Bakanlığın tanımına ve tespitlerine göre ülkede birde aşırı yoksullar var.
Düzenli sosyal yardım alanların 11 milyon 877 bin 932 si aşırı yoksul olarak tanımlanmış.
Bu sınıflandırmalar hangi kriterlere göre yapılmış, bilmiyorum. "Aşırı Yoksulluk" dedikleri açlık olsa gerek.
Dehşet verici, bu rakamlar; Yunanistan'ın ve bir çok ülkenin nüfusunun çok üzerinde!
Daha da kötüsü, düzeleceği yerde sayı her geçen gün daha da artıyor.

Türk-İş'in her ay, düzenli olarak yaptığı araştırmanın 2025 Temmuz ayı sonucuna göre;
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 26.413,17 TL’ye,
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 86.036,38 TL’ye
Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’de aylık 33.982,24TL ’ye yükseldi.
Bu rakamlar her ay yükseliyor!
3-5 yıl önce 100 liraya dolan pazar sepeti şimdi 2 bin liraya dolmuyor. Dünyanın en bereketli topraklarında artık insanların tek derdi gıda.

Gıda ayrı bir yazı konusu. Gıda terörüne dur diyen yok! Bilinçsizce kullanılan tarım ilaçları nedeniyle ihraç ettiğimiz ürünler geri gönderiliyor. Bu konuyu da defalarca yazdım.

Emeklilerin neredeyse tamamı, çalışanların ise büyük bir kısmı, yoksulluk, hatta "Aşırı Yoksulluk"la mücadele ediyor.
Bakanlığın rakamlarına bunlarda dahil mi acaba? Hiç sanmıyorum. Ülkede 16 milyondan fazla emekli var. Bunun üzerine asgari ucretlileri ve düşük maaşlı diğer çalışanları da koy. Ülkenin yarıdan çoğu aşırı yoksul!

Türkiye Cumhuriyeti, Anayasamıza göre, bir sosyal devlettir. Sosyal devlet, vatandaşların refah durumlarıyla ilgili olan, onlara asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanıyor.

Sosyal devletin amacı;

• Gelir dağılımında adalet
• Yoksullukla mücadele
• İstihdam yaratma ve işsizlikle mücadele
• Fırsat eşitliği
• Sosyal güvenlik
• Ekonomik büyüme ve kalkınma
• Sosyal denge ve barışı
  sağlamaktır.

Sosyal yardım yaparak ve bununla da övünerek "Sosyal Devlet" olunmuyor!
Yardıma muhtaç insanların sayısı her geçen gün artarken ideal bir sosyal devletten söz edilebilir mi?
Araştırmalar, gelir dağılımı adaletsizliğinde Avrupa'da birinci, Dünyada 28. sırada olduğumuzu söylüyor. Hani, nerede gelir dağılımında adalet?

Sosyal devletin amaçları arasında; Yoksullukla mücadeleden, istihdam yaratmaktan, işsizlikle mücadele etmekten, ekonomik kalkınmadan, fırsat eşitlığinden söz ediliyor. Bunlarda da sınıfta kaldık maalesef

Neyse ki, elektrik ve doğalgaz faturalarımızın yarısını devletimiz karşılıyor. Yoksa ne olurdu halimiz.!

İlyas Erbay