Merhaba değerli okurlarım. Sizlere güzel bir yaz gününden selam ederim. Bugün siz değerli okurlarımla çocuklarımıza nasıl sınır koymalıyız ve nelere dikkat etmeliyiz gelin birlikte değinelim. Günümüzde birisi dayağın ve cezanın zararlarından bahsederken şöyle sert bir tepkiyle karşılaşır. “Ama sınır koymak lazım. ” Sanki bu bilimsel bir bulguymuş gibi, dayak ve ceza sınır koymaya yararlıymış gibi konuşulur. Çocuğunuz bir arada yaşama kuralını ve çeşitli önlemlerle ilgili kuralları elbette öğrenmelidir. Ancak sınır, bir alanı çevreler ve tanımlar. Dikkatini onun adına belirlediğiniz sınırlara çekmek ve çocuğunuzu ister istemez bunları zorlamaya özendirmek yerine, neden ona içinde coşabileceği, istediği her şeyi yapabileceği, kendisine tanınan özgürlük ve hakların keyfini sürebileceği alanı sunmayasınız? Ebeveynler hiç gerek olmadığı halde sürekli hayır der. Boş yere sarf edilen bu hayırlar gereksizdir. Çocuğunuzun sahici bir istekte bulunduğundan ve bu isteğinin haklı bir gereksinime dayanmadığından eminseniz, bu isteği reddetmeyi bilmek kuşkusuz faydalıdır. Eğer çocuğunuz tüm isteklerinin derhal karşılandığını görürse benliğinin ve kimliğinin sınırlarını kaybeder. Çocuğunuzun, öfkesini göstermeye hakkı vardır, bu hayal kırıklığı karşısında hissedilen doğal bir duygudur. Kendisini hayal kırıklığına uğratan ebeveynine öfkesini belli etmeye hakkı vardır. Çocuğunuzun öfkesini hissetmeyi, ifade etmeyi ve böylece hayal kırıklığını kabul etmeyi öğrenmesi için, onun bu öfkesinden kaçınmamanız gerekir. Öfkesinden korktuğunuzda bunu algılar ve ya öfkesini içine atar ya da saldırganlaşır. Saldırganlık öfke değil, hırsla karışık korkudur. Sınırlamak, izin vermek ve bilgilendirmek yasaklamaktan daha etkilidir. İzinler çocuğun dikkatini istenen davranışa, yasaklarsa istenmeyen davranışa odaklar. Tehlikeli bir davranışa yasak getirmek çok tehlikelidir. Çünkü yasaklar eninde sonunda delinir. Henüz dikkat becerisi yeterince gelişmediği için arada sırada hatırlatmak, yeterlidir. Gelişim sürecindeki beyni sürekli yeniden yapılandığından, bilgilerin belirli aralıklarla tekrarlanması gerekir. Çocuğunuza emir vermek yerine bilgi vererek beyninin ön kısmını harekete geçirmenizde fayda var. Bunun iki avantajı vardır. Kendini özne olarak görür dolayısı ile karşı çıkmaya da gerek duymaz. Bu sayede zekasını ve özerk karar verme sistemini geliştirir. Unutmayın çocuklarımızın büyümesine yardımcı olabilmek için sorunlar yerine çözümlere odaklanmalıyız. Sevgiyle kalın.