blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Aralık, 2025 16:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ta şoke eden araştırma

Bartın’da gerçekleştirilen bilim kafe etkinliğinde konuşan BARÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Nakipoğlu, antibiyotiklerin her geçen gün artan kullanımı nedeniyle etkisinin azaldığın ifade ederek, Kızılırmak Nehri’nden alınan su örneklerinde ise antibiyotik direnç genlerinin farklı türlere aktarıldığı tespit edildi.
Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilim İletişimi Ofisi koordinasyonunda akademik çalışmaları ve bilimsel konuları toplumla etkili, anlaşılır ve erişilebilir bir şekilde buluşturmayı hedefleyen "Bilim Kafe" etkinlikleri kapsamında bir program gerçekleştirildi. BARÜ Bilim İletişimi Ofisi tarafından düzenlenen "Hastalıklarda Antibiyotiklerin Etkisiz Kaldığı Bir Dünyaya Ne Kadar Hazırız?" başlıklı söyleşide antibiyotik direncine yönelik yürütülen güncel çalışmalar uluslararası bir bakış açısıyla ele alındı. Türkçe ve İngilizce gerçekleşen sunumlarda, antibiyotik kullanımı, bakteriyel direnç, antibiyotik gen aktarımı, bekleyen tehlikeler ve antibiyotik tehdidinin ortadan kaldırılması gibi konularda yapılması gerekenler anlatıldı.

’’Antibiyotik direnci küresel krizdir’’
Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşide Londra Kingston Üniversitesinden Prof. Dr. Mouhamad Khoder, BARÜ Fen Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Nakipoğlu ile BARÜ Merkezî Araştırma Laboratuvarı Müdürü Prof. Dr. Cem Burak Yıldız konuşmacı olarak yer aldı.
Etkinliğin açılışında konuşan BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, antibiyotik direncinin günümüzde küresel bir sağlık tehdidi hâline geldiğini vurgulayarak ’’Antibiyotikler, basit bir enfeksiyonun ölümcül olduğu dönemleri geride bırakmamızı sağlamış, modern tıbbın temel taşlarından biri olmuştur. Ancak günümüzde Dünya Sağlık Örgütünün de vurguladığı gibi antibiyotik direnci, bir sağlık sorunu olmasının yanı sıra farklı boyutları olan küresel bir krizdir. Bu konuda farkındalığın artırılması için üniversitelere ve bilim insanlarına büyük sorumluluk düşmektedir" dedi.
BARÜ Merkezî Araştırma Laboratuvarı Müdürü Prof. Dr. Yıldız, söyleşide antibiyotiklerin atık sularda bulunması ve bakterilerin bu maddelere karşı direnç kazanmasının oluşturabilecek problemlere değinileceğini aktardı.

’’Hayvan çiftliklerinde çok yüksek dozda kullanılıyor’’
Türkiye’nin antibiyotik tüketiminde OECD ülkeleri arasında en üst sıralarda olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Nakipoğlu, Türkiye’deki antibiyotik kullanımın en yaygın olduğu yerlerin ise hayvan çiftlikleri olduğunu kaydetti. Nakipoğlu, "Antimikrobiyal direnç mikroorganizmaların üzerine etki edecek şekilde tasarlanmış ilaçlara karşı direnç geliştirme olgusudur. Dolayısıyla 20-30 yıl önce belli bir dozda kullanılan antibiyotikler, bugün veya yakın bir gelecekte aynı dozda etki etmeyecektir. Akut bir şekilde ortaya çıkan dirençli bakteriler, insanların hastaneye yatış sürelerini uzattığı gibi hatta ölüme varan sonuçlara yol açabilir. Antibiyotikler özellikle hayvan çiftliklerinde kapalı ortamlarda yetiştirilme süreçlerinde çok yüksek dozlarda kullanılıyor. Evlerimizde, hastanelerimizde kullandığımız antibiyotikten daha fazlasını hayvan çiftliklerinde kullanıyoruz. İster büyükbaş, ister küçükbaş olsun, isterse kanatlı hayvan yetiştirilen tesislerde olsun. Bu kapalı ortamlarda yetiştirilme süreçlerinde çok yüksek dozlarda antibiyotik tüketiliyor’’ dedi.

Su kaynaklarını tehdit ediyor
Bakteriyel direncin yayılması konusunda uyarılarına devam eden Dr. Öğretim Üyesi Nakipoğlu, ‘’Antibiyotikler tamamen sindirilmeden dışarı atıldığı için bunlar yüzey sularında zamanla birikiyor. Burada dikkat çekilmesi gereken atık su arıtma tesisleri. Atık su arıtma tesislerinin yeterliliği kritik bir öneme sahip. Antibiyotik direnç genlerinin aktarımın türler arasında gerçekleştiğini tespit ettik. Özellikle Kızılırmak üzerinde bir çalışmamız olmuştu. Oradan aldığımız su örneklerinden izole ettiğimiz bakterilerde, bu direnç genlerinin türler arasında da aktarıldığını tespit etmiştik’’ şeklinde konuştu.
Mustafa Nakipoğlu, gerçekleştirdiği sunumda Ekonomik İşbirliği Ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nin değerlendirmede yeterli önlemlerin alınmaması durumunda Türkiye’de tüm enfeksiyonlar içerisinde dirençli enfeksiyonların oranın 2035 yılında yüzde 40 oranına çıkarak, tüm ülkeler arasında Türkiye’nin Hindistan’dan sonra ikinci sıraya yerleşeceğinin tahmin edildiğini de ifade etti.
Atık sular antibiyotikten arındırılacak
Ülke genelinde yapılan antibiyotik farkındalığını arttırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiğini de hatırlatan Dr. Nakipoğlu, Bartın Üniversitesi ile İngiltere’deki Kingston Üniversitesi’nin sularda biriken antibiyotik kalıntılarının önüne geçebilmek amacıyla çalışma yürütüldüğünü de aktardı.
Nakipoğlu, ‘’Projede antibiyotik kalıntılarının yüzey sularında birikmesinin önüne geçmek için özel antibiyotik giderim sistemleri geliştirmek istiyoruz. Böylece Londra Kingston Üniversitesi iş birliğiyle hem sağlık hem çevre odaklı bir yaklaşım ortaya koyuyoruz" diye konuştu.
Londra Kingston Üniversitesinden Prof. Dr. Mouhamad Khoder ise su ortamındaki antibiyotik kalıntılarını gidermeyi hedefleyen "Antibiyotiklerin Biyolojik ve Çevresel Ortamlardan Uzaklaştırılması Yoluyla Antimikrobiyal Direncin Ele Alınması" başlıklı proje hakkındaki sunumunda yürütülen çalışmaları kapsamlı bir şekilde anlattı.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Aralık, 2025 16:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Rektör Özölçer, geleneksel Karaelmas TÖMER kahvaltısında kültür elçileriyle buluştu

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN), farklı coğrafyalardan gelen uluslararası öğrencileriyle kültürlerarası etkileşimi güçlendiren anlamlı bir buluşmaya daha ev sahipliği yaptı. BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (Karaelmas TÖMER) tarafından düzenlenen geleneksel kahvaltı programında uluslararası öğrencilerle bir araya geldi.
15 Temmuz Şehitler Kampüsünde yer alan Cafe Akademide gerçekleşen kahvaltı programına BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, Karaelmas TÖMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ali Yumurtacı, Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Esat Öncül, akademik ve idari personel ile uluslararası öğrenciler katıldı.
2025-2026 Akademik Yılı’nda Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarda eğitim almaya hak kazanan ve Karaelmas TÖMER’de Türkçe öğrenimlerini sürdüren öğrencilerle yakından ilgilenen Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, öğrencilerle tek tek sohbet ederek görüş ve deneyimlerini dinledi. Öğrencilerin Türkçeyi öğrenerek Türkiye’deki akademik yaşamlarına sağlam bir başlangıç yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Özölçer, Türkçe eğitiminin yalnızca dil öğretimiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda kültürel bir köprü vazifesi gördüğünü vurguladı.
Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer devam eden konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Karaelmas TÖMER’de Türkçeyi öğrenerek mezun olan değerli öğrencilerimiz, sadece Türk dilinin zenginliğini değil, aynı zamanda Türk kültürünün değerlerini de öğrenerek birer kültür elçisi olmaktadırlar. Değerli öğrencilerimiz Üniversitemizin güzide birimlerinden Karaelmas TÖMER’de edindiği birikimlerin akademik yolculuklarında kendilerine her daim ışık olacağına yürekten inanıyorum. Türkçe konuşan, düşünen ve hisseden bireyler olarak sadece köklü bir geçmişe sahip Üniversitemizi değil, emeğin ve kültürün zengin yapısını eşsiz doğal güzelliğiyle birleştiren şehrimizi ve ülkemizi de gittikleri her yerde gönül coğrafyasına taşıyacaklardır. Türkçeyi ve Türk kültürünü öğrenmek için uzak diyarlardan gelerek Üniversitemizi tercih eden öğrencilerimizle her zaman gurur duyuyoruz. Ülkemizi ve kültürümüzü kendi ülkelerinde yahut başka ülkelerde en güzel şekilde aktaracaklarını ümit ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle öğrencilerimizin Türkçeyi ve Türk kültürünü layıkıyla öğrenmeleri için üstün gayret gösteren başta Karaelmas TÖMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ali Yumurtacı hocamız olmak üzere tüm akademik ve idari personelimize teşekkürlerimi sunuyorum. Kıymetli öğrencilerimize ise öğrenim hayatlarında başarılar diliyorum. BEUN ailesi olarak öğrencilerimize her zaman destek olmaya devam edeceğiz."
Programın ardından etkinlik, günün anısına öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.