Karabük Postası tarafından
28 Kasım, 2023 13:23 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 5dk
Yorum Sayısı: 0

Vergili: “MHP’nin Yükselişi Bizi Avantajlı Hale Getirdi”

Birlik Medya Gün Ortası Programına konuk olan Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili; yeniden aday olup olmayacağı konusu başta olmak üzere seçim çalışmaları, ekonomi ve Belediye çalışmaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Birlik Medya Gün Ortası Programında Hakan Tuçer'in konuğu olan Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Milliyetçi Hareket Partisi’nin bölgedeki yükselişinin kendilerini çok avantajlı duruma getirdiğini belirtirken, yeniden adaylığı konusunda ise Genel Merkezi işaret etti. "ÇALIŞMALARIMIZI CUMHUR İTTİFAKINA GÖRE YAPACAĞIZ" Belediye Başkanlığı aday adalıkları için genel merkezle görüşmelerin devam ettiğini ifade eden Başkan Vergili; " Karabük, Safranbolu, Eskipazar, Yortan, Yenice, Eflani, Ovacık hepsi masaya yatırılacak. Milliyetçi Hareket Partisi’nin bölgedeki yükselişi bizi çok avantajlı duruma getirdi. 15 yıllık belediye ve siyasi çalışmalarımızla teşkilatlarımız bir yere kadar taşındı. Teşkilatlarımız bu güçle ve genel merkezin talimatlarıyla yola çıkılacaktır. İttifak konusunda bizim partimizle Cumhur İttifakı sağlandı. Cumhur İttifaksız seçim olmaz. Bunu çaptırmamak lazım, genel seçimlerde bizim ittifaka ne ihtiyacımız vardı? Onların bize ihtiyacı vardı. Biz gönül rızasıyla oyumuzu verdik. Cumhur ittifaksız seçim olmaz. Cumhur ittifakı büyük şehirlerde mutlaka olmalıdır. Millet ittifakı da olacaktır, yoksa büyük şehirlerde hiçbir iddiaları olamaz. Çalışmalarımızı Cumhur ittifakına göre yapacağız. Kaçınılmaz bir şey" dedi. "ELİF KÖSE MİLLET İTTİFAKI İLE SEÇİME GİRMEZSE ŞANSI OLMAZ" Safranbolu'nun büyük bir reklam aracı olduğunu ifade eden ve mevcut Belediye Başkanı Elif Köse'nin ittifaksız seçime kazanamayacağını belirten  Başkan Vergili; "Karabük’te nasıl bir yol izlenir, burada masaya yatırılacak tek yer Safranbolu’dur. Safranbolu, çok önemli, senede 500-600 bin ziyaretçisi olan ve herkesin buraya geldikten sonra hangi partinin belediyesi var diye sorduğu, kısacası büyük bir reklam aracıdır. Hizmetlerini ön plana çıkaran bir belediye var ise, Safranbolu’da o partinin hizmetleri Türkiye’ye dalga dalga dağılır. Asıl konuşulması gereken Safranbolu’dur. İttifak olmazsa, yeniden Elif Hanım’ın seçilmesi zor olur. İttifak olursa, herkesin bir adım önünde olur. Eğer Safranbolu’da Millet İttifakı olursa, Elif Hanım 5 yıl hizmet vermiş, kendini tanıtmaya ve reklama ihtiyacı yok. Millet ittifakı ile seçime girmezse şansı olmaz. İyi parti aday çıkarmışsa Elif Hanım’ın işi zor olur. Karşısına çıkacak diğer adayları tanıtmak gerekir. Safranbolu küçük yer onlarda tanıtılır elbette" dedi. "TÜRKİYE GÜÇLENECEK" Türkiye'nin ekonomik göstergesinin düzeleceğine inandığını söyleyen Başkan Vergili; "Muhafazakarları merkez sağ partisi içerisinde, milli görüşü de kapsayan bir politika izleyen iktidar partisi herkesi tek çatı altında Ak Parti’de toparlandığını görüyoruz. Türkiye’de ekonominin 2024 yılı Haziran ayından itibaren bu sağladıkları disiplini koruyarak taviz vermeyip ilerlediklerinde,ekonomik göstergede düzelme olacağına inanıyorum. Bir, bir buçuk yıl bu ekonomik disiplin devam ederse, merkez sağ partisi devam eder. Ekonomi konuşuluyor artık. Dünya artık kaynama içerisinde, Rusya-Ukrayna, Filistin-İsrail, Çin- Amerika, Kuzey Kore, Afrika problemleri gibi hükümetlerin bunlarla uğraşmaları söz konusu ama bir anda savaşa da girilebilir. Burada Türkiye’nin tarafsızlık politikası, dengeyi oluşturuyor. Dünyanın bir dengesi olabilir. Ekonomik anlamda işçi, emekli sıkıntılı bir süreçte memur o kadar değil ama vatandaşın gelir düzeyi düşük olsa da kısa zamanda bunların düzeleceğine inanıyorum" diye konuştu. "KARABÜK’TE SÖZ VERİLİP, YAPILMAYAN BİR ŞEY KALMADI." Karabük'te söz verilip yapılmayan hiç bir şey kalmadığını ifade eden Vergili; "Üç dönem belediye başkanı olarak yaptığımız her şey hoşumuza gidiyor. Bu süreçte alt geçit, köprü, kütüphane, sosyal yaşam merkezleri, çocuk parkları, eğlence ve spor merkezleri yaptık. Yağmur suyu drenaj hattı yaptık. Su baskınları problemlerini ortadan kaldırdık. Karabük’ün yol haritasını muazzam bir şekilde çizdik. Meydan yaptık ama millet bahçesi üç misli daha büyüyerek yeniden düzenleniyor. Karabük’te yeşil alan, büyük bir alanı içerir. Çamlık, parklar, şehir bahçemiz ve diğer yerleri belediyeye kazandırdık. Devlet demir yollarının çıkma tarihi geldi. Kartaltepe de yer aldık, onları tahsis ettik. Adliye binası da öyle. Bayır mahallesinde bulunan haddehanelerin çıkarılması da mevzuata uygun yapıldı ve taahhütnameler verildi. Uzun yıllar mahkemelik olurduk. Tıpkı demir yollarının mahkemesinin sürdüğü gibi. 6 Şubat depremleri olmasaydı, inanıyorum ki Soğuksu mahallesi 3. Etabın ihalesi yapılıp, Bayır mahalle ile ilgili görüşmeler başlamış olurdu. Bu süreç biraz uzadı ama illa ki başlar, diğer mahalleler de yol haritasında yerini almıştır ve belirgin bir ilerleme olacaktır. Bir belediyenin hizmet verdiği mahalle yaşantısı, yol, su ve park konuları problemsiz olarak Karabük’e temin edildi. Yeni bir iddia yok. Karabük’te söz verilip, yapılmayan bir şey kalmadı" dedi. KARABÜK’TE YAŞAM HEM UCUZ HEM KALİTELİ Başkan Vergili; "Seçimlerde yeni organize sanayi, Eskipazar’ı konuştuk. Bunları da gerçekleştirdik. Onları da geliştirdik, planladık. Sadece gerçekleştirilmeyen, bizim alanımızda değil ama Eflani’deki hava limanı konusudur. Böylece Karabük’ün geleceğine ve genel siyasetine de yön vermeye çalıştık. Yüz binlerce ağaç diktik. Yılsonuna kadar yine binlerce ağaç dikeceğiz. Türkiye’nin en kaliteli ve ucuz suyunu Karabük’te içiyoruz. Doğal gazı her yere ulaştırdık. Halk ekmek 3 lira75 kuruştan satılıyor. Halk otobüsü, bir anda 60 otobüs aldık. Hangi belediye alabilirdi. Mezarlıktan ekmeğimize kadar en kaliteli ve en ucuz hizmeti getirdik. Biz şunu yapmadık sadece bu da bana çok basit geliyor. Örneğin, hoş geldin bebek. Biz bir bebeğe Karabük’te en iyi eğitimi sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz zaten. O kadar destek veriyoruz ki, Karabük’te 14 okulun yapımı için en son Bakan’dan destek aldık. Billboardlarda büyük boy fotoğrafla bayram kutlaması, şehrimize hoş geldin, güle güle yazmak yerine hayırlı olsun köprünüz yazsa o iyi olurdu. Çalışıyor gibi reklamlara para vermek yerine seçim öncesi olabilir ama belediyenin bütçesine haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ramazan ayında eğlenceler yaptığımız çocukların oy kullanma çağına geldikleri görülüyor. Tüm Karabük’ün çocuklarına hizmet veriyoruz. Bunları abartmaya gerek yok" dedi. "EKSİKLER ZAMANLA TAMAMLANACAK" Kanyon Vadideki eksikliklerin tamamlanacağını ifade eden Vergili; "Çamlık’ta aşağıdaki halı sahanın düzenlemesi, kafelerin ihalesi yapıldı ve açılması kaldı. Spor vadisinde yapılan bungalovlar, doğum hastanesinden yararlananlar kalabilecek. Teknokent vadiye taşınırsa çok güzel olacak. 2 ay içerisinde aktif bir yer olacak. Düğün salonu da belediye işletmesi ile uygun fiyatlara verilecek. Alt ve üst katı iki düğün salonu olarak tasarlandı. Eksikleri zamanla tamamlanacak" dedi. "SİYASETİN BİR PARÇASIYIZ" Siyasetin bir parçası olduğunu söyleyen Başkan Vergili; " Temsil ettiğimiz fikir var. Partimiz diğer partilere de destek oluyor. Karabük Belediyesi’nin her yere köylerine ve hatta komşu illere uzanan dayanışma ve yardımcı olduğumuz mutlaka bir konu vardır. Karabük bölgeciliği yaparak başka kimseye hizmet edilmeyecek mi? Birçok farklı bölgeden gelip burada yaşayanlar var. Yeniden Refah Partisi bölgecilikle köylerde oy aldığı için bunu Karabük’te yaparsa hüsrana uğrar. Diğer bölgeden burada ikamet edenlere hizmet verilmeyecek mi, bu doğru bir seçim politikası değil. Benim Kapulluları sevmez diye söylendi. Niye sevmeyim. Böyle bir şey olamaz. Beceriksizlik, acizliktir bu tür siyaset, asla başarılı olamaz" dedi. KARABÜK’TE B ŞEYTAN’IN KAHVESİ’NİN YERİNİ BİLMİYORSAN:“ADAY OLAMAZSIN” "Aday olayım ya da olmayayım Karabük için çalışacağım" diyen Vergili; " Benim partim, partimin adayları için çalışırım. Belediye yerel yönetimlerinde adil bir şekilde çalışmak bizim görevlerimizden biridir. Eskipazar’da Yortan’da Yenice’de başkanlarla beraber karar verilir. Adaylık sürecinde sıkıntı yaşanacağını düşünmüyorum. Eflani’yi bu seçimde kazanabiliriz. İbrahim Bey biraz fazla çalışacaktır. Bu bir yarış, İbrahim Bey’i de severim. Ak Partililer de Karabük’ü almak istemiyor mu? Ben Karabük milliyetçisiyim. Bölge bölge filan değil. Bu memlekette hiçbir şey yaşamamışsın. Böyle isimler var. Buranın suyunu içeceksin, insanların iyi ve kötü zamanlarında birlikte olacaksın. Aday adayların çıkmasında bir formül olmalı. Karabük’ün içerisindeki konumları bilmezler. Şimdi sen şeytanın kahvesini bul bakalım desen bakalım bunlardan biri bulabilir mi? Çocukluğumuzda şeytanın fırınıydı o, dışarıdan aday gelmesi çok tuhaf bir durum. Biz kendi memleketimizde adam yetiştiremedik mi? dedi. SOSYAL BELEDİYECİLİK ANLAYIŞINI ELEŞTİRDİ Sosyal belediyecilik denildiğinde hiçbir belediyenin Karabük  Belediyesine erişebileceğine inanmadığını ifade eden Vergili; "Öncelikle 28 sosyal yaşam merkezimizde eğitimler var. 100’ün üzerinde okuma yazma, 5 ila 10 bin arasında kursiyer sertifikası veriyoruz. Evlere gidip yaşlı bakımı ve düzenli olarak bazı yatalak hastaların bakımı yapılıyor. Ramazan eğlenceleri gibi örneğin sürekli gıda yardımı yapıyoruz. Başkan yardımcımız Seher Hanım takip eder, 15 yıldır gıda yardımı yapıyoruz. Ama bunları her zaman dile getirmiyoruz. Bunlar sosyal belediyeciliği hep beraber dans etmek sanıyorlar. Hep beraber meydana çıkıp, dans etmek sosyal belediyecilik değildir. Örneğin, 65 yaş üzeri için otobüslerde ücretsiz taşımacılık hala devam ediyor. Engelli, yaşlı, genç ve hatta sokak hayvanlarına kadar her türlü imkânı sağladık. Ben meydanda zeybek oynamam, bu benim işim değildir. Esnaf çadırları kurup, sezon sonu indirimleri ile satışları yapılıyordu. Covid 19 pandemisi nedeniyle birçok etkinliğe ara vermek zorunda kaldık. Kares yönetiminin yöresel pazarı kurmasına izin vermesi onları ilgilendiriyor çünkü ben Hürriyet Caddesi’nde açılmasına izin vermedik. Karabük’te işçilerimizin beş yüzer şekilde toplam bin kişi işten çıkarılacaktı ve iyi bir strateji ile işçilerimizin yanında olduk. Karabük’e çok güzel bir yol haritası hazırladık. Hemen hemen her konuda başarılı olduk. Tabi değerlendirecek vatandaşlarımızdır.” şeklinde konuştu. (Nurettin Acar)
VİDEO İZLEMEK İÇİN >>>TIKLAYINIZ<<<
blank
Atilla Çilingir tarafından
13 Nisan, 2025 12:55 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NEDEN TANINMAZ?

Türkiye’nin ata yadigârı Kıbrıs adasındaki soydaşlarımızı Rumların zulmünden, topyekûn katletmesinden kurtaralı 51 yıl, adalı Türklerin özgürlüklerine kavuşarak KKTC adıyla kendi devletlerini kurmasından bugüne 42 yıl geçti.

   Ama ne adadaki bu değişimi, ne de Türklerin kurmuş olduğu KKTC’yi bugüne değin hiçbir ülke kabullenmedi. Türkiye dışında hiçbir ülke de bu devleti tanımadı!

   Neden?

   O kadar çok nedeni var ki!  

   Bu nedenlerin en başında geleni; Haçlı seferlerinden bu güne böylesine stratejik önemi olan bir coğrafyada tam da Akdeniz’in orta yerinde bulunan, Ortadoğu’yu yakından kontrol eden uçak gemisi konumundaki bu adada Türk’ün varlığı, Türk askerinin olması hiçbir zaman istenmedi de ondan…

  Tarihin hiçbir döneminde Türklerin varlığının Orta Asya’nın dışına çıkması da istenmedi. Çünkü batılılara göre Türklerin batıya yayılması demek İslamiyet’in de genişlemesi, Hıristiyanlığın önüne geçmesi, insanları kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendiren kilisenin de önünü kesmekti de ondan…

   Aslında Kıbrıs’ta yaşanan da budur!

  Bugüne değin GKRY’deki Ortodoks Kilisesinin başındaki papazların istekleri dışında yönetimde bulunan hiçbir Rum lideri Türk tarafı ile çözüm adına müzakere edemedi. Kilise ne dediyse müzakere masasında sadece onu dile getirdi.

   Rum Ortodoks Kilisesi bugüne değin gerçekleşen tüm müzakerelerde adanın yönetiminin Rum tarafında olmasını, Türklerin ise sadece azınlık haklarına razı olmasını istedi. Ondan sonra atılacak adımın, adanın Yunanistan’a ilhak olması da idealleriydi…

  Tarihi gerçeğe de bakıldığında 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı da Ortodoks Kilisesinin Başpiskoposu Makarios’tu. Onun da amacı adayı Yunanistan’a bağlamaktı.

     Kısacası adada yaşanan anlaşmazlığın temelinde Hıristiyan âleminin bu bölgede İslamiyet’in temsilcisi bir devletin olmasını istememesi vardır.

    Bu gerçeğin dışında KKTC’nin tanınmamasının diğer önemli nedeni; ABD-AB-BM ve bölgede menfaati olan diğer devletlerin hem adanın çevresinde bulunan enerji yataklarının kullanılması, hem de adanın stratejik önemi nedeniyle Kıbrıs’ta üs bulundurmak istemeleridir. Bunun için de inanç merkezli politika öne çıkmakta. İslamiyet’in temsilcisi olarak gördükleri KKTC’yi tanımak yerine; Hristiyan âleminin temsilcisi olarak gördükleri Rum tarafını yasal hükümet olarak tanımak onların işine gelmektedir.

  Bunun yanı sıra ekonominin, paranın gücü de önemlidir. Bunun en yakın örneği; KKTC’nin de gözlemci ülke olarak tanındığı Türk Devletler Teşkilatına üye ülkeler konumundaki; Türkmenistan-Kazakistan-Özbekistan ülkelerine AB’den yapılacak 15 milyar avroluk yatırımın da etkisiyle geçtiğimiz hafta GKRY’ne büyükelçi atamışlardır

 TDT üye bu üç ülkenin diplomatik hamlesi karşısında Türkiye’den henüz bir açıklama yapılmadı. Ancak KKTC’yi tanımayan bu üç kardeş ülkenin Rum kesimine büyükelçi atamalarını sadece alacakları ekonomik yardım nedeniyle yaptıkları da söylenemez.

  Çünkü yapılan bu hamlenin arka planında; Türkiye’nin Türk Cumhuriyetlerinde giderek artan gücünün AB tarafından fark edilmesi, bu iş birliğinde bir çatlak açılması, Hristiyan âleminin Avrasya platosuna uzanarak bu güç birliğini ayrıştırması yatmaktadır.

  Türkiye’nin bu noktada Azerbaycan’dan alacağı güçlü bir destek ile AB’nin açmak istediği bu çatlağın önünü kesmesi, Türk Devletler Teşkilatına üye olan ülkeler ile ilişkilerini güçlendirmeye devam etmesi en uygun tercih olmalıdır.

  Görülen odur ki!

  KKTC’nin uluslararası camiada tanınması o kadar kolay olmayacaktır. Ama başta Türkiye’nin yöneticileri olmak üzere KKTC’deki yöneticiler de bu devletin tanıtılması faaliyetlerinden asla vazgeçmemeli, uluslararası ilişkilerde KKTC’nin tanınması mutlaka gündeme getirilmelidir.

    Dünya var olduğundan beri devletlerarasında süregelen dinler savaşı, geçmişte silah gücü ile gerçekleşmişti, günümüzde ise ekonomik güçler çatışması ile devam etmektedir.

    Türkiye bulunduğu coğrafyada, son yurdumuz Anadolu’daki güçlü yapısıyla örnek olmaya devam ettiği Avrasya platosundaki devletlerle olan işbirliğini devam ettirirken, uluslararası ilişkilerde de özellikle Hıristiyan âlemine mensup ülkelere sağladığı avantajları bir kez daha gözden geçirmeli, önümüzü kesmeye çalışan kimi ülkelere bu avantajlar hatırlatılarak onları daha dikkatli olmaya davet etmelidir.

    Bir örnek vermek gerekirse Suriye’de yaşanan savaş nedeniyle özellikle Avrupa’ya yayılması muhtemel milyonlarca göçmenin önüne geçerek onlara kucak açan Türkiye’nin bu fedakârlığını unutanlara hatırlatmak bile yetecektir.

Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.