Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Şubat, 2024 00:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Ünlü estetikçi uyardı: “Göğüs büyüklüğü ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir”

Ünlü estetikçi Prof. Dr. Hayati Akbaş, "Ortaya çıkan bu büyük meme, bu ağırlık vücudun dengesini bozar. Vücudun aksını bozar. Kadınlarda büyük göğüsler sırt ağrısı, bel ağrısı, hijyen problemleri, boyun ve bel fıtığı gibi ameliyatlara kadar zaman zaman gidebilen ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir" dedi.
FBM Tıp Merkezi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hayati Akbaş, kadınlarda ve kız çocuklarında yaşanan meme büyüklüğü ile ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Akbaş, "Kız çocuklarında ve kadınlarda bazen meme yapısı bazen normalin çok üzerinde bir gelişim gösterebilir. Bazen olur ki 12 -13 yaşında çocuklarda çok büyük bir meme gelişimi söz konusu olabilir. Sebebi bilinmeyen bir nedenle, hormonal veya başka bir nedenle meme büyüklüğü ortaya çıkmış olabilir. Bu durumda mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durum olduğu unutulmamalıdır. Ortaya çıkan bu büyük meme, bu ağırlık vücudun dengesini bozar. Vücudun aksını bozar. Kadınlarda büyük göğüsler sırt ağrısı, bel ağrısı, hijyen problemleri, boyun ve bel fıtığı gibi ameliyatlara kadar zaman zaman gidebilen ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Meme büyüklüğü olan bir kadın sadece görüntü yönünden bir rahatsızlık duymaz, aynı zamanda yaşadığı durum nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşar. Normalde estetik meme büyültme operasyonunu 18 yaşından önce önermeyiz. 18 yaş ve ergenlik tamamlansın ondan sonra meme büyültme yapılabilir deriz. Bunu estetik amaçlı yapılan ameliyatlar için söylüyorum. 13 yaşında da olsa 75 yaşında da olsa normal çok büyük bir göğüs var ve bedenin aksını bozuyor ise sağlık sorunlarına yol açmışsa mutlaka cerrahi yöntemle tedavi edilmelidir. Meme o bedenle uyumlu hale getirilmelidir. Ameliyatlar zor ameliyatlar değil. Tam tersine vücuttaki o ağırlık yükünü ortadan kaldırdığı için kişinin özgüvenini ve sağlığını kazanmasına yardımcı olur" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 21:35 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Öğr. Gör. Eroğlu: “Dezenformasyon artık ulusal güvenlik meselesidir”

Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Hukuk Bölümü'nden Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun artık ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade etti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun bir zihin manipülasyonu aracı olduğunu ve çağın en sinsi tehditlerinden biri olduğunu belirtti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dijital şiddetin bir türü olarak dezenformasyonun bireyleri, kurumları ve hatta devletleri nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde değerlendirdi.
Eroğlu, dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirterek, bu kavramın günümüzde dijital şiddetin bir türü hâline geldiğini söyledi.
Birbirine kelime olarak benzeyen kavramların anlamlarının farklı olduğunu belirten Eroğlu, "Dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon kavramları sıklıkla birbirine karıştırılsa da her birinin farklı anlamlar taşıdığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: "Mezenformasyon kötü niyet olmadan yapılan yanlış bilgi paylaşımıdır. Malenformasyon ise doğru bilginin, kamuoyunu yanıltmak amacıyla fikrinden koparılarak sunulmasıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre yalan haberlerin, doğru içeriklere kıyasla altı kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Eroğlu, bunun nedeninin bireylerin bilgiye kolay erişme arzusuyla doğrulama zahmetinden kaçınmaları olduğunu söyledi.
"Dijital medya çalışanları da basın mensubu statüsüne alındı"
Dijitalleşmenin medya üzerindeki etkilerine de değinen Özçağlar, artık haberlerin büyük oranda dijital ortamda üretildiğini ve yayıldığını, bu durumun ise basın mensuplarına daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen 7418 Sayılı "Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un da bu süreçte önemli bir yasal düzenleme olduğuna dikkat çeken Özçağlar, internet haberciliğinin "süreli yayın" olarak kabul edilmesinin ardından dijital medya çalışanlarının da basın mensubu statüsüne alındığını söyledi.
Dezenformasyonla mücadelede bireylerin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, dijital içeriklerin hızla silinebildiğine dikkat çekerek, "Ekran görüntüsü almak ve Noterler Birliğinin e-Tespit sistemi gibi araçlar, yalan haberlere karşı delil oluşturmak açısından büyük önem taşıyor." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.