Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Yaşlı Bakım Eğitimi Ekibinden Rektör Uysal’a Ziyaret

Gündem Yayın: 13.10.2014 14:53
Yazar:
Yaşlı Bakım Eğitimi Ekibinden Rektör Uysal’a Ziyaret

Karabük Yücel Huzurevi Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Av. Fazilet Demirezen Hayat Boyu öğrenme programı Yaşlı Bakım Eğitimi projesinde yer alanlarla birlikte Rektör  Prof. Dr. Burhanettin Uysal’ı makamında ziyaret ettiler.

Proje hakkında bilgi veren Karabük Yücel Huzurevi Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Av. Fazilet Demirezen,  “ Öncelikle bizleri kabul ettiğiniz ve üniversitenin kapılarını bizlere açtığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Yaşlı Bakım Eğitimi projesi AB Hayat boyu öğrenme programı Avrupa Birliği Hibe projesi kapsamında Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen Türkiye-Hollanda işbirliğinde Grundtving gönüllü projesi altında gerçekleşmektedir. Projemiz binlerce proje arasından kabul görmüş bir projedir. Ekibimizde Hollanda’dan 6 arkadaşımız var. Hollanda’dan gelen arkadaşlarımız 2 Ekim’den bu yana Türkiye ‘deler. Bölgemizde 6 yaşlı bakım evinde incelemelerde bulunduk. Umuyorum ki bu proje ile Yaşlı bakımının yaygınlaştırılmasına katkı sağlayacağız” dedi.

Böylesi önemli bir projede yer aldıkları için başta Av. Fazilet Demirezen olmak üzere tüm katılımcıları tebrik eden Rektör Prof. Dr. Burhanettin Uysal,  “Bu projeye, organizasyona emek veren herkesi kutluyorum. Her canlı doğup büyür ve yaşamaya devam eder. Yaşlılık sorun değil biyolojik yaşamın bir sonucudur. İnsanlar ne kadar sosyal olursa, sosyal dayanışma içerisinde bulunursa o denli huzur içerisinde yaşamlarına devam ederler. Modern toplumlarda bu böyledir. Bu proje inşallah hem ülkemiz için hem de uluslararası anlamda bir başlangıç olur. Yaşlı bakımının yaygınlaştırılması ve bu konuda dikkatlerin üzerine çekilmesi, duyarlılık oluşturulması konusunda da farkındalık yaratır. Biz Karabük Üniversitesi olarak üzerimize düşen ne varsa bugüne kadar yaptık, yapmaya da devam edeceğiz” dedi.

 

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

“…CEK” LERE, “…CAK” LARA KARNIMIZ TOK. İCRAAT GÖRELİM ARTIK!

Manşet Yayın: 28.04.2024 15:24
“…CEK” LERE, “…CAK” LARA KARNIMIZ TOK. İCRAAT GÖRELİM ARTIK!

Mücadele edile CEK, Göz açtırılmaya CAK, Fırsat verilmeye CEK, Kapatıla CAK, Ceza kesile CEK….
Vatandaşının hakkını korumak, hırsızla, arsızla, fırsatçıyla mücadele etmek devletin asli görevlerinden değil mi?

Bu düpedüz; soygun, gasp, arsızlık, hırsızlık, şerefsizlik, ahlaksızlık, utanmazlık, gözü dönmüşlük.. hatta vatan hainliği.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eşi benzeri görülmemiş biçimde gıda terörü ile karşı karşıyayız. Bu artık bir milli güvenlik sorunu haline geldi.
Kimdir bunlar? Gıda kartelleri mi? Aracılar mı? Tefeciler mi? Fırsatçılar mı? Bunlara neden bir dur diyen yok! Özellikle mi sessiz kalınıyor? “Serbest piyasa diyerek seyirci mi kalacağız? Meydanı bunlara mı bırakacağız? Elimizi kolumuzu bağlayan ne? Bu işin sonu nereye varacak?

Et 600 TL oldu. Almanya’da 11.58 Euro bizim paramızla 405 TL. Bizim emeklimiz 10 bin TL. olan maaşının tamamı ile Türkiye’de 16.5 kg et alabilirken, Almanya’nın emeklisi70 bin TL (2 bin Euro) maaşıyla173 kg et alabiliyor. Yani danayı bütünüyle alıyor. Eti ithal ediyoruz. Kilo gramını kaç TL den ithal ediyoruz? İç piyasaya kaç TL den veriyoruz? Bilen var mı?
Antep fıstığını bizden alıyorlar.
Biz 1kg fıstığı 900 liraya yerken onlar 525 liraya (11.98€) yiyor.
Dünyanın en büyük fındık üreticisi Türkiye. Biz fındığın kiloğramına 740 lira verirken Almanlar bizden aldığı fındığı 400 liraya (11.45€) satıyor.
Kuru kayısıyı da bizden alıyorlar.
Bizde 600 lira, onlarda 420 lira (11.99€) İşin ilginci alım güçleri bizden neredeyse 10 kat daha fazla.
Bu rezilliği ne ile izah edebilirsiniz? Bunu açıklayabilecek bir yetkili yada sorumlu var mı ?
Marketlerde hergün etiketler yenileniyor. Birileri piyasaları belirliyor. Maliyeti 5 kuruş olan ürünler bile 10 katına hatta 100 katına satılıyor. Düşük maliyetli, küçük kalemlerde vurgun çok daha büyük. 5 TL ile gidin markete, bakın bakalım alabilecek bir şey bulabilecek misiniz ?
Hadi, “üretmeden çılgınca tüketen bir toplum haline geldik. İşte o yüzden bunlar” diyelim. Ama öyle değil! Tamam, yeteri kadar üretmemenin bedelini çok ağır ödüyoruz zaten. Fakat bu bambaşka bir şey. Yukarıda Almanya örneğini verdim. Adamlar bizim ürettiğimiz bir ürünü neredeyse bizim yarı fiyatımıza alıyor.

“…Cek”lere, “…Cak”lara karnımız tok! Eeee, hadi icraat görelim artık.

İlyas Erbay