler İdaresi’nin kurulmasını sağladı.
Bugün aramızdan ayrılalı altı yıl oluyor. Seni unutmadık ve unutmayacağız. Nur içinde yat. Mekanın cennet olsun.
Fikret GÖKÇE