Son yıllarda görülme sıklığı artan uyuz hastalığının parazitik ve bulaşıcı bir hastalık olduğu belirtildi. Sağlık Bakanlığı’nın Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü birimleri arasında yer alan Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Dairesi Başkanlığı, doğal koşullarda hayvanlardan insanlara, insanlardan hayvanlara bulaşan hastalıkları ve bu hastalıklara etki eden patojenleri bakterileri, parazitleri, mantarları ve virüsleri önlemek için çalışmalar yapmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ‘ihmal edilmiş tropikal hastalık’ olarak tanımladığı uyuz hastalığının özellikle sonbaharda görülme oranında belirgin bir artış yaşandı. Hastalığın gözle görülemeyen ancak mikroskopla seçilebilen uyuz böcekleri insan derisini istila ederek hastalığa yol açtığı bildirildi. Uyuz böceği deride tüneller açarak bu tünellerin içinde yaşamaya başlıyor ve temasla hızlıca insandan insana bulaşabiliyor. Karabük İl Sağlık Müdürlüğü’nden aldığımız bilgilere göre: “Uyuz genellikle hasta olan biriyle doğrudan ve uzun süreli yakın temas ile bulaşır. Kişiden kişiye genellikle 15-20 dakikalık bir sürede bile yakın temasla (aynı yatakta yatma, ele ele tutuşma gibi) bulaşabilir. Yatak takımı, giysi ve havlu gibi kişisel eşyaların ortak kullanımı uyuzun bulaşmasını ve yayılmasını kolaylaştırır. İlk defa uyuz hastalığına yakalanan bir kişide belirtiler 2-6 hafta kadar sürebilir. Daha önce yakalanan birinde ise 1-4 gün içinde ortaya çıkar. Hastalık belirtilerinin başlamadığı bu dönemlerde bile kişi uyuzu başkalarına bulaştırabilir.” En Çok Gece Kaşıntısı Oluyor “Uyuzun en önemli belirtisi şiddetli gece kaşıntısıdır. Kaşıntı, kişinin yatağa girip ısınması ile artar ve kişiyi uykudan uyandırabilecek şiddette iken gündüzleri daha hafiftir. Kaşıntı genellikle el parmak araları, el bileğinin iç yüzü, bilekler, koltuk altları, dirsekler ve kasıklarda görülmekle birlikte tüm vücutta görülebilmektedir. Hastalığın en belirgin bulgusu parmaklar arasında dalgalı kirli bir çizgi halinde görülen, uyuz böceğinin içinde yaşadığı, gri beyaz renkli, 1-10 mm uzunluğundaki tünellerdir. Kişilerde özellikle geceleri artan şiddetli kaşıntı ve deride görülen içi su dolu keseciklerin görülmesi uyuz şüphesini arttırır. Böyle bir durumla karşılaşıldığında bir an önce Sağlık Kuruluşuna başvurulmalıdır.” Uyuz hastasıyla yakın temas kurulmamalı “Hastalığın önlenmesi ve kontrolü için uyuz olan kişi ile birlikte yaşayan kişilerin de aynı zamanda tedaviye alınması son derece önemlidir. Özellikle aile bireylerinin kaşıntısının olup olmamasına bakılmaksızın mutlaka birlikte tedavi olması gerekir. Aynı anda tedavi uygulanmadığı takdirde hastalık kişiden kişiye bulaşmaya devam edecektir. Uyuz hastası ve evde beraber yaşadığı kişiler tarafından kullanılan giysiler, çarşaflar ve havlular en az 60 derecede yıkanmalı ve ütülenmelidir. Yatak takımları birkaç gün havalandırılmalıdır. Yıkanamayacak eşyaların ağzı bağlı olan bir poşet içerisinde ortalama üç gün saklanması gerekir. Ayrıca zemin ve mobilyalar elektrik süpürgesi ile temizlenmelidir. Uyuz tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hasta ile beraber ev halkı ile kişiyle doğrudan ve uzun süreli yakın teması olanların da tedavi edilmesi gerekir. Uyuzun belirtilerinin hemen başlamayacağı unutmamalıdır. Bu nedenle uyuz tedavisinin başarılı olabilmesi için uyuz hastası ile birlikte özellikle beraber yaşadığı ve uzun süreli yakın teması olan kişiler de hastalık belirtileri olup olmamasına bakılmaksızın tedavi edilmelidir. Hasta ve aynı yaşam ortamını paylaşan kişiler eş zamanlı olarak yani aynı anda tedavi olmalıdır. Tedavide kullanılan ilaçlar hekimin önerdiği şekilde, dozda ve sürede kullanılmalıdır. Tedavi olduktan sonra ölen böceklere ve böcek artıklarına karşı alerji nedeniyle kaşıntı 2-4 hafta devam edebilir, bu durum hastalık ile karıştırılmamalıdır.” İfadeleri yer aldı. (Haber Merkezi)