Özellikle kalp yetmezliği, KOAH ve astımı olan yayla tutkunlarının yüksek rakımlı yaylara çıktıklarında oksijensiz kalabilecekleri ve geri dönülmez sağlık sorunları ile karşı karşıya kalabilecekleri belirtildi.
Temmuz ayı ile birlikte yaylalarda insan yoğunluğunun arttığı bu günlerde sağlık yönünden uyarılarda bulunan uzmanlar, yüksek rakımlı yerlerde oksijen basıncının düşeceğine dikkat çekti.
Konuyla ilgili uyarılarda bulunan Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Özellikle kalp yetmezliği, KOAH, astımı, solunum yetmezliği olan hastalar yüksek rakımlı yerlerde oksijensiz kalabilirler. Çünkü yaylalarda oksijen parsel basıncı düşüyor” dedi.
Kronik hastalığı olanlar özellikle astım, KOAH, ya da akciğer sertleşmesi olan kişilerin iklim değişikliğinden daha çok etkileneceğini kaydeden Özlü, “Sadece nem değil sıcaklık da değişiyor güneş faktörü de var nem faktörü de önemli. Bunun dışında havada kirlilik de önem arz ediyor. İklim koşulları özellikle yaz mevsiminde farklı. Kronik hastalığı olanlar özellikle astım, KOAH, ya da Akciğer sertleşmesi gibi hastalığı olan kişilerin iklim değişikliğinden daha çok etkileneceğini tahmin edebiliriz. Yine yüksek tansiyonu, kalp yetmezliği olan hastalar da buna eklenebilir. O açıdan iklim koşullarına göre tedbir almak gerekiyor. Özellikle sıcak ve nemli ortamlarda ısı çarpmaları, güneş altında çarpma olabilir. Onun için kapalı ortamlarda, sıcak ortamlarda bulunmamak lazım. Mümkün olduğu kadar rahat, bol pamuklu ya da ipekli giyilmeli. Sentetik, dar, üst üste kıyafetler giymemek lazım. Bol su, maden suyu, tuzlu ayran içmek lazım eğer tuz kısıtlamanız yoksa. Sıvı gıdaları çok tüketmekte fayda var. Aşırı yemek yememekte fayda var çünkü sıcağın etkisini artırır. Alkol ve uyku yapıcı ilaçlardan uzak durmakta fayda var, bunlar sıcağın etkisini artıran durumlar” dedi.
"Yaylalarda oksijen parsel basıncı düşüyor"
Yaylalarda oksijen parsel basıncının düştüğü bundan dolayı özellikle kalp yetmezliği KOAH, solunum yetmezliği bulunan hastaların çok dikkatli olmaları gerektiğine işaret eden Özlü, “Özellikle bölgemizde yaylalara çıkılıyor, eskiden gelen bir alışkanlık var. Yaz mevsiminde yüksek rakımlı yaylalara göç edilir, bu aslında çok güzel bir çözüm. Sahil kesiminde çok sıcak ve nem bir arada olduğu için bunaltıcı olabiliyor. Yaylalar hava akımının iyi olduğu ferah yerler, özellikle gece serin oluyor. Ancak yaylaların da şöyle bir özelliği var. Yüksekte güneş ışınları daha dik açıyla geldiği için özellikle saat 11.00-16.00 arasında güneşte kalmamak lazım. Yalnız çok yüksek rakımlar söz konusu ise özellikle kalp yetmezliği olan KOAH’ı olan ya da astımı, solunum yetmezliği olan hastalar yüksek rakımlarda oksijensiz kalabilirler, oksijen parsel basıncı düşüyor. Dolayısıyla böyle sorunları olanların yaylaya çıkmadan önce hekimlerine danışmalarında fayda var. Yayla ortamı sahil kesimine göre daha rahatlatıcı bir ortam daha temiz bir hava soluyorlar ve hava kirlenmesi de yok. Ancak orada polenler olabilir, o açıdan astım gibi alerjisi olan hastalar yayla ve polen ortamında sorun yaşayabilirler” diye konuştu.