Türkiye’nin en hızlı akan nehri olan Çoruh buz tuttu
Türkiye’nin en hızlı akan nehri unvanına sahip olan Çoruh Nehri buz tuttu.
Bayburt’tan doğan, Gürcistan’ın Batum ilinden Karadeniz’e dökülen, Güney Amerika’daki Amazon Nehri’nden sonra ikinci, Türkiye’nin ise en hızlı akan nehri olan Çoruh Nehrinin bazı bölümleri buzla kaplandı.
431 kilometre uzunluğa sahip Çoruh Nehri’nin yüzeyi, soğuk havanın etkisiyle yer yer buz tuttu. Çevre sakinleri de buz tutan nehir çevresinde gezintiye çıkıp, fotoğraf çektirdi.
Geceleri eksi 20 dereceye düşen hava sıcaklığı Çoruh Nehri’nin yüzeyinde buzlanmaya neden oldu. Nehir üzerinde oluşan buz kütleleri güneşin etkisiyle koparak, suyun yüzeyinde ilerledi. Vatandaşlar, “Bayburt’ta eskisi gibi kar yağışı çok fazla olmasa da soğuk hava etkili. Geceleri özellikle çok soğuk oluyor, eksi 17 dereceyi gördük, Çoruh Nehri buz tuttu, Bayburt’ta donuyoruz" ifadelerine yer verdi.
Emekli öğretmenin evinden tarih fışkırıyor: II. Mahmut’un masasından Çanakkale kılıcına
Bolu’da yaşayan emekli öğretmen Yılmaz Özarslan, çocukluğundan beri ilgi duyduğu ve yıllar içinde topladığı yüzlerce eski eseri koleksiyona dönüştürdü. Koleksiyonda, II. Mahmut’tan kalan yemek masasından, Çanakkale Savaşı’ndaki kılıçlara kadar birçok tarihi eser bulunuyor.
Bolu’da 1981 yılında emekli olan ve 28 yıl Kızılay Bolu Şube Başkanlığı yapan Yılmaz Özarslan (81), uzun yıllardır ilgi duyduğu antika tutkusunu babasından kalma bir dairede kurduğu özel koleksiyonda yaşatıyor. Çocukluğundan itibaren biriktirdiği eşyalar, dostlarından gelen parçalar ve ailesinden kalma eserlerle zenginleşen koleksiyon içerisinde II. Mahmut’un yemek masasından, Çanakkale’den gelen süngüye kadar pek çok eseri barındırıyor.
"Hobi olarak başladım"
Antikaya olan ilgisinin yavaş yavaş geliştiğini belirten Özarslan, "Elimizdekileri topladım. Bazı şeyleri eş dost getirdi. Dolayısıyla böyle bir hobi olarak bu noktaya geldim. Mesleğimi, sanatımı icra ettiğim ufak tefek imalatlar da yapıyorum. Onun dışında bu antika işleri ile uğraşıyorum. Hatta eskiden kalma paralar da var, babamdan kalma. Öyle de vakit geçiriyorum. Kahvehanelere gitme alışkanlığım olmadığı için burada mutlu oluyorum" dedi.
"II. Mahmut’un bir ilk ıslahat döneminde yemek yediği masayı muhafaza ediyorum"
Koleksiyonun en değerli eserlerinden biri olan II. Mahmut’un ıslahat döneminde kullandığı yemek masası ve sandalyeleri olduğunu söyleyen Özarslan, "II. Mahmut’un bir ilk ıslahat döneminde yemek yediği masayı muhafaza ediyorum. Çatal, bıçak vs. kullanmak üzere ürettiği bir masa ve sandalyeleri. Orman mühendisleri ahşabına baktılar, 200 küsur yıllık imalat olduğunu düşündüler. Daha sonra araştırmaya devam ettim. Bunun 2. Mahmut’a Fransa’dan ıslahat döneminde 1927 yılında hediye ettiklerini öğrendik. Zaten II. Mahmut Avrupa’daki diğer ülkelerin yaşantılarına bakmak suretiyle Osmanlı Devleti’nde de ıslahata gitmiş bir padişah" ifadelerini kullandı.
Çanakkale Savaş’ından kalan kılıç
Özarslan’ın koleksiyonunda ayrıca dedesinin Çanakkale Savaşı’nda eline geçen, 1915 tarihli Avusturalya yapımı bir süngü, yine ona ait kılıçlar, Karadeniz seyahatinde hediye edilen gümüş kabartma vazo, 1978’de kendisine verilen vazo, çini eserler ve Pontus döneminden kaldığı belirtilen şarap şişesi yer alıyor.
Bakır dövme Atatürk portresi
Koleksiyonun diğer önemli parçalarından biri de dedesinden kalan, bakır dövme tekniğiyle yapılmış kabartma Atatürk resmi olduğunu dile getiren Özarslan, "Atatürk resmi de tabii çok eski, tarihini bilemeyeceğim ama dedemden kalma. Çerçevesini yaptırdım. Bakır dövme olarak yapılmış bir resimdir. Çok değerli bir kabartma Atatürk resmidir o da" dedi.