Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesinde görevli Dahiliye Uzman Dr. Pelin Köprücü Arslan, "Sıcak çarpmasında genellikle şu belirtileri görüyoruz. Yüksek ateş, kuru ve kızarık cilt, kalp atım hızında artış, baş dönmesi, baş ağrısı ve hatta komaya kadar giden hastalarımız olabiliyor. Ciddi bir organ hasarına da neden olabiliyor ve ölüme kadar giden hasta sonuçlarını görebiliyoruz" dedi. Hava sıcaklığının artması ile kalp, tansiyon, şeker gibi kronik hastalığı olan vatandaşların dışarı çıkarken dikkat etmesi gerektiğini ve günlük en az 2,5 ila 3 litre su tüketmelerini söyleyen Dahiliye Uzman Dr. Pelin Köprücü Arslan, uyarılarda bulundu. Diyarbakır'ın çok sıcak bir iklime sahip olduğunu ifade eden Arslan, "Bu sebeple önereceğimiz çok şey var. En çok sıcak çarpması meydana geliyor. Artan nem oranı ile birlikte hastanın vücut ısısını dengeleme metabolizmasında bir sıkıntının meydana gelmesi ile terleme metabolizmasının bozulması ve hastanın ateşinin 40 derece ve üstüne çıkması ile meydana geliyor. Bizim bunu önlemek için, birçok önlemimiz var. Sıcak çarpmasında genellikle şu belirtileri görüyoruz. Yüksek ateş, kuru ve kızarık cilt, kalp atım hızında artış, baş dönmesi, baş ağrısı ve hatta komaya kadar giden hastalarımız olabiliyor. Ciddi bir organ hasarına da neden olabiliyor ve ölüme kadar giden hasta sonuçlarını görebiliyoruz" dedi. Güneş ışınının dik ve ultraviyolenin en fazla olduğu saatler olan 10.00-16.00 saatleri arasında özellikle çocuk ve kronik hastalığı olanların dışarı çıkmasını önermediklerini aktaran Arslan, "Mecburiyet durumunda çıkacak olsalar dahi şapka, güneş gözlüğü, yüksek koruyucu güneş kremi sürdükten sonra kısa süreli ve gölgelik yerlerden yürümelerini öneriyoruz. Sıcak havalarda vatandaşların sık sık sıvı besin tüketmelerini ve güneşin az olduğu yerlerde yürümelerini öneriyoruz" diye konuştu. "Özellikle yaz aylarında yorucu fiziksel aktiviteyi sıcak saatlerde önermiyoruz" diyen Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Spor yapılacaksa bile sabah serinliğinde ya da akşam serinliğinde yapılmasını öneriyoruz. Açık renkli kıyafetlerin giyilmesini öneriyoruz ve susama hissini beklemeden günlük ortalama 2,5-3 litre su tüketimini mutlaka öneriyoruz. Çünkü bu önlemler sıcak çarpmasını en aza indirebilmek için. Özellikle kronik hastalıkları olan şeker hastaları, diyabet hastaları, böbrek hastaları ve kronik kalp hastalıkları olan hastalarımızın için yaşlılar ve bebekler nasıl 10.00 ila 16.00 saatler arasında dışarı çıkmalarını önermiyorsak, bu hastalarda bizim riskli gruplarımız. Kronik hastalıkları olmayan dışında diüretik ve antidepresan grubu ilaç kullanan hastaların da sıcak çarpmasına yatkın olduğu biliniyor. Bu hastalarında sıcak çarpmasına dikkat etmesini söylüyoruz.” Geçen yıl Avrupa’da sıcak çarpmasından dolayı 60 bine yakın kişinin vefat ettiğini kaydeden Dr. Arslan, "Sıcak çarpması ölümcül de oluyor, olmasa dahi daha sonrasında kalıcı organ hasarı bırakabiliyor. Onun için ne kadar erken müdahale edilirse bizim için o kadar iyi. Erken müdahalede de sıcak çarpması düşündüğümüz hastayı hemen serin bir yere alıyoruz. İmkanımız varsa soğuk bir duş aldırıyoruz. Eğer imkanımız yok ise soğuk kompres uyguluyoruz. Koltuk altı, kasık ve dirsek içlerine soğuk uygulama yapıyoruz. Bilinci açık ve sıcak çarpması gerçekleşmiş ise, mümkün olduğunca sıvı alımını öneriyoruz. Hastanın bilinci kapalıysa damar yolunu açıp mümkün olduğunca damar yolundan sıvı takviyesini yapıyoruz” şeklinde konuştu. (İHA)