BEYNİ EMCÜKLENMİŞ !
"Emcükleme!"
Nedendir bilmiyorum! Bu kelime bana bir türküyü hatırlattı. Herhalde "cük" ekinden çağrışım yaptı.Radyolarda bir dönem dinler, televizyonda da sık sık izlerdik. Azerbaycan türküsüdür.
"cük cük cücelerim
menim küççük cücelerim
dileğim o ki büyüyesiiğiz
boy atıp gelişesiiğiiz."
Sokak röportajında bir kadının kullandığı "emcükleme" kelimesini; bakanlık yapmış birinin ağzından da duymuş olduk.
Ne anlama geldiği tam olarak belli olmayan bu tuhaf kelime sonunda siyasetçilerin de diline düştü.
İsim vermek istemiyorum. Eski bir bakan, bir muhalefet millet vekiline bu kelime ile karşılık verdi.
Emcükleme kelimesinin ne anlama geldiğini araştırdım. Türk Dil Kurumu (TDK) da böyle bir kelime yok. Emcük olarak var.
Emcük; bebeklerin ya da küçük çocukların ağızlarına koyup emdikleri, genellikle kauçuk veya plastikten yapılmış bir nesnedir. diyor.
Emcükleme bir fiil. TDK bu kelimeyi uydurma olduğu için haklı olarak tanımlamamış.
Google da araştırırken emcükleme ile ilgili
İlginç sonuçlara ulaştım.
Birisi,
"Kemikli etin içindeki iliği soğurma yöntemi ile içe çekmek." demiş.
Bir başkası, "Ben senin beni emcükleyebilme ihtimalini sevdim" diye dalga geçmiş.
Siyasilerin ne tartıştığı, kim haklı, kim haksız... Konum bu değil. Siyasetin seviyesinin düşürülmesine ve güzel Türkçemizin katledilmesine karşıyım.
Bu günlerde seviye yine yerlerde.
Türkçemizi katledenler tarafından uydurulan bu kelime son derece itici ve kaba. Göz önündeki insanların ağzından çıkana dikkat etmesi gerekir.
Sokak ağzı siyasetçiye, devlet adamına yakışmıyor.
Bir siyasi partinin kadroları iktidara geldikleri anda artık devlet adamıdır. Bulundukları makamlarda devleti temsil ederler. Devlet adamlığı söylemde ve eylemde ciddiyet gerektirir.
Siyasi rakiplerine ve vatandaşa karşı küçük düşürücü, aşağılayıcı söylemler hiç hoş değil.
Yasalarımızda hakaret suçtur, cezası bellidir. Devlet büyüklerine yada sıradan bir vatandaşa ayrım yoktur. Yasalar önünde herkes eşittir
Eski siyasiler; rakiplerinin isminin önüne "Sayın" kelimesini eklemeden hitap etmezlerdi. İsimler önüne farklı sıfatlar koymak, sokak ağzıyla konuşmak yakışmıyor. Hitabette yakışan tek bir sıfat vardır.
O'da SAYIN dır.
Siyaset biliminde bu kadar seviyesizliğe yer yoktur!
Siyaset bilimi; metodolojik olarak çeşitlidir. Psikoloji, sosyal araştırma ve bilişsel sinirbilimden kaynaklanan birçok yöntemi benimser. Yaklaşımlar pozitivizm, yorumculuk, rasyonel seçim teorisi, davranışçılık, yapısalcılık, postyapısalcılık, felsefi gerçekçilik, tarihsel kurumsallık ve çoğulculuğu içerir.
Siyaset toplumu idare etme, toplumda oluşan çatışmaları uzlaştırabilme sanatıdır.
İşte o yüzden her babayiğidin harcı değildir.
Liderinden, bakanına, millet vekiline, bürokratına kadar siyasette seviyeyi düşüren herkesi kınıyorum. Sokak röportajında o kelimeyi kullanan kadına sahip çıkan, protokolde yer veren CHP Genel Başkanını da kınıyorum. Bana göre yanlış yapmıştır.
Dileğim o ki büyüyesiiğiz
boy atıp gelişesiiğiiz!."