blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
28 Eylül, 2023 00:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Tıklanma Sayısı: 275
Yorum Sayısı: 0

Uzmanı kuduz hastalığında ilk yapılması gerekenleri anlattı

Zonguldak BEÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hande Aydemir, kuduz teması bulunan yaralanmalarda virüsün bölgeden temizlenmesi için bol basınçlı su ve sabunla yıkamanın önemine vurgu yaptı.

ZBEÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hande Aydemir, viral bir enfeksiyon hastalığı olan kuduzun hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de en fazla köpek, kedi gibi evcil hayvanların yanı sıra yarasa, gelincik, kurt, tilki gibi yabani hayvanlardan da bulaşabileceğinin altını çizen Aydemir, kuduz temaslı yaralanmalarda ilk anda yapılması gerekenin önemine vurgu yaptı.

Bol basınçlı suyla ve sabunla yaranın yıkanması gerektiğinin altını çizen Aydemir, “Kuduz viral bir enfeksiyon hastalığı. Esas olarak hayvanlardan insanlara bulaşmakta. Ölümcül oranı gerçekten çok yüksek bir enfeksiyon hastalığı. Ancak kuduz şüpheli temas sonrasında doğru yapılan, önlem basamaklarıyla yüzde yüz önlenebilir bir enfeksiyon hastalığı. En çok açıkçası ülkemin için söylüyorum. Daha çok köpek ısırıklarıyla bulaşmakta bu hastalık. Kuduz şüpheli herhangi bir temasta ilk yapılacak basamak yaralanma bölgesinin doğru bir şekilde temizliği. Çünkü bu temizlik aşamasıyla virüs bu bölgeden yüzde doksan dokuz oranında temizlenmiş olacak ve aslında önlem basamaklarının en önemlisini oluşturmakta. Hani nasıl önlemini yapacağız? Bol basınçlı, suyla, sabunla, düzgün bir şekilde bu bölgeyi yıkamak ve yıkadıktan sonra da antiseptik solüsyonlar uygulanmasıyla lezyon bölgesinin koruması ilk etapta yapılmış oluyor” diye konuştu.

“Işık ve havadan korkma gibi ağrılı ajitasyon gelişebilmekte”

Virüsün kuluçka döneminin uzun olduğunu belirten Hande Aydemir, belirtilerini ise şöyle sıraladı:

“Pek çok şikayet var. Veri olabilir aslında. Öncelikle kuluçka dönemi gerçekten çok uzun bir enfeksiyon hastalığı. Aylar, yıllarla tanımlanmış öyle söyleyeyim. Hastaların ön plandaki şikayetleri bir prodromal dönem var ki bu dönem içerisinde hastalar hafif ateş, halsizlik hissedebilmekte. Aslında bakarsanız korkma. Işıktan korkma. Havadan korkma dediğimiz biz bunlara korkma diyoruz esas olarak solunum kaslarının ağrılı kasılması şeklinde kişilerde ajitasyon gelişebilmekte. Yine kişilerde bilinç kaybı, agresif değişiklikler kişilik bozuklukları görülebilmekte.”

“Ülkemiz için kaynak en fazla köpekler”

Türkiye’de kuduz virüsünün en fazla köpeklerden bulaştığını, yabani hayvanlardan da virüsün bulaştığını ifade eden Hande Aydemir, “Bizim ülkemiz için kaynak en fazla açıkçası köpekler. Evcil hayvanlar daha doğrusu yüzde doksanın üzerinde. Ama tabii ki yabani hayvanlarla da kuduz virüsü bulaşmakta. Yarasalar, kokarca, gelincik, sansar, kurt, tilki, yine bütün memeli hayvanlar duyarlı diyebilirim. Bunun içerisinde inekler, atlar da sayılabilir. Kuduz kendine ayrı spesifik bir tedavisi olan hastalığı değil. Yani kuduz virüsüne öldüren bir antiviral yok. Şu ana kadar dünyada böyle bir antiviral yok. Düzgün bir şekilde doğru, kısa süre içerisinde önlenebilmesi önemli. Önlem basamaklarının da yara temizliğinin yapılması aşının kuduz aşısının ve kuduz immun globulinin yaralanmanın tipine göre doğru bir şekilde uygulanması gerekli. Muhtemelen kuduzdan vefat eden hastaların çoğunda bu önlem basamaklarının bir tanesinde eksiklik mevcut” şeklinde konuştu.

“Köpek veya kedi ısırıklarını, tırmalamalarını önemsemeliyiz”

Kuduz hastalığının öldürücü olma potansiyelinin çok yüksek bir enfeksiyon hastalığı olması sebebiyle hızlıca sağlık merkezine başvurulması gerektiğine vurgu yapan Aydemir, “Köpek ısırıklarını ya da tırmalamalarını ya da kedi ısırıklarını önemsemeliyiz. Gerçekten kuduz hastalığı öldürücü olma potansiyeli çok yüksek bir enfeksiyon hastalığı olduğu için çok hızlı bir şekilde sağlık merkezine başvurmamız gerekir. Eğer bu şekilde bir yaralanmaya maruz kalırsak. Kuduz şüpheli temasta tabii ki her başvuran hastaya önlem basamaklarının hepsi aynı anda yapılmaz. Buna hekimin doğru bir şekilde değerlendirmesi gerekir. Öncelikle bu temasın hangi hayvan tarafından sorgulanması lazım. Bu eğer kuduza duyarlı bir hayvan tarafından ısırılma yaralanma olduysa hayvanın durumu da bizim için çok önemli. Bu gözlenebilir bir sokak köpeğiyse önlem basamakları değişir. Ancak aşılı evcil hayvansa bu durumda zaten on günlük gözlem altında tutarız. Aşıyı ve immun globulinin çoğu kez yapmayız. Ve on günden sonra köpek eğer ölürse basamaklarına yani önlem basamaklarına başlanır. Yani açıkçası yaralanma olayında yaralanmaya neden olan hayvanın evcil hayvan olup olmaması, aşılanmasının düzgün bir şekilde yapılıp yapılmaması bizler için önemli” diye ifade etti.

blank
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Ocak, 2025 12:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Tıklanma Sayısı: 0
Yorum Sayısı: 0

BEUN Akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Özdemir’in Projesine TÜBİTAK’tan destek

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Lisanı ve Edebiyatı Kısmı öğretim elemanı Dr. Öğr. Üyesi Serdar Deniz Özdemir’in yürütücülüğünü yaptığı “Madencilik ve Endüstrileşme Bağlamında Halk Kültürü: Karadeniz Ereğli Örneği” başlıklı proje, TÜBİTAK tarafından desteklenmeye layık görüldü.

Projenin yürütücülüğünü BEUN İnsan ve Toplum Bilimleri Türk Lisanı ve Edebiyatı Kısmından Dr. Öğr. Üyesi Serdar Deniz Özdemir’in yaptığı ve Fırat Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gülda Çetindağ Süme’nin araştırmacı olarak yer aldığı “Madencilik ve Endüstrileşme Bağlamında Halk Kültürü: Karadeniz Ereğli Örneği” başlıklı proje, TÜBİTAK 3501 Meslek Geliştirme Programı kapsamında desteklenmeye layık görüldü.

Proje ile taş kömürü madenciliği, endüstrileşme, demir-çelik personelliği üzere ögelerin etki ettiği Karadeniz Ereğli yöresine has çeşitli halk kültürü eserlerinin ortaya çıkarılması amaçlanıyor. Projede birebir vakitte araştırma alanında görüşme yapılacak kaynak şahıslardan elde edilen kelamlı kültürün kayıt altına alınarak, kültürel zenginlik ve çeşitliliğinin korunup gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor. Proje yirmi birinci yüzyılın teknolojik imkânlarının, toplumsal bilimler alanında kullanılmasını sağlayan bir uygulama biçimini ihtiva ederken bu bağlamda, çalışma boyunca saha araştırmalarından elde edilecek bilgilerin yaygın tesirinin ve bilinirliğinin artırılması için toplumsal medya uygulamaları aracılığıyla internet ortamında kültürel transferin farkındalığının sağlanması ön görülüyor.

Türk Lisanı ve Edebiyatı Kısmı öğretim üyesinin TÜBİTAK 3501 kapsamında desteklenen projesi hakkında açıklamada bulunan BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, “Türk Lisanı ve Edebiyatı Kısmımız akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Serdar Deniz Özdemir’in yürütücülüğünde gerçekleşecek bu proje, sırf Karadeniz Ereğli’nin endüstriyel ve lokal kültürünü ortaya çıkararak bilim topluluğuna kazandırmakla kalmayacak, birebir vakitte bölgenin kelamlı, yazılı ve maddi kültürlerinin korunmasına da fırsat sunacaktır. Akademik takımımızın bu cins değerli projelere imza atması, üniversitemizin bilimsel ve kültürel manada daha da güçlenmesine paha katmaktadır. Projenin yürütücülüğünü yapan Dr. Öğr. Üyesi Özdemir Hocamızı ve takımını tebrik ediyor, projenin Üniversitemize, kentimize ve ülkemize güzel olmasını temenni ediyorum” dedi.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Bu web sitesinde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezler kullanılmaktadır. Detaylar için Gizlilik Politikamızı inceleyebilirsiniz.