"Sürpriz kaynaklarımız var dediğimizde ciddiye alınmadık. İşte bunlardan biri vergi barışı yasası, diğeri orman arazilerini satışı olacak. Tahsil edilemeyen hiçbir tahakkuk dosyası sizin değildir. Ben tüccar siyasetten bahsediyorum. Bugün tüccar siyasete ihtiyacımız olduğunu söylüyorum. Biz, beyin kadrosu dediğimiz ekipleri değiştirmek zorundaydık. Değiştirmeseydik, devraldığımız tablo neyse onun devamı anlamına gelirdi." Yukarıdaki, konuşmayı dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2003 yılında yapmış. Yani, o günlerde, tek adam rejiminin işaretini bariz bir şekilde vermiş. "Devleti tüccar gibi yönetmek" Devlet çok hantalmış, hızlı hareket ödemiyormuş, bunun için de hızlı dönecek bir çark kurulmalıymış. O çark, anonim şirket mantığıymış. Tek Adam rejimine geçmeden önce sözlenen bu sözler, yeni rejim gelinceye kadar alabildiğine hızlı bir şekilde yerine getirilmiş. Elde avuçta ne varsa, satılmış. Devlete katma değer yaratan her türlü varlık elden çıkarılmış. O dönemin muhteremlerinden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, " babalar gibi satarız" diyerek işe girişmiş. Ve, demiş ki, " “Ne banka bırakacağız ne fabrika ne de işletme! Liman da bırakmayacağız! Hepsini satacağız! Stratejik bölgeymiş falan hiç önemli değil. Önemli olan müşteri bulmak. Parayı veren düdüğü çalar” Kemal Unakıtan, dediğini yapmış. Ne banka bırakmış ne fabrika. Hele hele, Tekel İşletmeleri, konusunda aynı söylemi yine kullanmış. " Tekeli de babalar gibi satarım" Ve satmış. Şimdilerde, Türk Halkı, artık yabancı sigara şirketlerine mahkûm olmuş durumda. O güzelim sigaralarımız, vitrinlerde kalktı. Allah, için bir tük yerli malı sigaramız yok. Sadece, sigara mı? Artık, her şeyimiz yabancı. Türk Çiftçisine gereken desteği vermeyen anlayış, yabancı çiftçileri zengin etme yolunda epeyce yol aldı. Hatta ve hatta, Sudan'da çiftlikler kurarak, tarımı burada yapmaya bile kalkıştı. Devleti tüccar gibi yönetme anlayışında olanlar, ekonomin sürekli geriye gitmesi ve yoksulluğun artması karşısında, çok sakin, sabırlı ve saygılı çiftçiyi bile yürütmeyi başardı. Bugün, Türkiye'de yürüyen kesimlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu da işlerin iyiye gitmediğinin bir işareti. İnsanlar, memnuniyetsizlikten yürümeye başladılarsa, yönetim ipin ucunu kaçırmış demektir. Gelelim, Erdoğan'ın sözlerine. Devleti anonim şirket gibi yönetirsen, iflası da göze alacaksın. Gazete haberlerini okuduğumuzda, günümüzde her gün iflas eden anonim şirketlerin haberlerini görüyoruz. Acaba, tüccar gibi yönetilen devletimiz de mi iflasa gidiyor? Acaba?