Ihlas Haber Ajansı tarafından
06 Aralık, 2023 08:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Türkiye gürültülü jenaratör döneminden sessiz jenaratör dönemine geçiyor

Türkiye’de son dönemde güneş paneli ya da rüzgârgülü yöntemiyle elektrik üretip bunu depolayan sistemlerinin gelişmeye başlaması ile jenaratörlere olan ihtiyacın giderek azalacağı belirtildi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatih Mehmet Nuroğlu, elektrik depolama sistemlerinin Türkiye’de 2024 yılından itibaren büyük aşama kaydedeceğini söyledi. Elektrik depolamada kullanılacak batarya fiyatlarının dünyada düşmeye başlamasının sektörün gelişmesi açısından orta ve uzun vadede önemli olduğunu vurgulayan Nuroğlu, depolama sistemlerindeki kurulumların artması ile birlikte jeneratör sistemlerine de ilerleyen zamanlarda ihtiyacın azalacağını ve bu sektörün önemini yitireceğini belirtti.
Son zamanlarda güneş enerjisi ve rüzgârgülü sistemlerinden yola çıkarak elektrik üreten ve bu elektriği depolayan sistemler revaçta olmaya başladı. Türkiye’de elektrik depolama firmalarının yaygınlaşması ise en çok çalışırken ki gürültüsü ile de dikkat çeken jenaratör sektörüne darbe vuracak gibi görünüyor.
Uzun zamandır bu depolama sistemleri ile ilgili farklı çözümler üretildiğini dile getiren KTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Fatih Mehmet Nuroğlu, “Farklı depolama enstrümanları kullanılıyor. Depolamanın şu anda çok konuşulmasının sebebi batarya sektöründeki fiyatların düşmeye başlamasının etkili olduğunu düşünüyorum. Gece olan ihtiyacı gündüz güneş ve rüzgar sayesinde elde edebiliyorsun yani depolayabiliyorsun. Burada depolama çok önemli bir duruma geliyor ki bu noktada sessiz jeneratör dediğimiz bir kavram ortaya çıkıyor. Aslında bu konsept yeni değil ama görünürlüğü yeni oldu. Örneğin evde doğalgaz kombisi gibi ağırlığı biraz daha fazla olan yaklaşık 140 kiloluk bir dolap oluyor. Bu elektriği şebekeden alıyor, depoluyor ve elektrik kesildiği zaman otomatik olarak evinizin ihtiyacı olan elektriği sağlıyor. Tabi bu depolamasını şebekeden yapabileceği gibi çatıda bulunan bir güneş panelinden ya da bir rüzgar gülünden de sağlayabilir. Bakıldığı zaman tıpkı jeneratör gibi çalışan bir sistem, sadece jeneratörde bir benzin veya motorin yakarak elektrik elde ediliyor bunda ise depolanan elektrik kullanılıyor. Bu noktada üretim ve tüketim arasındaki zaman farkı ortadan kalkıyor. Üretim gündüz vakti depolanıyor akşam kullanılıyor. Bataryalara elektrik depolanabiliyor. Ev olarak baktığınızda bir evin elektrik ihtiyacı bellidir zaten. O ihtiyaca göre örneğin 7.5 kilovat saat, 15 kilovat saat, 22.5 kilovat saat kadar eden paketler alınabiliyor. Bugün bakıldığında yaklaşık 10 kilovat saatlik bir paketin fiyatı 8 bin dolar civarında bir değerde oluyor. Bunu cazip hale getiren durumlardan biri de elektrik faturalarındaki 3 zamanlı tarife denilen yapı. Ancak depolama gibi bir yapı kullandığınızda hangi saatte kullandığınız fark etmeksizin elektriği her saatte eşit olarak kullanmış olursunuz” dedi.

“Almanya’nın en yüksek ışınım olan bölgesi Trabzon’daki ışınımdan daha az”
Elektrik panellerinin elektrik üretmek için ille de güneşin olması gerekmediğini söyleyen Nuroğlu, “Güneşsiz havadan alınan verime tabii ki güneşin tam olduğu zamanki gibi olmaz. Ama az olması demek elektrik üretmiyor anlamına gelmez. Güneş panelleri her hâlükârda elektrik üretir. Almanya’nın en yüksek ışınım olan bölgesi güneyidir, güneyindeki güneş ışınım miktarı Türkiye’nin en düşük ışınım bölgelerinden olan Karadeniz Bölgesi’ndeki Trabzon’da bulunan ışınımdan daha düşüktür. Yani en yükseği bizim en düşüğümüzün altındadır. Ama buna rağmen Almanya’da güneş sistemleri kurulu sistemlerin üçte biri kadardır. Yani güneş olmayan yerlerde de üretim oluyor” diye konuştu.

“Jeneratör sistemleri yavaş yavaş etkisini kaybedecek”
Enerji depolama sistemlerinin yaygınlaşması ile jeneratör sistemlerinin bu gelişmeden olumsuz etkileneceğini ifade eden Nuroğlu, “Jeneratör sistemleri bu durumdan olumsuz olarak etkilenecek. Çünkü jeneratör almadan bir işletmeye, fabrikaya, siteye veya eve alınabilecek sessiz, hareket etmeyen bir blokla elektrik sorunu çözülebiliyorsa ve bu bloğun maliyeti oldukça düşükse jeneratöre duyulan ihtiyaç bu noktada azalacak. Mesela yaylada evi olan ve elektrik şebekesi olmayan bir insan yayladaki evinin çatısına güneş paneli koyduğu zaman gündüz şarj akşam ise deşarj olur. Dolayısıyla bu durumda bu ev için herhangi bir jeneratör ihtiyacına gerek olmaz. Bu piyasa tabii ki olumsuz etkilenecek ama bu durum akşamdan sabaha olmaz, yavaş yavaş olur“ şeklinde konuştu.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
09 Mart, 2025 04:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

3 bin 500 yıllık Hitit keteni, kadınlar tarafından tekstil endüstrisine kazandırılıyor

Çorum’daki Şapinuva Antik Kenti’ndeki arkeolojik hafriyatta bulunan yaklaşık 3 bin 500 yıllık keten kumaş modülünden esinlenen bayanlar, Hitit ketenini tekrar üreterek, dokumacılık sanayisine kazandırıyor.
Çorum İş Bayanları Derneği (İŞKAD) tarafından "Eski Dünyanın Yeni Masalı" sloganıyla hayata geçirilen proje çerçevesinde, 3 bin 500 yıllık Hitit keten kumaşı gün yüzüne çıkartılıyor. Çorum’daki hafriyat çalışmalarında gün yüzüne çıkartılan kumaş modülünden esinlenerek hayata geçirilen proje çerçevesinden hazırlanan ve "Hitit keteni" ismi verilen kumaş, dokuma sanayisine kazandırılacak. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından da desteklenen proje ile tarihi kökleri M.Ö. 1400 yılına dayanan Hitit keteninin aslına uygun bir halde tasarlanması, üretilmesi, işlenmesi, markalaşması, atölye/eğitim ortamlarında genç jenerasyonlara aktarılması ve yeni istihdam alanları oluşturulması hedefleniyor.

Proje tanıtım sinemasıyla tanıtıldı
Proje, Çorum Müzesi’nde düzenlenen programda, hazırlanan tanıtım sineması ile tanıtıldı. Programa Çorum Valisi Ali Çalgan ile eşi Halide Çalgan, Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, Belediye Lideri Dr. Halil İbrahim Aşgın, Çorum İş Kadınları Derneği Başkanı Semrin Kaleli, Hitit keten kumaşının bulunduğu, devrin hafriyat lideri Prof. Dr. Aygül Süel ve davetliler katıldı.

"Bunları insanlığa tanıtmamız lazım"
Programda konuşan Vali Ali Çalgan, Çorumlu iş bayanlarının hayata geçirdikleri projeyle, kentin ve ülkenin tanıtımına büyük katkı sağladıklarını vurgulayarak, "Bu tarihi tanıtmak yalnızca Hitit medeniyetine değil, bugün yaşayanlara da borcumuz. Bunları insanlığa tanıtmamız lazım. Bu manada çok değerli bir proje yaptılar. Emeği geçen başta dernek liderimiz olmak üzere Çorumlu iş bayanlarımızı kutluyorum" dedi.
Çorum’un çok kıymetli bir tarihe geçmişe sahip olduğunu tabir eden Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız da, "Hititler’in başşehrinde yaşıyoruz. 7 bin 500 yıllık tarihimiz var. Fakat maalesef bu tarihi anlatamıyoruz. Çorumludan çok Çorum’u savunan Semrin Kaleli ve takımına teşekkür ediyorum. Emekleri geçenlere şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.

"Büyük bir coşku ve aşkla kentimizi tanıtmaya devam"
Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın ise 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’nü kutlayarak, "Bu stant için derneğimizin tüm üyelerine teşekkür ediyorum. İçişleri Bakanlığımız da bu projeyi destekledi. İçişleri Bakanımız ve Bakanlığımıza da teşekkürlerimizi sunuyorum. Durmak yok, büyük bir coşku ve aşkla kentimizi tanıtmaya devam diyorum formunda konuştu.
Dönemin hafriyat başkanlığını yürüten Dr. Mustafa Süel anısına Prof. Dr. Aygül Süel’e plaket takdim eden Çorum İş Kadınları Derneği Başkanı Semrin Kaleli, "Hititler yaşadığı sürece, anıldığı sürece, yaşayacak. Bu yüzden, Şapinova kentimizin kaşifi Aygül Süel ve Mustafa Süel onun anısına bu sinemamızı adadık" sözlerini kullandı.

"Olağanüstü koşullarda, baht yapıtı havasız kalarak bulunmuş yapıtın bir parçası"
Dönemin hafriyat lideri Prof. Dr. Aygül Süel de emeği geçenlere teşekkür ederek, "Biz Anadolu bayanı olarak çok şanslıyız. Neolotik’ten, doğurganlığı olan bayandan başlayarak biz çok şanslıyız. Bayan her vakit destekçidir. Bu bahis için de çok teşekkür ediyorum. Bu gecenin de benim için başka bir manası var. Hafriyat meşakkatli bir iş. Bu buluntu harikulâde, bugüne gelemeyen organik bir husus. Fevkalâde kurallarda, baht yapıtı havasız kalarak bulunmuş yapıtın bir modülü. Doğal bunun için ben en başta canla başla çalışan hafriyat takımıma teşekkür etmek isterim. Mustafa hocayı ayrıyeten anmak istiyorum onun emeği çok farklıydı" dedi.
Program, hatıra fotoğrafı çekilmesi ile sona erdi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.