MUSTAFA AKAY
Bu toplum giderek ilginç bir topluma dönüşüyor. Gücü büyüğe yetmeyenler, hedeflerine küçükleri koyuyorlar.
Bu sadece insanlar için böyle değil. Ne yazık ki, devlet de. böyle işletiyor çarkını.
Geçmişleri olmayan, hatta yerden pıtrak gibi çıkan, sermayelerinin kaynağı bilinmeyen koca koca şirketler varken, gücü küçük esnafa yetiyor devletin.
Kayıt Dışı Ekonomiyi zapturapt altına alamayan, nereden buldun diye soramayan devlet vergi gelirlerini artırmak için gözü küçük esnafa çevirmiş durumda. Dolaylı vergilerle toplumun çok büyük kesiminden büyük kazanç sağlayan devlet, büyük şirketlerden alması gereken dolaysız vergilere gelince, kayaya toslamaktadır. Bugün, çok kazanan şirketler ve şahıslar, gelir vergisi ile kurumlar vergisinde istedikleri gibi kalem oynatmaktadırlar ve büyük vergi kayıplarına yol açmaktadırlar.
Devletin bu şirketlere karşı eli kolu bağlıdır. Üzerlerine gitmekten acizdir devlet. Hatta ve hatta son zamanlarda, adına yandaş şirket denilen bu şirketlere imtiyazlar tanınmakta, kolaylıklar sağlanmaktadır. Bırakın onlara vergi cezası yazmayı, vergileri silinmekte ya da ertelenmektedir.
Oysa, bu devlet asgari ücretliden bile vergiyi söke söke almaktadır. Çalışanların vergileri ise insanları isyan ettirecek durumdadır.
Küçük esnafın vergilendirilmesi ise başlı başına bir hikayedir.
Devlet şimdi, vergi gelirlerini artırmak için, ödemelerin kredi kartı ile yapılması uygulamasını getirmek istemektedir. Böylece, harcamalar kayıt altına alınacak ve küçük esnafın vergi vermesi denetlenmiş olacaktır. Bir başka ilginçlik ise, daha önce vergi yükümlülerine uygulanan usulsüzlük cezası, yükümlü olmayanlar için de yürürlüğe girecek.
Fırından 10 liralık ekmek, bakkaldan 5 liralık sakız alan yurttaş, vergi yükümlüsü olmasa bile fiş almadığı için cezalandırılabilecek. 10 liralık bir ürün alan yurttaşa, fişi almadığı için 5 bin liraya kadar vergi usulsüzlük cezası verilebilecek.
Parayı izlemenin yolunu kredi kartı ile alışverişi zorunlu hale getirerek sağlayacak olan devlet, trilyonlarca lira vergi kaçıranlara, yerden bitme zenginlere ise eli kolu bağlı duracak.
Her yıl milyarlarca lira kazanç elde ettiğini açıklayan bankalara ve finans kuruluşlarına ses çıkarmayan devlet, böylece gücünün en alttakilere yettiğini ispat edecek.
Paramız pul olduğundan cepte para taşımak zorlaşıyor. Burada kredi kartı iyi bir yol olabilir. Ancak, herkesin kredi kartı kullanacağına dair bir kural yok. Kimileri kredi kartı kullanmayı bilemeyebilir. Elde ettiği üç beş kuruş geliri, evinde ya da cebinde tutabilir. Bu insanlara sen illa ki, kredi kartı kullanacaksın zorlaması yapmak, bir zulümdür.
Kısacası, devletin büyüklere gücü yetmiyor. Gözünü, küçüğe çeviriyor.
Küçük esnaf, orta ölçekli şirket, zaten yükümlülüklerini yerine getirme çabasındadır.
Gecede, bir milyon harcayana,
"bunun kaynağı nereden" diye soramayan, kara para aklayıcılara karşı acizlik içinde olan bir devlet, yurttaşına karşı adil davranmayan devlettir.