Karabük Postası tarafından
21 Mayıs, 2014 08:06 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Türk öğrenciler felçli hastalara umut oldu

Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği 4. sınıf öğrencileri, elini ve ayağını kullanamayan felçli hastalar için düşünce kontrol sistemiyle çalışan tekerlekli sandalye yaptı. Düşünce kontrolüyle çalışan tekerlekli sandalye, Türkiye'deki 800 bin felçli hastaya umut ışığı oldu. KTO Karatay Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Selman Zengin (25) ile Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi Emre Gönültaş (25) tarafından üretilen düşünce kontrol sistemiyle çalışan tekerlekli sandalye Türkiye'deki 800 bin felçli hastaya umut oldu. Üretilen tekerlekli sandalye ile vücutsal fonksiyonlarını kullanamayan felçli hastalar dahi kullanabiliyor. TÜBİTAK'ın da desteğini alan tekerlekli sandalye kullanıcının başına taktığı bir aparat aracılığıyla kontrol ediliyor. Sandalye hastanın kullanabileceği uzvuna göre hareket, ses ya da mimiklerle komut verilerek istediği yöne doğru hareket ediyor. KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Torlak, 'Mühendislik fakültemizde, Engin Mendi hocamızın danışmanlığında genç arkadaşlarımızın bitirme projesi olarak hazırlamış oldukları bu proje kendi yeteneklerini ortaya çıkarmış olmakla beraber aynı zamanda somut bir katkı, somut bir fayda sağladığını da görüyoruz. Dolayısıyla arkadaşlarımız henüz mezun olmadan gerçekten önemli bir katkıyı ortaya çıkaran bir projeyle öğrenim hayatlarını lisans düzeyinde tamamlamış olacaklar' dedi. Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özcan Tan ise, 'Bu proje öğrencilerimizin fakültede almış olduğu eğitimi göstermesi açısından da oldukça önemli bir projedir. Bu tür projelerin fakültemizin, üniversitemizin kuruluş felsefesine, kuruluş amacına uygun olarak artarak devam edeceğine ümit ediyorum' diye konuştu. Mühendislik Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Şekip Engin Mendi, öğrencilerinin TÜBİTAK'TAN destek aldığını ve çeşitli yarışmalarda, proje pazarlarında başarılar ve dereceler aldıklarını belirtti. "800 bin felçli hastaya umut oldu" Tekerlekli sandalyeyi üreten Selman Zengin, 'Projemiz parapleji hastalarına yönelik bir çalışmadır. Türkiye'de yaklaşık 800 bin civarında parapleji hastası yaşamaktadır. Ve bu sayıya her yıl 200 bin hasta eklenmektedir. Bu hastalar hali hazırda vücutsal fonksiyonlarını yitirmiş, yüzde yüz yatağa bağımlı, hiçbir şekilde hareket edemeyen, tekerlekli sandalyeyi joystick ile dahi kontrol edemeyen bir hasta grubudur. Daha önce dünyada bu hasta grupları için buna benzer çalışma, herhangi bir tekerlekli sandalye kontrolü çalışması yapılmamış. Projemizde geliştirdiğimiz sistem sayesinde bu hasta grupları tekerlekli sandalyeye oturduğu zaman düşünce gücüyle veya sesle veya boyun hareketleri ile tekerlekli sandalyenin kontrolüne olanak sağlamaktadır' dedi. Zengin, 'Bu proje sayesinde Arkansas Üniversitesi'nden, Amerika Birleşik Devletleri'nden araştırma görevliliği ve tam burs için davet edildik ve oraya başvuru yaptık. Okulumuz bu sene tamamlandıktan sonra orada yüksek lisansımıza devam ederek akademik hayata devam etmek istiyoruz. Projemizin bize getirdiği birçok yenilik var. Birçok proje pazarlarına katıldık. Ufuk ve vizyon noktasında bize çok şey kattı bu proje. Aynı zamanda da böyle bir sosyal probleme de çözüm bulabildiğim için kendi adıma da çok mutluyum' şeklinde konuştu. "Kontrol sistemi iki alt ana başlıkta çalışıyor" Sistemin işleyişi hakkında bilgi veren Selman Zengin, 'Felçli hastalar için geliştirilen bu sistemde iki alt ana başlık bulunmaktadır. Birinci kontrol sistemimiz, boyundan yukarısını hareket ettirebilen felçli hasta grubu için boyun hareketlerinin pozisyonlarına oranlı bir hareket biçimi tercih ettik. Sistem şöyle çalışıyor; boynumuzu yukarı pozisyona kaldırdığımız zaman sandalye ileri gidiyor, boynumuzu aşağı pozisyona eğdiğimiz zaman sandalye duruyor ve geriye gidiyor. Kafamızı sağa çevirdiğimizde sağa doğru, sola baktığımızda da sola doğru hareket ediyor. Ana sistemimiz olan ikinci kontrol sisteminde ise, vücutsal fonksiyonlarının tamamını yitirmiş hasta grubu için yüzden aldığımız mimiksel hareketlerle sistem çalışmaktadır. Burada önemli olan nokta hasta grubunun hangi mimiksel hareketleri aktif olarak yapabilmesi ile alakalıdır. Bizim sistemimizi çalıştırabilmemiz için en az iki komut veya beş komut yeterlidir. Bunu da şöyle yapıyoruz; hasta dişini sıktığı zaman sandalye dur komutu sergiliyor. Hasta gözüyle sağa baktığı zaman sağa, sola baktığı zaman sandalye sol tarafa hareket ediyor. Hasta kaşını kaldırdığında, dişini sıktığında, kaşını aşağı büzüp sinirlendiği veya güldüğü zaman gibi birçok komutu bileşenleri halinde sandalye sistemimize entegre edebilmekteyiz. Bu sayede hastalar yüzsel ve mimiksel olarak kullandıkları bu hareketlerle sandalyeyi istedikleri noktada, istedikleri pozisyona taşıyabilme yetisini kazanacaklardır' dedi. Projenin yapımında yer alan öğrencilerden Emre Gönültaş ise, 'Projemizin testlerini gerçek hastalarımızın üzerinde gerçekleştirdik. Bu süreçte birçok yeni projeye yelken açtık, yeni şeyler keşfettik. Mesela, konuşma engelli bir teyzemizin vücudunun sağ tarafı felçliydi. Bu hastamızdan sağ kolunu hareket ettirdiğini hayal etmesini istedik ve bunu hayal ettiğinde biz bunu bilgisayardan okuyabildik. Yeni proje olarak, giyilebilir kol ya da elektrik dalgaları kullanarak, fizik tedavide kullanıldığı gibi o kolunu hareket ettirmeye çalışıyoruz bu projenin devamı olarak' diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2025 00:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Vali Arslan’dan Kızılay için ilginç benzetme

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Kızılay’ın kuruluş yıl dönümünü nedeniyle yayımladığı kutlama bildirisinde, Kzılay’ı, çaresizliğin üzerine doğan bir sabah güneşine benzetti.
Vali Nırtaç Arslan, Türk Kızılay’ın 157. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yayımladığı iletide, Türk Kızılay’ının Türk milletinin yardımseverlik ve dayanışma hislerinin kurumsal bir temsili olduğunu söz etti. Arslan iletisinde, "1868 yılında ’Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ ismiyle kurulan Türk Kızılay’ı, yalnızca bir yardım kuruluşu değil, tıpkı vakitte milletimizin sıkıntı zamanlardaki teminatı, umutların sönmeye yüz tuttuğu anda yanan bir ışıktır. Çalışanların emeğiyle, gönüllülerin vicdanıyla ve halkımızın takviyesiyle büyüyen Türk Kızılay’ı afetlerde birinci alana inen, kan bağışında hayat kurtaran, yetimlere yuva olan, fakirlere aş olan bir hayır kervanıdır. Kızılay’ın kırmızı hilali, sadece bir amblem değil, adeta çaresizliğin üstüne doğan bir sabah güneşidir" sözlerine yer verdi.

"Türk Kızılay’ı gurur kaynağımızdır"
Kızılay’ın, yaşanan afetlerde beşere ve canlıya yardım eli olduğunu da hatırlatan Vali Arslan, "Depremlerde, yangınlarda, sel felaketlerinde, salgın hastalıklarda, her türlü zorlukta halkımızın yanında olan ve sırf ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında mazlumlara el uzatan Türk Kızılay’ı, gönüllülük ruhuyla hareket eden binlerce çalışanı ile gurur kaynağımızdır.
Bugün, Kızılay’ın yalnızca geçmişine değil, geleceğine de sahip çıkma günüdür. Daima birlikte el vererek, bu uygunluk zincirine yeni halkalar eklemek; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve insanlığı yüceltmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu his ve fikirlerle, Türk Kızılay’ının 157. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyor; insanlığa umut olan Kızılay neferleri ile takviyesini esirgemeyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyor, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin