Karabük Postası tarafından
01 Aralık, 2015 10:43 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Türkiye’de Kamuya Bağlı ilk Obezite ve Diyabet Merkezi

ZONGULDAK Bülent Ecevit Üniversitesi sağlık alanında yürüttüğü topluma hizmet üretimi faaliyetleriyle çok büyük boyutlu yatırımları hayata geçirmeye devam ediyor. Üniversite diyabet ve obezite alanlarında ulusal referans merkez haline gelecek yatırımlarında da önemli bir yol aldı. Bülent Ecevit Üniversitesi Obezite ve Diyabet Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetmeliği’nin 25 Kasım 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla Türkiye’nin kamuya bağlı ilk Obezite ve Diyabet Merkezi resmi olarak kurulmuş oldu. Bülent Ecevit Üniversitesi Obezite ve Diyabet Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğüne atanan Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu, obezite/şişmanlık ve diyabet/şeker hastalığının güncel önemini vurguladı. Bayraktaroğlu şöyle dedi: “Dünyada değişen yaşam tarzı, fiziksel aktivitede yetersizlik, beslenme bozukluklarıyla obezite ve diyabet hastalığı giderek artmaktadır. 2009 sonu itibarı ile tüm dünyadaki diyabet nüfusu 285 milyon iken bu sayının 2030 yılında 438 milyona ulaşması beklenmektedir. Bölgemizdeki nüfusun obezite (% 27-41) ve diyabet oranı (%12-13) yüksektir. Dünya genelinde, Avrupa’da ve Türkiye’de çoğunlukla kadınlarda olmak üzere üç kişiden biri obezite ile ilgili sorun yaşamaktadır. Çocukluk ve adölesan döneminde de fazla kilo, obezite ve diyabetin giderek önemi artmaktadır. Obezite ve diyabet hastalığı kontrol altına alınamazsa komplikasyonları, göz kaybı, böbrek kaybı, sinirlerin etkilenmesi, koroner kalp hastalıkları, beyin damar hastalıkları ve ayak damar hastalıkları daha erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Obezite ve diyabet yaşam kalitesini düşürdüğü gibi beklenen yaşam süresini de etkilemektedir. Ülkemizde görülme sıklığı giderek artan obezitenin önlenmesine yönelik bilimsel ve sektörler arası faaliyetlerin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu amaçla mücadele ve kontrol programları oluşturulmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Diyabet Federasyonu, ülkelerin sağlık örgütlerinin yanında Türkiye’de Sağlık Bakanlığımızca “2014-2017 Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” gibi önemli eylem planları oluşturmuştur. Üniversitemiz bünyesinde kurulan Obezite ve Diyabet Uygulama ve Araştırma Merkezimizin obezite ve diyabet hastalığına yönelik üst düzey çalışmalar yapacağına inanmaktayım. Merkezin kurulmasında destekleri ile Üniversitemize kazanılmasını sağlayan Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Özer’e ve emeği geçenlere teşekkürlerimi sunarım.” Rektör Prof. Dr. Mahmut Özer, üniversitenin yatırımlarıyla sağlık hizmetlerini, eğitim kalitesini ve bilimsel araştırmaları daha nitelikli hale getirdiğini belirtti. Özer, konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “Bülent Ecevit Üniversitesi bölgesel lider konumunda, eğitim, bilimsel aktiviteler ve sağlık hizmetini ‘insan odaklı’ olarak en üst düzeyde, çağdaş ve son derece güncel teknolojiyle donanımlı ve uzman kadrosuyla yürütmektedir. Ülkemiz ve bölgemizde hızla artan obezite ve diyabet hastalığının olumsuz etkilerini azaltacak, üst düzeyde koruma, tedavi ve eğitim hizmetlerini sunan bir merkezin kurulmasına ihtiyaç vardı. Kalkınma Bakanlığından aldığımız destekle merkeze ait fiziksel şartları-merkez binası- oluşturuldu. Merkez, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından obezite ve diyabetle mücadele amacıyla hizmet verecektir. Bu nitelikte Kamu’ya bağlı ilk merkezdir. Faaliyetlerini ulusal ve uluslararası ölçekte; üniversitenin diğer birimleri, kamu kurum ve kuruluşları, ulusal ve uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleriyle bir koordinasyon içerisinde gerçekleştirecektir. Merkezimizin Bölge halkımıza, Ülkemize ve Üniversitemize hayırlı olmasını diliyor, kurulmasında emeği geçenlere ve verdiği destek nedeniyle Kalkınma Bakanlığı’na şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2025 00:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Vali Arslan’dan Kızılay için ilginç benzetme

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Kızılay’ın kuruluş yıl dönümünü nedeniyle yayımladığı kutlama bildirisinde, Kzılay’ı, çaresizliğin üzerine doğan bir sabah güneşine benzetti.
Vali Nırtaç Arslan, Türk Kızılay’ın 157. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yayımladığı iletide, Türk Kızılay’ının Türk milletinin yardımseverlik ve dayanışma hislerinin kurumsal bir temsili olduğunu söz etti. Arslan iletisinde, "1868 yılında ’Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ ismiyle kurulan Türk Kızılay’ı, yalnızca bir yardım kuruluşu değil, tıpkı vakitte milletimizin sıkıntı zamanlardaki teminatı, umutların sönmeye yüz tuttuğu anda yanan bir ışıktır. Çalışanların emeğiyle, gönüllülerin vicdanıyla ve halkımızın takviyesiyle büyüyen Türk Kızılay’ı afetlerde birinci alana inen, kan bağışında hayat kurtaran, yetimlere yuva olan, fakirlere aş olan bir hayır kervanıdır. Kızılay’ın kırmızı hilali, sadece bir amblem değil, adeta çaresizliğin üstüne doğan bir sabah güneşidir" sözlerine yer verdi.

"Türk Kızılay’ı gurur kaynağımızdır"
Kızılay’ın, yaşanan afetlerde beşere ve canlıya yardım eli olduğunu da hatırlatan Vali Arslan, "Depremlerde, yangınlarda, sel felaketlerinde, salgın hastalıklarda, her türlü zorlukta halkımızın yanında olan ve sırf ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında mazlumlara el uzatan Türk Kızılay’ı, gönüllülük ruhuyla hareket eden binlerce çalışanı ile gurur kaynağımızdır.
Bugün, Kızılay’ın yalnızca geçmişine değil, geleceğine de sahip çıkma günüdür. Daima birlikte el vererek, bu uygunluk zincirine yeni halkalar eklemek; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve insanlığı yüceltmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu his ve fikirlerle, Türk Kızılay’ının 157. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyor; insanlığa umut olan Kızılay neferleri ile takviyesini esirgemeyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyor, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin