Tokat’ta bir cip kamyona ok gibi saplandı: 1 yaralı
Tokat’ın Erbaa ilçesinde bir cipin kamyona arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada, cipin sürücüsü yaralandı.
Edinilen bilgilere göre kaza, saat 10.00 sıralarında Tepekışla köyü mevkisinde meydana geldi. Erbaa istikametine seyir halinde olan H.A.Y. idaresindeki 34 HYL 643 plakalı Dacia Duster marka cip, aynı yönde ilerleyen İ.D.’nin kullandığı 60 ABZ 981 plakalı kamyona arkadan çarptı. Kazada otomobil sürücüsü aracın içinde sıkıştı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı sürücüyü sıkıştığı yerden Erbaa Belediyesi İtfaiye ekipleri çıkarıldı. Yaralı sürücü ambulansla Erbaa Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Polis, kazayla ilgili inceleme başlattı.
Cumhuriyetin var ettiği bir kent son dönemlerde iyice köreldi. Avuç içi kadar olan bu kentte, her şey insanları üzüyor. Trafik alabildiğine karmaşık. Doğru dürüst yatırım alamıyor. Bina yapımından başka gelişen bir tarafı yok. Eğitimde eskiden Türkiye'nin önde gelen kentlerinden birisiydi. Şimdilerde bu alanda da bir gerileme yaşanıyor. Sağlık alanında ise tam bir felaket içinde. Eğitim ve sağlıkta oklar hep özeli gösteriyor. Oturulacak, kalkılacak mekanları yok denecek kadar az. Hava karardıktan sonra şehir merkezi tam anlamıyla bir ıssızlığa bürünüyor. Böyle bir kenti vizyonu olmayanlar yönetince, yapılan yatırımlar da boşa gidiyor. Buna, yaklaşık 10 yıl önce yapılan Kent Meydanını gösterebiliriz. Yüzlerce ağacın kesilmesiyle ortaya çıkan boşluğu Kent Meydanı yapalım düşüncesiyle, betona çeviren bir anlayış hiçbir işlevi olmayan bu yeri merkezi hükümete devrederek, Millet Bahçesi yapımına yol verdi. O zamanlar Kent Meydanı’nın 45 milyona mal edildiğine ilişkin iddialar ortaya çıkmıştı. Yapılan Kent Meydanı tam anlamıyla, betondu. Yeşili bulmak ya da görmek mümkün olmadan, bir yıl öncesinde yıkımına karar verildi. Belediye Kent Meydanı’nı devrederken, hakkını yemeyelim 16 dükkânın tapusunu aldı ve kendi hanesine yazdı. Bir seçim öncesi iktidar partisinin en büyük argümanlarından birisiydi Millet Bahçesi… Millet, Kent Meydanına gelecek, bedava çay içecek, kek yiyecekti. Çevre Bakanlığı’nın üstlendiği Millet Bahçesi'nde, yapılan 16 dükkânın dışında hiçbir gelişme görülmüyor. Meydan betona gömülmüş hissini veriyor yine. Millet Bahçesi’nin kaça mal olacağı ve projesi konusunda da kamuoyu aydınlatılmıyor. Yani, yine ülkenin kaynakları çarçur ediliyor. Bir başka ülkede olsa, bu savurganlığın hesabı sorulur. Zengin ülkeler yatırım yaparken kılı kırk yararlar. Bizde ise, "ben yaptım" mantığı egemen. Düşünün, yurdun dört bir yanında böyle plansız, programsız yatırımların maliyetini. Emeklisine üç kuruş maaşı hak gören anlayışın savurganlıklarının boyutu devasadır. Yazık bu ülkeye. İyin üzücü tarafı bu tür savurganlıklarından milleti haberdar etmeyenlerin varlığı da vurdumduymazlığını artırmaktadır. Bir seçim kazanmak uğruna milletin parasını çarçur edenlerin vicdanları rahat mıdır bilemiyoruz. Rahat diyenler olursa da onlara "sizin vicdanınız yok" deriz.