Her şey Samsun’a çıkmakla başladı… Sonrası da geldi. Son nokta 30 Ağustos 1922’de konuldu… Kitaplardan çok kolayca okunabilen bu savaşlar, pek de kolay olmadı… Yokluk, yoksulluk içindeki bir milletin yeniden diriliş hareketi çok zorlu koşullarda yapıldı… Görünürde sadece Yunanlılar vardı. Ama , işin gerçeği yedi düvele karşı savaşıyorduk. Ülkenin dört bir emperyalistler tarafından işgal edilmişti… Birden çok cephede iman gücüyle savaşıyorduk… Bazen yeniyor, bazen yeniliyorduk… Ama, pes etmiyorduk. İzmir ve İstanbul işgal edilmişti. Emperyalist ülkelerin piyonu olan Yunanlılar, inim inim inletiyorlardı savaştan savaşa koşarak yorulan ama teslim olmayan milletimizi. Vatanı düşmandan kurtarmak için çocuklar bile cepheye koşarak gidiyorlardı. Kadın kahramanlarımız çıkıyordu ortaya… Dava kutsaldı, vatan yüceydi… Samsun’a çıkış, Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile bir şeyler şekilleniyordu. Halk örgütleniyor, silahı kapan düşmanın üzerine gidiyordu. İnönü Savaşları zaferle sonuçlanıyor, yıllardan beri savaşan ordu biraz rahat nefes alıyordu. Ama , düşman arkasındaki güçlerin desteğiyle saldırdıkça saldırıyordu… Onca güce rağmen düşman Türk Direnişini aşamıyordu. Çünkü , Türk inanmıştı. Vatanını kutsal biliyordu ve namus kabul ediyordu. O zaman savaşlar çok zordu. Şimdiki gibi at bombayı kaç şeklinde olmuyordu. Göğüs göğüse savaşıyordu Mehmetçik canını dişine takarak… İnönü Savaşlarının verdiği moralle Sakarya Meydan Savaşına girildi… Tam 22 gün 21 gece sürdü bu savaş. Elbette sonuç utkuydu. Bir milletin uyanışı başlamıştı ardından da adım adım zafere gidiliyordu. Yaklaşık on bir ay sonra Büyük Taarruz başlatıldı ardından 30 Ağustos’ta gelen Büyük Zaferdi… Büyük Zafer Türkün gücünü dünyaya kanıtladı. Anladı dünyanın dört bir yanından gelip Anadolu’yu işgal eden güçler Türk Gerçeğini… Türkün yenilmez olduğunu. 30 Ağustos Büyük Zaferle bitmedi doğal olarak her şey… Sırada üç buçuk yıl Yunan işgalinde olan İzmir’in kurtuluşu vardı. Düşman 9 Eylül’de İzmir’de denize döküldü… Bu işler durup dururken olmadı. Televizyonda seyretmek gibi kolay değildi. Ölüm vardı… Yedi düvelin silahları ölüm kusuyordu. Kan vardı, gözyaşı vardı. Kutsal bir davanın savaşıydı bu ve kazanıldı. Yedi düvelin her türlü olanağına ve gücüne karşın yediği bir şamardı bu. Onun için Büyük Taarruzdur, Onun için Büyük Zaferdir. Onun için önemlidir bizim için. Biz, Onun için Büyük Zafer deriz… Birileri yan gözle baksalar bile… Büyük Zafere yan gözle bakanlar bir gün gelir düşmanın yediği şamarın tadını varırlar. Bu millet öyle bir millettir ki , attığı şamarın sesi dünyanın öbür ucundan duyulur. Kutlu olsun 30 Ağustos, kutlu olsun Büyük Zafer.