2 yıl önce, Başkent Hastanesi'nde sağlık sorunumuz nedeniyle iki gün, bir gece geçirdik. Hastane ve çevresinde genelde park yeri bulmak çok zordur. Biz sabah çok erken bir saatte ulaştığımız için ana binanın tam girişinin önüne park ettik. Ertesi gün sabaha karşı saat 05.45 gibi arabadan birşey almak için aşağıya indim.Tam o sırada, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ali Haberal geldi. Şoförü benim yan tarafıma park etti. Birkaç dakika sonrada, Prof.Dr. Mehmet Haberal in arabası geldi.Onun şoförü de benim hemen yanıma, Ali Haberal ın aracıyla aramıza park etti. Mehmet hoca aracından inerken başıyla selam verdi. Günaydın hocam diye karşılık verdim. İki kardeşin sabahın erken saatinde hastaneye gelmeleri tuhafıma gitmişti. Mehmet hocayı gece 01.40 gibi merdivenlerde gördüğüm için; haliyle bir şaşkınlık yaşadım. İçeriye girerken kapıdaki görevliye "Hoca erkenci" diye laf attım. "Efendim hoca hep bu saatte gelir" dedi. "Gecede geç saatlerde hastanede idi" dediğimde Görevlinin yanıtı beni iyice şaşırttı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar hep dolaşırmış. Üstelik hafta sonları da dahil. "Şaşırdım "Buna can mı dayanır?" dedim. Görevli tebessüm ederek, "Efendim bizde merak ediyoruz ne yiyip içiyor? dedi.. Üstelik hoca dolaşırken hiç asansör kullanmıyor" diye de ekledi. Tabii, şaşkınlığım bir kat daha arttı. Kurucusu olduğu hastanede; hastalarının, tüm çalışanların saygısını ve sevgisini kazanmış, işine saygılı, son derece disiplinli dünya çapında bir değerimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal Bir kaç gün önce, gazetede, arka sayfalarda, küçük bir haber dikkatimi çekti. Bu yazıyı kaleme alma nedenim de budur. Tüm dünyanın saygı duyduğu, gururumuz Prof. Dr. Mehmet Haberal; Selanikte düzenlenen "Panhelenik Transplantasyon Kongresi"nde "Yüksek Şeref Ödülü"ne layık görülmüş Oy birliği ile alınan karar Yunanistan Cumhurbaşkanı onayıyla Yunan Resmi Gazetesinde de yayınlamış. Prof. Haberal yaptığı teşekkür konuşmasında; Selanik'in Türkiye için önemine değinmiş. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anmış, kazandığı ödülün Türkiye'nin başarısı olduğunu belirtmiş. Kimbilir hocamızın bu kaçıncı ödülü? Başarı kolay gelmiyor. Çok çalışmak, disiplin, işine saygı başarının olmazsa olmazları. Zonguldak'ta bir gecekondu'da yokluk içinde başlayan bir yaşam...ve bugün tüm dünyanın saygı duyduğu olağanüstü bir isim. Her türlü saygıyı sonuna kadar hakediyor. Hocama Allah uzun ömürler versin...