Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
Fevzi Aydın
Fevzi Aydın
Yayınlanma: 22 Ekim 2023
A+ A-

ANA-YASA..

  Ana; Temel, asıl, esas..

   Yasa; “yasak” sözcüğünden türemiş ve bu sözcüğün Moğolcadan geldiği düşünülmekte olup, yasama organınca yapılan yasa adıyla gerçekleştirilen işler olarak tanımlanmakta.

Yasa ya da diğer adıyla kanun anayasal hukuk sisteminde, yetkili organlarca meydana getirilen hukuk kuralları.

   Anayasa; Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Toplumların ülke üzerindeki egemenlik haklarının, bireylerin temel haklarının hangi koşullar altında devlet tarafından kullanılabileceğini belirleyen temel kanunlardır.

Ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmeler olup bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz..

Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir. Türkiye, hukuki açıdan 1876 yılından beri anayasalarla yönetilmekte…

Türkiye’de ilk anayasa olan 1876 Kanun-i Esasi’sinden beri 1921, 1924, 1961 ve 1982 olmak üzere toplamda beş farklı anayasa kabul edilmiş…

1921 Anayasası Türk milletinin iradesini temsil eden bir meclisin onayından geçen ilk anayasası olup, bu anayasa Türk tarihi açısından da önemli dönüm noktalarından biridir.

Çerçeve şeklinde hazırlanan anayasa ülkenin en zorlu koşulları altında hazırlanmış olup, bu nedenle de anayasada çok önemli detaylara değinilmemiştir…

Görüleceği üzere anayasanın, ülkeler ve toplumlar açısından önemi, olduğundan daha fazla önemli…

Anayasa, ülkenin dünya düzeninde alacağı yer konusuna bir alternatif ve tercih oluştururken, bu tercihin kullanımı hükümetler ve iktidarlar tarafından şartsız olarak uygulanmasıyla gerçekleşmekte..

Geçmişten günümüze anayasalarımız, zamanın zor şartları içerisinde hazırlandığından dolayı, toplumun sosyal ihtiyaçlarının tam olarak karşılanması noktasında yeterli olmamış..

Cumhuriyetin kurulmasından sonra gelişen süreçle birlikte 61 ve 82 anayasaları vesayet sonucu ortaya çıkan anayasalar olarak Türkiye’nin sosyal yapısı içinde önemli rol oynamış…

Toplumun sosyal, siyasal ve hukuk sisteminin yerleştiği bir anayasal sistemden yoksun olan vesayet anayasasıyla, Türkiye Cumhuriyetinin yüzüncü yılı kutlanmakta..

Yüz yıllık süreçte, olağanüstü zamanlarda hazırlanan, temel değerlerden yoksun anayasalarla yönetilmeye çalışan Türkiye’nin, günümüz siyasetiyle de temel sosyo-ekonomik yapıları ve değerleri karşılayabilecek anayasa yapılması oldukça zor görünmekte..

Bugüne kadar yürürlükte olan anayasalar, dönemin ve durumun şartlarına göre hazırlanarak, mevcut yönetime ayrıcalık ve imtiyazlar sağlaması ve de halkın oyuyla kabul edilmesine rağmen, Türkiye’nin yapısına uygun bir anayasa tesis edilememiş…

Siyasi hayatın en uzun soluklu dönemlerinden birini yaşayan Türkiye, her seçim sathında, vesayet anayasası, 82 anayasasından kurtulmak için, siyaset sahnelerinde söz vermelerine rağmen, Ana ile Yasa’yı birleştirecek yeni bir anayasayı, Türk halkına sunamamış…

İktidar, bugün Türkiye’nin yüzüncü yılına yeni anayasa sloganıyla başlamak üzere, yeni anayasa çalışmalarını başlattı…

Günümüz iktidarının öncülüğünde, kamuoyunun bir kısmının desteğiyle hazırlanarak, halkoyundan kabul görecek anayasa bile olsa, Ana ile Yasa’yı birleştiremeyeceğinden, dünyanın önemli merkezi konumunda bulunan, Türkiye’yi kutuplaşmaktan kurtarmaya yetmeyecek…

Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…

 

Yorumlar

  1. Mevlüt ÖLMEZ

    Sayın Dostum yazını çok beğendim , 1921 Anayasasından bahsetmissin ama 1924 Anayasasında bahsetmemissin ve 80 Anasasasininda 80 maddesi değişti neden yeni bir Anayasa isteniyor o konuya değin sayın dostum

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Yazarın diğer yazıları