Ihlas Haber Ajansı tarafından
02 Ekim, 2024 12:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Turizm merkezi ‘çökeltim havuzu’ ile çamurdan kurtulacak

Trabzon’da son yıllarda doğal güzelliğiyle değil de çamur deryasına dönen görüntüsü ile anılan Sera Gölü, ‘Çökeltim havuzu’ ile doğal haline kavuşacak.
Trabzon’un Akçaabat ilçesinde 21 Şubat 1950 tarihinde Derecik Vadisi yamaçlarından kopan büyük kayaçların vadi tabanını tıkaması sonucu oluşan Sera Gölü, son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası oldu. Hem Trabzon il merkezine hem de Akçaabat’a yakın mesafede olması nedeniyle tercih edilen Sera Gölü son yıllarda çamurlu ve kötü görüntüsü ile dikkat çekerken, berraklığına bir türlü kavuşamayan Sera Gölü’nün doğal haline kavuşması için Devlet Su İşleri’nce (DSİ) dere yatağına çökeltim havuzu yapılmaya başlandı.

3 gözden oluşan çökeltim havuzu ile suyun hızı yavaşlatılacak
Geçtiğimiz yıl çalışmalarına başlanılan çökeltim havuzu ile Sera Gölü’nde rusubi malzemelerin birikmesi de sona erecek. Hem taşkınlara karşı tedbir almak hem de rusubi malzemelerin göle ulaşmasını engellemek için 7 adet bent imalatı yapılmasına rağmen çamur görüntüsünden kurtulamayan göl için kalıcı bir çözüm üretildi. Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri’nce (DSİ) tarafından ilk kez bir gölü korumak için yapılan çökeltim havuzunun inşa çalışmalarında sona gelindi. 3 gözden oluşan çökeltim havuzu ile suyun hızı yavaşlatılacak. Hızı yavaşlayan su ile askıdaki malzemeler düşüp, su göle girmeden önce çökelecek.
Öte yandan yapılan bariyerler de havzadaki yerleşim yerlerinden atılan yüzer çöpler havuzda tutulacak. Bu sayede çöplerden arındırılacak olan Sera Gölü, eşsiz güzelliğine tekrar kavuşacak.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Mart, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük Üniversitesi otomotiv ve havacılık sektörlerinde kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi

Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) TÜBİTAK takviyeli projeyle geliştirilen magnezyum alaşımlarının hem yakıt tasarruf sağlaması hem de daldaki çevresel sürdürülebilirlik maksatlarına katkı sunması bekleniyor.
KBÜ Metalurji ve Gereç Mühendisliği Kısmından Prof. Dr. Ali Güngör ve doktora öğrencisi Yousef Mustafa Salem Fhail Boom, TÜBİTAK 1002 projesi kapsamında otomotiv ve havacılık dallarında kullanılmak üzere hafif ve yüksek dayanımlı magnezyum alaşımlarını geliştirdi. Bu projeyle, hem yakıt tasarrufu sağlanması hem de sera gazı emisyonlarının azaltılması hedefleniyor.
Enerji kaynaklarının hudutlu olması nedeniyle hafif materyallere yönelik arayışların arttığını vurgulayan Prof. Dr. Ali Güngör, "Enerjiye olan talep her geçen gün artıyor. Biz de ‘Yakıt tasarrufu konusunda ne yapabiliriz?’ sorusuna tahlil arayarak hafif metaller üzerinde çalıştık" dedi. Magnezyumun bilinen en hafif metallerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Güngör, bu özelliğin kara ve hava taşıtlarında değerli avantajlar sağladığını söz etti. "Magnezyum, alüminyuma kıyasla yüzde 36, demire kıyasla yüzde 78 daha hafiftir. Bu da çeşitli araçlarda kıymetli yakıt tasarrufu sağlamaktır" diyen Güngör, magnezyumun dayanımının ve korozyon direncinin düşük olması ve şekillendirilebilme zorlukları nedeniyle endüstriyel kullanımının sonlu olduğuna dikkat çekerek bu dezavantajları gidermek için magnezyuma çeşitli elementler eklediklerini lisana getirdi. Güngör, magnezyum alaşımlarının otomotiv dalında direksiyon simidi, iç kapı iskeleti, koltuk iskeleti, şanzıman kutusu üzere birçok modülün üretiminde kullanıldığını söyledi. Magnezyumun araba sacı olarak kullanılması için 6000 serisi denilen alüminyum alaşımlarının akma dayanımına eşit olması gerektiğini anlatan Güngör, "Biz bu çalışmalarda düşük oranlarda alüminyum, çinko, kalsiyum ve manganez içeren magnezyum alaşımlarını döküm yoluyla ürettik. Akabinde uyguladığımız ısılı süreç ve sıcak haddeleme tekniklerini kullanarak, akma dayanımı 155 megapaskal, çekme dayanımı 240 megapaskal olan ve düzlem şekillendirilebilirlik özelliğine sahip magnezyum alaşımlarını üretmeyi başardık" diye konuştu. Elde edilen sonuçların, daha yüksek performanslı magnezyum alaşımlarının üretilebileceğini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Güngör, bir sonraki kademede üretim süreçlerini daha da geliştirerek patent müracaatında bulunacaklarını aktardı.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.