blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
02 Eylül, 2024 12:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Trabzon’a su veren mahallenin su çilesi

Trabzon’un su ihtiyacının karşılandığı Atasu Barajı’nın bulunduğu mahallede vatandaşlar su çilesi yaşıyor. Tankerlerle su taşınan mahallede musluklardan akan su ise çamur görüntüsü ile mahalle sakinlerini tedirgin ediyor.
Trabzon’un içme suyunun sağlandığı Atasu Barajı’nın bulunduğu Maçka ilçesi Yeni Atasu mahallesinde vatandaşlar yılardır yaşanan su sıkıntısı nedeniyle zor günler yaşıyor. Yaklaşık 35 hanenin bulunduğu mahallenin bir bölümünde yaşanan içme suyu sıkıntısı nedeniyle vatandaşlar çözümü marketlerden aldığı su ile sağlıyor. Mahallede bulunan su deposuna her gün tankerler ile taşınan su ise mahalle sakinlerinin ihtiyacı karşılamıyor. Zaman zaman şebeke hattından akan suyun çamur görüntüsü ise mahalle sakinlerini tedirgin ederken, özellikle yaz aylarında artan nüfus ile yaşanan su çilesi mahalle sakinlerinin tepkisine yol açtı.
Mahalle sakinlerinden Asuman Eyüpoğlu, musluktan bir bardak su bile içemediklerini belirterek “Her zaman su sıkıntımız var. 15 günden beri damla su bize gelmiyor. Gelen suyumuz da çamur akıyor. Bulaşıklarımız birikti. Temiz su bulamıyoruz. Bir bardak bile su içemiyoruz. Su geldiği zaman ise çamur akıyor. Sanki kahve içiyorsun. Baraj hemen yanımızda ama biz nedense su sıkıntısı çekiyoruz. Koca Trabzon’u besleyen baraj bizim mahallemizi besleyemiyor. Buna bir çare bulmalarını istiyoruz” dedi.

“Gözelerin kuruduğunu söylüyorlar, bu hikayeyi her zaman dinliyoruz”
Saim Eyüpoğlu isimli mahalle sakini ise gözelerin kuruması nedeniyle su sıkıntısı yaşandığını kaydederek “TİSKİ’yi aramamıza rağmen geçici çözümler yapılıyor ama kalıcı çözümler bulunamıyor. Tankerlerle yukarıdaki depoya su bırakılıyor. O su en fazla 2 saat akıyor. Gözelerin kuruduğunu söylüyorlar. Bu hikayeyi her zaman dinliyoruz. Her sene aynı hikaye. Gözeler kurumuşsa baraj aşağımızda. Alternatif şeyler düşünülmüyor. Esiroğlu arıtma tesisi koskoca Mağmat boğazına su basıyor ama 8 kilometre mesafedeki mahallemize suyu basamıyor. Ama su faturası kesmeye geliyorlar. Baraj ile evlerimiz arasında 7-8 kilometrelik bir mesafe var. Bu baraj Trabzon’u besliyorsa beni hayli hayli beslemesi lazım. Benden geçip orayı beslemesi lazım. Bakkaldan gidip su alıyoruz. Burası büyükşehir olmadan önce belde belediyesiydi. O dönemden beri devam eden bir su sıkıntısı var. Yeni bir sorun değil” şeklinde konuştu.

“Yeter artık bunaldık”
Yaz aylarında fındık için memleketine gelen Gül Eyüpoğlu da taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışıldığını dile getirerek “Yaz aylarında buraya geliyoruz. 15 günden aralıklı olarak suyumuz bulanık olarak akıyor. Susuzluk çekiyoruz. Bize layık gördükleri su bu. Köyde olduğumuz halde para ile su alıyoruz. Oluklardan aldığımız su ile de bulaşıklarımızı yıkıyoruz. Taşıma su ile değirmen döndürmeye çalışıyoruz. Yeter artık bunaldık. Bu suyun akmasını istiyoruz” diye konuştu.

“Tankerlerle su getiriyorlar, su bize gelene kadar bitiyor”
Zehra Özbayrak isimli mahalle sakini, arıtma cihazı ile çözüm bulmaya çalıştıklarını belirterek “Evimde mutfak tezgahı ve makineler dolu. Başka yerden su alıp elimizde yıkıyoruz. Duş yapamıyoruz, abdest alamıyoruz. Domuzların yıkandığı suyu içiyoruz. Arıtma cihazı ile çözüm bulmaya çalışıyoruz. Kısa zamanda buna bir çözüm getirilmesini istiyoruz. Su faturasını ödemeyeceğiz. Tankerlerle su getiriyorlar. Su bize gelene kadar bitiyor” ifadelerini kullandı.

“Trabzon’a su veren köyün suyu yok”
Kendi imkanları ile kurduğu depoda yağmur suyu biriktirdiğini vurgulayan mahalle sakinlerinden Hamdi Güney Terzi de “Yaklaşık 10 yıldır burada yaşıyorum ama buraya geldiğime pişman oldum. 10 yıldır burada süren bir sorun var. Sabah 6’da su kesiliyor gece 1’de geliyor. İçecek suyumuz bile yok. Damacana alıp buraya geliyoruz. Yağmur suyu birikmek için bir depo yaptım. Ondaki su ile bulaşık ve temizlikte kullanıyoruz. Su geldiği zaman bile çamur olarak akıyor. Sütlü kahveye benziyor. Trabzon’a su veren köyün suyu yok. Bize su saati aldırdılar. O kadar masraf ettik bu yanımıza kaldı. Suyu kullan veya kullanma fatura geliyor. Ankara’dan misafirlerimiz geldi ama su olmadığı için gideceğiz diyorlar. Su büyük bir sorun. Su sağlıktır. Bu mahallede yaklaşık 35 hane var. Bu mahalleye su gelmediği zaman hiç kimseye su gitmiyor. Çamaşırlar bekliyor. Fındık ayındayız ne duş alabiliyorsun ne yüzünü yıkayabiliyorsun. Bizim için önemli olan su ve yol. Rezil bir durum. Burada yaşayanlar bunu hak etmiyor” dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2025 00:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Vali Arslan’dan Kızılay için ilginç benzetme

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Kızılay’ın kuruluş yıl dönümünü nedeniyle yayımladığı kutlama bildirisinde, Kzılay’ı, çaresizliğin üzerine doğan bir sabah güneşine benzetti.
Vali Nırtaç Arslan, Türk Kızılay’ın 157. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yayımladığı iletide, Türk Kızılay’ının Türk milletinin yardımseverlik ve dayanışma hislerinin kurumsal bir temsili olduğunu söz etti. Arslan iletisinde, "1868 yılında ’Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ ismiyle kurulan Türk Kızılay’ı, yalnızca bir yardım kuruluşu değil, tıpkı vakitte milletimizin sıkıntı zamanlardaki teminatı, umutların sönmeye yüz tuttuğu anda yanan bir ışıktır. Çalışanların emeğiyle, gönüllülerin vicdanıyla ve halkımızın takviyesiyle büyüyen Türk Kızılay’ı afetlerde birinci alana inen, kan bağışında hayat kurtaran, yetimlere yuva olan, fakirlere aş olan bir hayır kervanıdır. Kızılay’ın kırmızı hilali, sadece bir amblem değil, adeta çaresizliğin üstüne doğan bir sabah güneşidir" sözlerine yer verdi.

"Türk Kızılay’ı gurur kaynağımızdır"
Kızılay’ın, yaşanan afetlerde beşere ve canlıya yardım eli olduğunu da hatırlatan Vali Arslan, "Depremlerde, yangınlarda, sel felaketlerinde, salgın hastalıklarda, her türlü zorlukta halkımızın yanında olan ve sırf ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında mazlumlara el uzatan Türk Kızılay’ı, gönüllülük ruhuyla hareket eden binlerce çalışanı ile gurur kaynağımızdır.
Bugün, Kızılay’ın yalnızca geçmişine değil, geleceğine de sahip çıkma günüdür. Daima birlikte el vererek, bu uygunluk zincirine yeni halkalar eklemek; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve insanlığı yüceltmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu his ve fikirlerle, Türk Kızılay’ının 157. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyor; insanlığa umut olan Kızılay neferleri ile takviyesini esirgemeyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyor, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin