blank
Fikret Gökçe tarafından
09 Ağustos, 2021 11:35 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:12
A+ A-

BU ORMAN BAKANLARI BİR ALEM (!) 

09 Ağustos 2021   AKP iktidar olduktan sonra kurulan 58 ve 59. Cumhuriyet Hükümetleri’nde Orman ve Çevre Bakanlığı yapan Osman PEPE orman yangınlarını önlemek için ilginç bir karar almış ve engellilerin ormanlara girişini yasaklamıştı. “ … ruhsal özürlü, akli dengesi bozuk kişilerin yangın çıkarma riskinin yüksek olduğu….” şeklindeki açıklamasıyla bu kararını savunan bakana karşı büyük bir tepki göstermiş, yazılı ve görsel basında bu tuhaf kararla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmiştik. Görme engelli arkadaşımız AKP İstanbul Milletvekili Lokman AYVA’da konuyla ilgili olarak TBMM’de bir konuşma yapmış ve bakana bir soru önergesi yöneltmişti.   Ben o yıllarda Zihinsel Özürlüler Federasyonu Genel Başkanıydım. 1993 yılından beri ülkemizin her yöresinden davet ettiğimiz 1500-2000 dolayındaki engellilerimizi Ayvalık’ta bir araya getiriyor, bir hafta süren etkinliklerle kaynaşmalarına, düzenlediğimiz panel ve toplantılarla bilgilenmelerine, sportif yarışmalar, geziler ve müzikli eğlencelerle kısa da olsa bir tatil yapmalarına, her şeyden önce tüm topluma “ BİZ DE VARIZ “ mesajı vermelerine yardımcı olmaya çalışıyorduk.   Bakanın bu tavrına karşı, yurdumuzun her bölgesinden gelerek bu etkinliğe katılan engellilerimizle birlikte Ayvalık Belediyesi’nin yardımları ile  2004 yılında TOPRAĞA SEVGİ DİKİYORUZ sloganıyla tüm Ayvalık’ a hakim Cennet Tepesi denilen araziye yüzlerce fidan dikmiştik. Her engellimizin sahiplendiği ağaçlardan oluşan bir ormanımız olacaktı. 14 yıl sonra neredeyse insan boyuna ulaşan ağaçların oluşturduğu ormanımız 8 Ağustos 2018’de çevreden geçen bir araçtan atılan sigara izmaritiyle tutuştu. Gece saat 03’te başlayan yangın Ayvalık Belediyesi İtfaiyesi tarafından üç saatte güçlükle söndürülmüş, ne var ki; beş hektarlık bir alan küle dönerken en şiddetli alevler engellilerimizin yüreklerini yakmıştı.   İki dönem yaptığı bakanlık sonrası Osman PEPE, görevi sırasında hazırladığı anlaşılan şirketlerinin başına geçti. Akçaabat isimli gemisi dışında enerji ve tersane işletmeleri bu kuruluşlar arasındaydı. Amasra’nın Aliobası köyündeki ocaktan çıkan mermerleri kolayca yüklemek için merhum sanatçı Barış AKARSU’nun doğum yeri olan Akkonak’taki harika koyun bir tarafını boydan boya kapatarak gemileri için etrafı tel örgü ile çevrili beton bir rıhtım yaptırdı. Yemyeşil ormanın masmavi denizle kucaklaştığı yamaçları bozularak betonlaştırılan güzelim Akkonak koyu şimdi bir kolu koparılmış engelli bir insanı andırıyor.   Bir taraftan yangınlardan korumak için zihinsel engellilere ormanları yasaklarken, denizi ve ormanıyla ünlü bu cennet koyu harap eden yaklaşım ile, THK uçaklarını devre dışı bırakarak Akdeniz Bölgemizin ormanlarının cayır cayır yanmasına sebep olan yaklaşım arasındaki benzerliğe dikkatinizi çekmek isterim. Başlıkta kullandığım “ Bu Bakanlar Bir Alem “ ifadesini bu benzerliği vurgulamak için tercih ettim. Her iki bakanın başka benzerlikleri de var. İkisi de meslekten değil, yani ormancılıktan anlamıyor, bu alanda bir eğitimleri yok. Girişimci, iş bitirici ve ticari yetenekleri de birbirleriyle uyuşuyor. Ayrıca bir benzerlikleri daha var ki; evlere şenlik; İller Bankası Sosyal Yardımlaşma ve Emeklilik Vakfı 2005 yılı ajandasında yer alan haritada Türkiye’nin doğusu Ermenistan, Güneydoğusu Kürdistan olarak gösteriliyordu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı soruşturma sonunda ajandanın Orman Bakanı Osman PEPE’nin kardeşi Ahmet PEPE’nin şirketi tarafından basıldığı anlaşıldı. Şimdiki bakan PAKDEMİRLİ’nin kardeşi ise hain FETÖ örgütüyle ilişkisi nedeniyle uzun zamandır tutuklu bulunuyor.   Emperyalizm, Medeniyetler İttifakı, Ilımlı İslam, BOP gibi süslü sloganlarla, Çekiç Güç, PKK, PYD, IŞİD ve FETÖ gibi silahlı unsurlarla yurdumuzu bölmeye, parçalamaya çalışıyor. Ne acıdır ki; bu alçak ve hain düşmanlıklar içerde de taraftar bulabiliyor.   Vatan elimizden gidiyor dostlar, yanan ormanlarımızla, satılan topraklarımızla, kurutulan akarsularımız, kirletilen denizlerimiz ve havamızla, yağmalanan madenlerimizle elimizden alınıyor.   Biliyor musunuz, son beş yılda (23.07.2020’ye kadar) 18 milyon 464 bin 149 metre kare toprağımız satılmış. Bu amaçla ülkemizde yabancıların mülk edinmesini kolaylaştırmak için, 2014 yılında 6302 sayılı yasada yapılan değişiklikle yabancılara arazi satışı 25 bin metre kareden 600 bin metrekareye çıkarılmış. Topraklarımızı satın alan ülkeler arasında Katar, Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün başta geliyor. İsrail bile çoğunluğu GAP Bölgesi olmak üzere 220 bin 922 metre kare toprağımıza sahip olmuş.   2002’ye kadar 79 yılda toplam 11 milyon metre kare toprağımız el değiştirirken, 2002-2020 yılları arasında tam 115 milyon metre kare toprağımızın satılması burada gizlenen asıl amacın ne olduğunu apaçık ortaya koyuyor. Satılan bu topraklar İsrail’in yüz ölçümünün dört katından fazla. Bugün 27 bin 800 km. kare yüz ölçüme sahip İsrail’in bu büyüklüğe Araplardan satın aldığı topraklarla ulaştığı herkes tarafından biliniyor.   Uyanın dostlar. Artık uyan Yüce Milletim. Bu yaşadıklarımız hayra alamet değil. Bu kutsal vatan, bu topraklar tombaladan çıkmadı, gazetelerin dağıttığı kuponlarla alınmadı. Sakarya’yı, Dumlupınar’ı, Çanakkale ve Sarıkamış’ı, Maraş’ı, Antep’i unutma… blank blank Fikret GÖKÇE Kıbrıs Gazisi-Mak. Müh. * İki karede görülen Akkonak Koyu görselleri 2020 yılında tarafımdan çekilmiştir.