Önceden sözleşmişsiniz, gelmeyince ertesi günü arıyorsunuz. Açmıyor, değişik aralıklarla, bir kaç kez daha arıyorsunuz. Nafile, adam kararlı açmıyor. Bunu, son günlerde çok sık yaşadım. Eminim sizlerde yaşıyorsunuzdur. En son yaşadığım olay; evde bir tadilat işi vardı. Usta ile bir gün önceden sözleştik. "Abi ben yarın 10.00 gibi gelirim" dedi. Gelmeyince beyefendiyi aradım. Ulaşamadım, mesaj çektim. "Usta hayırdır telefonuma neden cevap vermiyorsun?" yazdım. Tabii, mesajıma da dönmedi. Bir kaç gün sonra tesadüfen karşılaştık. Haklı olarak sordum. Kıvırmaları, yalanları tahmin edersiniz. Her hangi bir nedenle telefonum kapalı ise, açtığımda, arandığımı gördüğümde, hemen arayan kişiyi arıyorum. Yada açıkken arandığımda, cevaplayamayacak durumda isem, ilk müsait olduğum anda geri dönüş yapıyorum. Rehberimde kayıtlı olsun, olmasın ben arayana geri dönüyorum. Normal olanı, insani olanı bu değil mi? İnsanlar yüzünüze karşı son derece saygılı, samimi görünüyorlar. İki yüzlülük, karaktersizlik almış başını gidiyor. Bütün ilişkiler menfaat üzerine kurulu. Yıllarca arkadaş , dost zannettiğimiz insanlarla da bunu yaşıyorsunuz. Hiç bir neden yokken 40 yıllık arkadaşınız sizi tanımazdan, görmezden geliyor. İnsan ilişkilerinde son derece ciddi ve tehlikeli bir bozulma söz konusu. Ne acıdır ki "Delikanlılık - Mertlik - Dürüstlük" gibi kavramlar da artık tarih oldu. Toplum Bilimcilere büyük iş düşüyor. özellikle son 20-30 yılda iyice belirginleşen bu ahlaki yozlaşmanın nedenleri araştırılmalı. Çürüme, yozlaşma gerçekten tehlike boyutlarında. Aslında bir çoğumuz bunun nedenlerini çok iyi biliyoruz.. Bu toplumsal hastalığımızı mutlaka tedavi etmeliyiz.