blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
29 Mayıs, 2024 20:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Üniversite öğrencilerine orman yangınlarına müdahale eğitimi

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) öğrencilerine orman yangınlarına müdahale eğitimi verildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünce orman yangınlarına müdahalede "Gönüllü Olmak Artık Daha Kolay" sloganıyla OMÜ öğrencilerine orman yangınlarına karşı mücadele hakkında bilgi verildi.

Rektör Ünal: “Üniversitemiz, Türkiye’deki üniversiteler arasında akredite olan tek arama kurtarma takımına sahip”
Turizm Fakültesi Hanife Aşçı Konferans Salonu’nda düzenlenen programda konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Burada yanan sadece bir ağaç değil. Ağaçla beraber aslında bütün varlığımız yok oluyor. Ormanların bize ve doğaya kattığı değerleri düşünün. Bütün bunların bir ihmalle ya da bir ihanetle yok olduğunu görüyoruz. Bu konuda farkındalık oluşturmak bizim için çok önemli. Özellikle de üniversite nesli olarak sizin bunu hayatınızın bir parçası olarak algılamanız gerekiyor. Yani ormanların geliştirilmesi için ve özellikle de ihanet bağlamındaki saldırılara karşı bir duyarlılık kazanmanız gerekiyor. Zira alacağınız eğitim, bazen bilinçsizce, bazen de kazara ortaya çıkan orman yangınlarını en az zararla atlatmayı mümkün kılacaktır. Çünkü bu tip durumlarda kendinizi korumayı mutlaka öğrenmeniz gerekiyor. Dolayısıyla üniversitemizde sizlere verilen bu eğitimin yaygınlaştırılması, sonrasında arkadaşlarınızın da bu hususta teşvik edilmesi ve bu eğitimin kurumsal hâle getirilmesi arzusu içerisindeyiz. Üniversitemiz, Türkiye’deki üniversiteler arasında akredite olan tek arama kurtarma takımına sahip. Amacımız öğrencilerimizin bu takımın içerisinde yer alması ve ihtiyaç duyulması hâlinde çağrılı bir şekilde göreve hazır olmaları. Bu eğitim bizim açımızdan büyük gurur kaynağı. Özellikle her kampüsümüzde planlı bir ormanlaştırma faaliyeti yürütülmesi ve ormanlarımızın da korunması için çalışma içerisindeyiz. Bu da sadece bizim tarafımızdan değil, eğitimli insanlar tarafından yapılabilir” dedi.

“Gönüllü olmak ve bunun yaygınlaştırılmasını sağlamak da son derece önemli”
Doğaya karşı duyarlı olmanın da eğitimin bir parçası olduğuna dikkat çeken Rektör Ünal, “Orman içerisindeki bir dumanın neden çıktığını merak ediyorsanız bu eğitimin gereğini yerine getirmişsiniz demektir. O yüzden nereye başvuracağınızı ve nasıl bir pozisyon alacağınızı bilmeniz, burada son derece önem arz ediyor. Bu durum sadece sizin sorununuz değil, bu aynı zamanda insanlığın sorunu. Eğer insani duygularınız ve değerler karşısındaki hassasiyetiniz güçlüyse emin olun, güzel çalışmalara imza atacaksınız. Hayatınız boyunca güzelliklerin ve iyiliklerin yaygınlaşması adına taraf olacaksınız demektir. Diğer yandan üniversite olarak öğrencilerimizin talebini önemsiyoruz. Sizler bir sıkıntıyı ya da bir ihtiyacı görüp iyileştirme noktasında bir talep üretebiliyorsanız, hayatınız boyunca bu diyaloğunuz sürecek demektir. Böyle bir çağrıya kulak vermiş olmanız bizim için çok değerli. Ümit ediyorum, bundan sonra da biraz daha profesyonel bir şekilde bu sürecin içerisinde yer alırsınız. Burada son teşekkürü bakanlığımıza iletmek istiyorum. Çünkü bir gönüllülük kavramıyla birlikte buradaki etkinliği yaydılar ve misyonu gençleştirip böyle bir politika geliştirdiler. Bu nedenle gönüllü olmak ve bunun yaygınlaştırılmasını sağlamak da son derece önemli” diye konuştu.

“Ormanlarımızı artırır ve onları korursak büyük tehlikenin önlemini de almış oluruz”
Orman yönetimi olarak Türkiye’deki ormanların korunması, bakımı ve iyileştirilmesi için çalışmalara devam ettiklerini söyleyen Amasya Orman Bölge Müdürü Ferdi Özer, “Görevlerimizi yerine getirirken; zorlandığımız, eksik kaldığımız ve gücümüzün yetmediği zamanlar da oluyor. İşte bunların en başında ne yazık ki orman yangınları geliyor. Özellikle 2020 yılından itibaren ülkemizin Güney ve Ege Bölgelerinde çıkan orman yangınları günlerce, haftalarca hatta aylarca sürdü. Ama çok şükür, başta devlet büyüklerimiz olmak üzere bütün toplumun her kesiminde hakikaten çok büyük destek gördük. İşte bu vesileyle biz orman teşkilatı olarak gerek hava araçları gerekse yeni araçlarımızı daima hazır tutuyoruz. ‘Orman Gönüllüsü’ projemiz ile de yetişemediğimiz ve eksik kaldığımız yerlerde de desteğinizi bekliyoruz. Bugüne kadar köylülerden tutun, dağdaki çobanlarımıza kadar pek çok vatandaşımız, yani toplumun birçok kesiminden insan âdeta orman gönüllümüz olmak için yarıştılar. Umarım, hem teşkilatımız hem de ülkemizin tüm kurum ve kuruluşları dâhil olmak üzere hep beraber ormanlarımızı en iyi şekilde gelecek nesillere aktaracağız. Bizler ormanlarımızı çoğaltır ve onları korursak büyük tehlikenin önlemini de almış oluruz. Bugün burada alacağınız günlük eğitimlerle de daha bilinçli bir orman gönüllüsü olacaksınız. Aldığımız eğitimlerle muhtemel yangınlarda en önde mücadele etmenizi beklemiyoruz. Dediğim gibi bu bizim görevimiz. Bunun için zaten ekipmanımız ve araçlarımız var. Sizlerden istediğimiz bu tür büyük felaketlerde en azından arka planda bize destek olmanız ve güç vermeniz. Diğer yandan, eğer bulunduğunuz sosyal ortamlarda da aldığınız eğitimlerden bahsederseniz çevrenizin de temel bilgisi olur” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Amasya Orman Bölge Müdürlüğü Orman Yangınlarıyla Mücadele Şube Müdürü Engin Keleş, orman yangınlarına karşı mücadele hakkındaki sunumuyla OMÜ’lü öğrencileri bilgilendirdi. Programda ayrıca, orman gönüllüsü olmak için eğitime katılan ve ardından yapılan sınavda başarı gösterenlere sertifikaları verildi.
Programlara ayrıca Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yetkin Bulut, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, Bafra Turizm Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Seyfullah Gül, Orman Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet Kurumeşe, Bafra Orman İşletme Müdürü Mustafa Bayraktar, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Ekim, 2025 12:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Karadeniz usulü cabrio

Trabzonlu Sabri Yavuz, büsbütün kendi imkanlarıyla tasarladığı üstü açılabilir iki kişilik arabasıyla Karadeniz beşerinin pratik zekasını ve azmini bir defa daha ortaya koydu. İstanbul’da uzun yıllar sürücülük yapan Yavuz, 20 yıl evvel hayalini kurduğu cabrio stili aracı, mühendislik eğitimi almadan, sırf el maharetiyle kendi atölyesinde adım adım hayata geçirdi.
Trabzonlu olan Sabri Yavuz, yıllarca İstanbul’da sürücülük yaptıktan sonra, çocukluk hayali olan arabası kendi imkânlarıyla kendisi yaptı. Teknik ya da mühendislik eğitimi almayan Yavuz, 2005 yılında, İstanbul’daki atölyesinde el emeğiyle tasarlayıp ürettiği araca "Zigana" ismini verdi. İki kişilik kapasiteye sahip olan araç, polyester gövde, Lombardın motor ve şanzıman sistemi ile donatıldı. Üstü açılıp kapanabilen yapısıyla dikkat çeken arabanın yerinde ise kalorifer sacı kullanıldı. Aracın fren sistemi kurmalı olarak tasarlandı. Tüm montaj, kaynak ve kaporta süreçleri Yavuz kendi elleriyle yaptı.
Sarı renge boyanan arabanın üzerinde "Milli ve Yerli" ibaresi yer alırken, özel olarak seçilen 34 SY 1461 plakası ise sahibinin baş harflerini ve Trabzon’un fetih yılını simgeledi. Yavuz, aracı 2005 yılında yaklaşık 50 bin TL maliyetle tamamladı. Emekliliğinin akabinde arabasını memleketi Trabzon’un Yomra ilçesine getiren Yavuz, burada ağır ilgiyle karşılaştı. Vatandaşların sık sık fotoğraf çektirdiği ’Zigana’ için birtakım araba tutkunları 1 milyon 500 bin TL teklif etti. Lakin Yavuz, tüm teklifleri geri çevirdi. El üretimi Zigana, sadece fonksiyonelliğiyle değil, Karadeniz beşerinin azmini ve hünerini simgeleyen bir sembol olarak da dikkat çekiyor.

"Cumartesi ve Pazar günleri atölyede sabaha kadar çalıştım"
20 beygirlik motorlu ‘Zigana’ ile dağ zirve demeden gezen Sabri Yavuz, "Ömrümün yarısı İstanbul’da geçti. Orada sürücülük yapıyordum. Başımda hayallerim vardı. O vakit Formula pisti yapılmıştı. Bende ona uygun bir araç yapmak istedim. Cumartesi ve Pazar günleri atölyede sabaha kadar çalışmaya başladım. Ortaya bu türlü bir araç çıktı. Her bir farklı aracın modülünü aldım. Büsbütün kendi el işçiliğim. Polyester ve tentesini armağan ettiler. Birtakım arkadaşlarım bu halde yardımcı oldu. Çizerek bu aracı planlayamadım. Yapmaya başlayınca bu türlü oldu. Tabanını kalorifer saçından yaptım, paslanmıyor. Birinci evvel akıllı vidalarla yapmaya başladım. Bir arkadaşım bu yolda giderken sallanır cıvatalar daima dökülüyor dedi. Sonrasında bana polyester verdi. Biraz da anlıyordum bu işlerden böylelikle tamamladım. Kurmalı bir fren sistemi var. Motor olarak 20 beygirlik tek silindirli Lombardın motoru kullandım. Biraz sesi fazla o yüzden değiştirmeyi düşünüyorum. Yalnızca motorun ruhsatı var. Diğer bir şeyin ruhsatı yok" dedi.

"1,5 milyon teklif ettiler ancak satmadım"
Aracın 2005 yılında 50 bin TL maliyetini olduğunu kaydeden Yavuz, "Çok ilgi gösteren var. Çok teklifler geliyor. Bunu bir oburunun kullanması sakıncalı ve yasak. 2005 model aracım o vakit 50 bin TL’ye yakın bir maliyeti oldu. Bayiden sıfır bir araba alabilirdim. O devir otomobilim olduğu için yeni bir araç almayı tercih etmedim. Değişik bir otomobil yapmak istedim. Bunun deposunu bir kez dolduruyorum 1 ay bana yetiyor. Yaylalara bile çıkıyorum. Plakası özel. Tabi resmiyette plakası yok. Ardına bir römork yaptım. Kömürümü, odunumu onunla taşıyorum. Satın almak isteyenle oldu. 1,5 milyon teklif etti fakat satmadım. Bundan sonrası ise hedeflerim var lakin araç düşünmüyorum. Artık havadan gidecek bir planör planlıyorum. Uçmak istiyorum lakin bölgemizde aradığım kesimleri bulamıyorum" halinde konuştu.

"Karadeniz insanı hakikaten bambaşka"
Trabzon’u Sürmene ilçesinden arkadaşı ile birlikte Yomra ilçesinin Özdil mahallesine gelen Hamsi Eski ise arabayı incelediğini ve çok beğendiğini lisana getirerek, "Aracı gördüğümde tuhafıma gitti. Arabayı park ettiğimde üstten geldiğini görünce arkadaşıma bu nedir diye sordum. Arabayı inceledim. Araç tamircisi olduğum için merak ettim. Hoşuma gitti. Köyde çok ülkü. Her türlü gereksinimini görebilir. El emeği çok hoş. Karadeniz insanı nitekim farklı. Aracın öyküsünü dinleyince çok hoşuma gitti. Bende bu türlü bir otomobilim olsun isterim. Satarsa alırım" diye konuştu.
Mustafa Adanur ise "Bu aracı daha öncede görmüştüm. Çok enteresan işleri var. Sabri ağabeyime rica edeceğim bana da bir engelli arabası yapsın. Kıssasını dinlemiştim el imali olduğunu biliyorum. Devletinde dayanak vermesi gerekiyor. Karadeniz insanı her türlü yapar" sözlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin