Ihlas Haber Ajansı tarafından
18 Nisan, 2025 04:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Yaralı sürücüye, kovalamaca sırasında peşinde olan polisler yardım etti

Bartın’da arabasını polisin üzerine süren ve "dur" ihtarına uymayan şoför ile polis grupları ortasında kovalamaca yaşandı. Yaklaşık 30 kilometre kaçmayı başaran şoför kaza yapınca yakalandı. Yaralanan şoförün yardımına ise peşindeki polisler yetişti.
Edinilen bilgiye nazaran Orduyeri Caddesi’nde "dur" ihtarına uymayan 74 AAN 037 plakalı Tofaş aracın şoförü E.Y. ile polis aracı ortasında kovalamaca başladı. Bir polisin üzerine aracı süren E.Y., Bartın-Amasra yoluna çıkarak kaçmaya devam etti. Yolda orta refüje çıkan aracın şoförü, kazaya karşın yoluna devam etti. Bartın-Kurucaşile istikametine yanlışsız süratle giden şoför ile polis ortasında yaklaşık 30 kilometre boyunca kovalamaca yaşandı. Şoför peşine taktığı polislere izini kaybettirirken, Bozköy mevkisinde ise araç virajı alamayarak yol kenarındaki su kanalına düştü.
Araçtan çıkarak kanalda sırtüstü yatan yaralı şoförün yardımına ise peşindeki polis grupları yetişti. Bölgede ikinci bir kaza yaşanmaması maksadıyla, polis ve jandarma takımları tarafından geniş güvenlik önlemleri alındı.
Otomobili için feryat etti
Yaralı halde yerde yatan şoför ise aracın halini görünce kendi acısını unutarak aracı için ağladı. Yaralı şoför, "Arabam bu hale gelmeyecekti. Babam bu arabayı bu halde görürse ne der? Babam beni boğar. Ben yeterliyim ağabey ancak bu otomobilin bu türlü kalmasını ben istemiyorum. Bu otomobil bu hale nasıl geldi? Bu arabayı kim bu hale getirdi? Ben mi getirdim arabayı bu hale? Anne, babam nerde? Kaza yaptım, ehliyetim de yok" diye bağırdı
Ehliyetsiz ve alkollü olduğu belirlendi
Araçta yapılan armada cürüm ögesine rastlanılmazken, 23 yaşındaki şoför E.Y.’nin 231 promil alkollü olduğu ve ehliyetinin bulunmadığı belirlendi. Yaralı şoför olay yerine gelen ambulansa alınarak birinci müdahalesi yapıldıktan sonra Bartın Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazada yaralanan ehliyetsiz ve alkollü şoför E.Y’nin babasının mahalle muhtarı olduğu ve aracı müsaadesiz aldığı öğrenildi.
Ailesi kayıp ilanı verdi
Kovalamacanın yaşandığı anlarda ise polisten kaçan E.Y.’yi ailesinin telefonla aradığı ve ulaşılamadığı ileri sürüldü. Çocuğuna ulaşamayan aile ise jandarma karakoluna müracaatta bulunarak kimlik bilgi ve eşkalini verdikleri çocukları E.Y’nin kayıp olduğunu söz etti.
Olayı hastane polisi fark etti
Hastane polisi, kayıp müracaatında bulunulan E.Y’nin yaralı olarak hastaneye getirilen yaralı olduğunu fark etti. Hastane polisinin telsiz anonsu ile durumu haber merkezine duyurması üzerine ise telefonla durum jandarmaya bildirildi.
Jandarma takımları tarafından da kayıp müracaatında bulunan aile bilgilendirilerek hastaneye yönlendirildi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
İlyas Erbay tarafından
18 Nisan, 2025 09:53 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

“BENDE BİR ZAMANLAR SEVİLDİM AMMA, SENİNKİ DÜPEDÜZ VURGUN SAYILIR !”

Ne güzel bir isim koymuşlar. Son derece de yaratıcı. "Dağıtım Bedeli!" Üstelik her ay! Elektrik konutunuza yada iş yerinize kablolarla, direkler üzerinden öyle elini kolunu sallayarak geliyor zannediyorsanız yanılıyorsunuz!

Üretim santrallarından kapınıza kadar ticari taksi ile geliyor! Eee, taksimetre o ayki yüke göre ne yazdıysa faturaya ilave ediliyor.
Elektriği dağıtmak öyle kolay mı ?
Bunun bir bedeli var tabiiki! İtiraz yok, o bedeli ödeyeceksiniz seve seve!

Dağıtım bedeli değil, düpedüz vurgun!
90 larda Muazzez Abacı'nın söylediği şarkının sözleri geldi aklıma;

  • Ben de bir zamanlar sevildim amma
  • Seninki düpedüz vurgun sayılır
  • Ne kadar zulmetsen ah etmem sana
  • Her iki cihanda gül kana kana

Şarkıda "Her iki cihanda gül kana kana" diye sevgiliye sitem ediyor. Fakat bu vurgun başka! Millet, bu zulmü af mı eder, yoksa ah mı eder? Orasını bilemem!
Uzmanlarımız hesaplamışlar. "Elektrik dağıtım işi özelleştitilmeyip devlette kalsaydı, buğün 500 liralık elektrik faturası 244 liraya düşecek, 256 lira vatandaşın cebinden çıkıp şirketlerin kasasına gitmeyecekti" diyorlar.
Ben buna katılmıyorum. O zamanda başka türlü öpülürdük! Büyüklerimiz mutlaka öpmenin bir yolunu bulurdu.!

Bu aziz millet hiç bir dönemde bu kadar öpülmemişti!
"Bu ne sevgi ah bu ne ızdırap Zavallı kalbim ne kadar harap:
Bu sözlerde yanılmıyorsam merhum Abdullah Yüce ye ait.
Ne garip yazdıkça şarkı sözleri geliyor aklıma!

Neyse, yazıyı dağıtmayalım, konumuza dönelim.
500 liralık faturada dağıtım bedeli 2013 yılında 99 lira idi şimdi 354 lira. 1 Kwh elektriğin dağıtım yükü kat kat artmış. Bu rakam 2013 yılında 7 TL iken, bugün 183.6 TL
Elektrik Enerji Fonu, TRT Payı, Belediye Tüketim Vergisi gibi kalemleri de unutmayalım.

Aşağıda vereceğim bilgiler ve rakamlar; Resmi gazete, internet ve devlet kurumlarının web sitelerinden derlenmiştir. Doğruluğu araştırılabilir.

Ülkemizde elektrik dağıtımının özelleştirilmesi 2012 ve 2013 yıllarında yapıldı.
Dağıtım işi 21 şirkete pay edildi. Bu 21 şirket;
EİAŞ ( Elektrik iletim AŞ ) den aldığı yıllık 60 milyar KW/saat elektriği halka dağıtıyor. Şirketler EİAŞ den elektriği doğrudan almıyor. Devletimiz EİAŞ den 1 kilowatt' ını 5.5 cent'e aldığı elektriği dağıtım şirketlerine 2.35 cent'ten yani 3.15 cent zararına satıyormuş ( bu kısım iddia!) Dağıtım şirketleri ise 1kw elektriği tuhaf giydirmelerle (dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, kaçak köçek vs) vatandaşa 11.5 cent'ten satıyormuş. Yani yaklaşık % 400 kârla.

Elektrik dağıtım işinin tamamı 12.5 milyar dolara özelleştirilmişti. Özelleştirme işini alan tüm şirketler bu parayı dış kaynaklı kredilerle ödediler. Özelleştirme sonrası bu 21 şirketin kasasina giren para her yıl yaklaşık 5.5 milyar dolar. Adamlar 2 yılda ödedikleri parayı çıkartmışlar. Yani çektikleri krediyi kapatmışlar ve kâra geçmeye başlamışlar.

İlk 6 şirket bu isin arslan payını yani 4.5 milyar dolarını alıyor. Diğerleri daha küçük şirketler. Bazı ailelerin 3, 4 şirketi var.

Bu şirketler ve sahipleri size tanıdık gelecek.
Peki. bu şirketler hangileridir, sahipleri kimlerdir. Bu işten yıllık ciroları ne kadardır?

Arslan payını alan ilk 6 şirket;

1.) Dicle Elektrik Tivnikli ailesi 1 milyar 239 milyon dolar. Yanılmıyorsam bu aile T.Telekom özelleştirmesinde %10 pay almıştı.
2.) Enerjisa ( başkent, Anadolu, Toroslar..) Sabancı. 1 milyar 142 milyon dolar.
3.) Cengiz holding Kolin ortaklığı 1 milyar 75 milyon dolar.
4.) Aydem holding 600 milyon dolar.
5.) Limak Nihat Özdemir 270 milyon dolar.
6.) Çalık holding 230 milyar dolar.

İlginç! değil mii?
Özelleştirmelerin ağır faturası nedense(!) hep halka çıkıyor.
Haa. şu üçüncü sıradaki var ya " hakikaten sözünün eriymiş"😀

Hangi özelleştirme halkın yararına oldu? Var mı bu soruya yanıt verebilecek biri?

Not; rakamların ve bilgilerin doğruluğunu iddia etmiyorum. Kendi çapımda ulaşabildiğim bilgiler ve rakamlardır. Teyid gerektirebilir .

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.