Karabük Postası tarafından
05 Nisan, 2015 14:40 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

2. Uluslararası Demir Çelik Sempozyumu Sona Erdi

Karabük Demir ve Çelik İşletmeleri (KARDEMİR) A.Ş. ve Karabük’ün kuruluşunun 78. yılı etkinlikleri kapsamında IISS'15 2. Uluslararası Demir ve Çelik Sempozyumu, ‘Demir Çelik Endüstrisinde Uluslararası Pazarlama ve Rekabet Artırma Stratejileri' paneliyle sona erdi. KARDEMİR Kültür Merkezinin konferans salonundaki kapanış paneline katılan Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, geçen yılın verilerine göre Türk çelik sektörünün 34,7 milyon ton ham çelik üretimiyle dünya 8’incisi ve Avrupa’nın 2’nci büyük üreticisi konumunda olduğunu söyledi. Sektörün çelik tüketiminin 30,8 milyon ton olduğunu, ithalatının önceki yıla göre yüzde 8,6 azalarak 14,8 milyon ton olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Ekinci, 17,6 milyon tonluk ihracatla dünya 8’inciliği ve inşaat çeliği ihracatında dünya liderliğini sürdürdüğü ifadesinde bulundu. Sektörün ihracat geliriyle dünyada 14’üncü ve ortalama birim satış fiyatında 17’nci olmasının gelecek için endişe verici olduğunu da belirten Ekinci, “2014 yılı dünya ham çelik üretiminin önceki yıla göre yüzde 1,4 artışla 1,64 milyar ton, tüketiminin ise 1,59 milyar ton olarak gerçekleştiği görülmektedir. Öte yandan, Çin 823 milyon tonla dünya çelik üretiminin yarısını, 748 milyon tonla da neredeyse tüketimin yarısını gerçekleştirmektedir. Kapasite fazlalığı, dünya çelik sektörünü olumsuz yönde etkileyen en temel sorunların başında gelmektedir. Çelik üretim kapasitesiyle talep arasındaki farkın her geçen gün artması, çelik üreticilerinin mali durumlarının bozulmasına ve ayrıca uzun dönemli ekonomik istikrar ve sanayi verimliliği hakkında endişelerinin artmasına yol açmaktadır. Çin’in 2014'te önceki yıla göre ihracatı, 30 milyon ton artışla 105 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu miktarın önümüzdeki birkaç yıl içinde 180 milyon tona yükseleceği hesaplanmaktadır. Bu veriler, Çin’in ilerleyen dönemlerde büyümesini yavaşlatması durumunda dünya ülkeleri için daha da önemli sorun haline geleceğinin göstergesidir. Öte yandan, son günlerde Yemen’nin de dahil olduğu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde yaşanan siyasal ve toplumsal krizlerin dalga dalga bölgedeki diğer ülkelere yayılması ve etkisini sürdürüyor olması da dünya çelik endüstrisinin ve özellikle Türk çelik sektörünün ihracatını olumsuz etkileyen faktördür" dedi. “DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ KURALLARI İSTİSMAR EDİLİYOR” Ekinci, dünya çelik endüstrisinde Rusya, Ukrayna ve Çin gibi ülkelerin, üretimde kullandıkları ham madde ve enerji girdilerindeki avantajlarının kendileri gibi dışa bağımlı ülkelerin rekabet etmesini zorlaştırdığını anlatarak, “İthalatçı konumundaki ülkelerin yaptıkları yatırımlarla ihtiyaçlarını karşılar hale gelmesinin de ihracat pazarının daralmasına yol açıyor. Dünya çelik sektöründe rekabeti zorlaştıran bu unsurlar beraberinde, ithalatçı ülkelerdeki sanayicilerin, ithalatı engellemek yoluyla karlılıklarını arttırmak için Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını istismar ettikleri gözlenmektedir. Zira bu ülkeler tarafından açılan soruşturma sayısı son yıllarda yüksek oranda artış göstermiştir. Yalnızca 2014'te ülkemiz çelik sektörüne karşı açılan soruşturmaların sayısı 11 olmuştur. Ayrıca, ithalatı engellemek isteyen bazı ülke sanayicileri, sıkça tarife dışı teknik engellere de yönelmektedir. Öte yandan, sektörümüzün dünya arenasında daha rekabetçi olabilmesi için aktif pazarlamayı yani müşteriye giderek sıcak temasta bulunmayı önemsiyoruz. Bu kapsamda Ekonomi Bakanlığımızın çok önemli hizmeti Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Projemizin ilkini 2012'de 45 firmanın katılımıyla hayata geçirdik. Bu proje kapsamında 9 ülkeye ticaret heyetleri gönderdik. O ülkelere ihracatımızda yüzde 40’lar civarında artış sağlanmış, projemiz Ekonomi Bakanlığı tarafından en iyi uygulama örnekleri arasında gösterilmiştir" dedi. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu yapısal değişikliğin Türk çelik firmaları tarafından da gönüllük esasına dayanarak yatay veya dikey entegrasyonla gerçekleşmesi zaruret haline gelmektedir. Aksi takdirde gelecekte sektörümüz dönüşü olmayan yola girmiş olacaktır. Bununla ilgili çalıştaylarda Sanayi Bakanlığımız, aktif katkı sağlamaktadır. Yakın gelecekte de umarız hayata geçirilebilecektir." Panelde KARDEMİR Genel Müdürü Mesut Uğur Yılmaz, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Uğur Dalbeler de birer konuşma yaptı. Düzenlenen panele Karabük Valisi Orhan Alimoğlu, Karabük Garnizon Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Samit Tokmak, Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Mutullah Yolbulan, protokol üyeleri, akademisyenler, KARDEMİR çalışanları ve çok sayıda davetli katıldı.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Mart, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük Üniversitesi otomotiv ve havacılık sektörlerinde kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi

Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) TÜBİTAK takviyeli projeyle geliştirilen magnezyum alaşımlarının hem yakıt tasarruf sağlaması hem de daldaki çevresel sürdürülebilirlik maksatlarına katkı sunması bekleniyor.
KBÜ Metalurji ve Gereç Mühendisliği Kısmından Prof. Dr. Ali Güngör ve doktora öğrencisi Yousef Mustafa Salem Fhail Boom, TÜBİTAK 1002 projesi kapsamında otomotiv ve havacılık dallarında kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi. Bu projeyle, hem yakıt tasarrufu sağlanması hem de sera gazı emisyonlarının azaltılması hedefleniyor.
Enerji kaynaklarının hudutlu olması nedeniyle hafif materyallere yönelik arayışların arttığını vurgulayan Prof. Dr. Ali Güngör, "Enerjiye olan talep her geçen gün artıyor. Biz de ‘Yakıt tasarrufu konusunda ne yapabiliriz?’ sorusuna tahlil arayarak hafif metaller üzerinde çalıştık" dedi. Magnezyumun bilinen en hafif metallerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Güngör, bu özelliğin kara ve hava taşıtlarında değerli avantajlar sağladığını söz etti. "Magnezyum, alüminyuma kıyasla yüzde 36, demire kıyasla yüzde 78 daha hafiftir. Bu da çeşitli araçlarda kıymetli yakıt tasarrufu sağlamaktır" diyen Güngör, magnezyumun dayanımının ve korozyon direncinin düşük olması ve şekillendirilebilme zorlukları nedeniyle endüstriyel kullanımının sonlu olduğuna dikkat çekerek bu dezavantajları gidermek için magnezyuma çeşitli elementler eklediklerini lisana getirdi. Güngör, magnezyum alaşımlarının otomotiv dalında direksiyon simidi, iç kapı iskeleti, koltuk iskeleti, şanzıman kutusu üzere birçok modülün üretiminde kullanıldığını söyledi. Magnezyumun araba sacı olarak kullanılması için 6000 serisi denilen alüminyum alaşımlarının akma dayanımına eşit olması gerektiğini anlatan Güngör, "Biz bu çalışmalarda düşük oranlarda alüminyum, çinko, kalsiyum ve manganez içeren magnezyum alaşımlarını döküm yoluyla ürettik. Akabinde uyguladığımız ısılı süreç ve sıcak haddeleme tekniklerini kullanarak, akma dayanımı 155 megapaskal, çekme dayanımı 240 megapaskal olan ve düzlem şekillendirilebilirlik özelliğine sahip magnezyum alaşımlarını üretmeyi başardık" diye konuştu. Elde edilen sonuçların, daha yüksek performanslı magnezyum alaşımlarının üretilebileceğini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Güngör, bir sonraki kademede üretim süreçlerini daha da geliştirerek patent müracaatında bulunacaklarını aktardı.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.