Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

TARİHİMİZE NOT DÜŞEN GERÇEKLER…

Köşe Yazıları Yayın: 30.11.2021 12:16

(Zaman Asla Kaybolmaz)

Hayat, biz insanlara Allah’ın armağan etmiş olduğu büyük bir değerdir. Hiç düşündünüz mü?

Bu değerli süreci yaşarken biz hayata ne verdik? Hayat bize ne verdi? Ama bundan da önemlisi doğup büyüdüğümüz, hayatımızı geçirdiğimiz vatan topraklarımıza, canım ülkemize biz neler verdik?

Bu güzel vatan toprakları bize ne verdi?

Hiç şüphesiz her insanın bir cinsi, bir kimliği vardır. Yüce Allah’ın verdiği can, daha ilk günden bir cinse bürünmüştür; kimimiz ilk nefesi erkek, kimimiz dişi olarak alırız ana rahminde. Bu yalan dünyaya atılan ilk adım sonrasında bir kimliğimiz oluşur anadan, babadan kaynaklanan…

Ancak vatanı olmayan insanların kimliği neye yarar?

Hele, hele kimliğinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin adı, Al Bayrağımızın Ay ile Yıldızı var ise; böylesine bir gurur dünyanın hangi devletinin, hangi milletinin tarihinde, kimliğinde yazar?

Tarih; yaşanmış olayları, hafızalara kazılı gerçekleri unutturarak, kendilerine göre yeniden tarih yazanları asla affetmemiştir..!

Ülkemizin gerçeklerini anlatan tarih sayfaları; özellikle son dönemde yaşananları, kendilerinin tarihi yeni baştan yazdıklarını sananları da sorgulayacak, kararını yaşanan gerçeklere göre verecektir.

İşte tam bu noktada; tarihi gerçekleri yok sayarak, tarihi yeni baştan, kendi gerçeklerine göre yazdıklarını sananlar, günü geldiğinde başlarını, tarihin gerçek sayfalarına çarpacaklardır.

Bugüne kadar yayınlanmış kitaplarımda, yazılarımda yaşanmış tüm gerçekleri; sadece kimliğime değil, yüreğime de kazıdığım, Türk Milletinin bir ferdi olmanın gurur ve onurunu duyan, 1974 yılında vatan ve vazife uğruna Kıbrıs adasında savaşan bir ‘Kıbrıs Gazisi’, ülkemizin aydınlık yarınlarına sevdalı bir yurtsever olarak analiz ettim, tarafsız bir şekilde kaleme aldım.

Doğduğumuz, yaşam umutlarını yeşerttiğimiz bu güzel vatan topraklarına, bu güne değin şahsımız ve ülkemiz adına ne ektiysek onu biçtik!

Hürriyetimiz, bağımsızlığımız uğruna hep birlikte omuz omuza savaştık. Kanımız, kanımıza değdi. Birbirimizin kucağında nefes alıp, nefes verdik.

Günü geldi; vatana ve millete hayırlı evlatlar yetiştirmenin gururu ile sevinç yaşları döktük.

Günü geldi; ellerine kına yaktığımız evlatlarımızı vatanımızın dirliği, milletimizin birlik ve beraberliği uğruna feda ettik:

‘’Vatan Sağ Olsun’’ dedik…

Anaların, babaların acı dolu feryatlarına; gözyaşlarımızla eşlik ettik, yüreklerimiz dağlandı.

Günü geldi; ülkemizin uluslararası toplumda kazandığı her başarı göğsümüzü kabarttı. Milletçe sevinç gözyaşları döktük; kazanılan her başarıda, göndere çekilen ‘Ay Yıldızlı Al Bayrağımızı’, hançeremiz yırtılırcasına söylediğimiz istiklal marşımızla selamladık.

Günü geldi bu ülkenin kimliğini taşıdığı halde, onur ve gurur timsali bayrağımızı, gönderinden indirmeye cüret eden, yırtan, yakan; ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hakaret edip, heykellerine saldıran aymazlara, utanmazlara da rastladık…

Ardımızda kalan yılların başarısına da, acılarına da hep gözyaşlarımız eşlik etti. Çünkü Türk milletinin asırlardan bu yana süregelen en önemli niteliği; acıyı da, sevinci de hep birlikte yaşaması; kimi zaman gönül coşkusuna, kimi zamansa acılar yumağına hep birlikte gözyaşlarını katmasıydı…

Aslında yaşadığımız vatan topraklarımızın hamuru; bu birlikteliğimizin, duygu yoğunluklarımızın, milli ve ulvi değerlerimize olan düşkünlüğümüzün, asırların ötesinden gelen geleneklerimizin, göreneklerimizin ortak çanağında yoğrulmamış mıydı?

Biz buyduk işte! Tarih sayfaları bizi hep böyle tanıdı. Çünkü bizler sevinçlerimizi de, acılarımızı da gözyaşlarımızla kutsayan bir milletiz.

Ama milenyumlu yılların bu ilk çeyreğinde kimi zaman güldük ama çoğu kez ağladık! Vatan bellediğimiz toprak ananın bağrını en çok da bu dönemde yaşadığımız sıkıntılar, olaylar sonrasında yüreklerimizi sızlatan duyguların gözyaşlarıyla suladık…

Adeta yurdumuzda ‘kırılmadık’ hiç bir şey kalmadı!

Kimi kez doğal güzellikleri, doğaya renk veren çiçekleri, ağaçları, doğa canlılarını kırdık, parçaladık!

Kimi kez iyi niyetli yürekleri yaraladık!

Kimi kez güzelliklerle dolu kalplere rüzgâr ektik, fırtına biçtik!

Kimi kez dağlanan ana, baba eş, evlat yüreklerinin onarılmaz acılarını görmezden geldik!

Feryatlar duyduk, yurdumuzun her yanından, adeta umursamadık…

O nedenle:

‘Asla kaybolmayan zamanın’ hafızasına not düşmek adına, tarafsız bir gözlemle kaleme almış olduğum bu yazımda anlatmış olduğum her ne varsa; gönül gözümden gelen yaşlarla sulanmıştır…

2000’li yılların bu ilk çeyreğinde yaşanmış, yaşatılmış, yaşadığımız onca olaya rağmen;şanlı tarihimize not düşen öyle bir gerçek vardır ki, o da şudur:

Şehitlerimizden Yüce Türk Milletine emanet olan, bir ve beraber yaşamanın gururunu taşıdığımız bu Gazi Topraklar ve Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonsuza kadar payidar kalacaktır.

Tarih sayfalarına kan ve can bedeli ödenerek kazınan bu gerçek ne bugün, ne de gelecekte; hiçbir neden uğruna değişmeyecek, değiştirilemeyecektir.

Ulus-Devlet kimliğini sonsuza kadar muhafaza edecek olan Türk Milleti dili, dini, kültürü, tarihi ve saygın kimliği ile aydınlık yarınlara el, ele güçlü bir biçimde yürümeye devam edecektir.

 

    Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Arkadaşının IBAN tuzağına düştü, hapse girdi

Asayiş Yayın: 03.05.2024 13:59
Arkadaşının IBAN tuzağına düştü, hapse girdi

Konya’da ‘benim hesabımda bloke var’ bahanesine inanarak arkadaşına IBAN numarasını veren kişi, para aklama yöntemi tuzağına düşerek hapse girdi. 1 paket sigara parasını kendisine hediye olarak veren dolandırıcı arkadaşının ağına takılan 45 yaşındaki Mustafa Ergin, 8 ay hapiste yatarken, hakkında açılan 5 farklı dosyadan ise yaklaşık 10 yıl hapis cezası bekliyor.

İnternet siteleri ve uygulamalar üzerinden dolandırıcılık faaliyetleri her geçen gün artıyor. Sosyal medya platformları ile illegal kumar ya da bahis üzerinden para aklamak isteyen dolandırıcılar, ‘Banka hesabınızı kiralayın, yüksek kazanç sağlayın’ paylaşımları ile vatandaşların ilgisini çekmeye çalışıyor. Konya’da çay ocağında çalışan 45 yaşındaki Mustafa Ergin, yanına sürekli gelen arkadaşının ‘Benim hesabımda bloke var gelen parayı senin hesabından çekelim’ teklifini geri çevirmedi. Bunun üzerine arkadaşı Mustafa Ergin’in hesabından belirli günlerde 6 sefer kara para aktarımı yaptı. ATM’den parayı çekip arkadaşına veren Ergin’e arkadaşı 1 paket sigara parasını hediye olarak verdi. ‘Banka hesabı kiralama’ olarak bilinen dolandırıcılık ağına düşen Ergin hakkında hesabına gelen 6 işlem için 6 suç dosyası açıldı. 8 ay hapse giren Mustafa Ergin, şimdi ise diğer dosyalardan 10 yıl hapis cezası bekliyor.

“IBAN numarasına para gelecek diyerek isteyenlere kesinlikle inanmasınlar”

Dolandırıcıların trend yöntemi olan IBAN üzerinden para aklama yöntemi ağına takılan ve olayı anlatan 3 çocuk babası Mustafa Ergin, “Ben bir çay ocağında çalışıyordum. Devamlı oturduğum bir arkadaşım yanıma geldi. Benden IBAN numaramı istedi. Ben de ona para gelecek diye IBAN numarasını verdim. Onun banka hesapları blokeli olduğu için ben de tamam dedim, verdim. IBAN numarasını verdikten bir saat falan sonra beni aradı, hesabına gelen parayı istedi. Gelen parasını ben de ATM’den çektim kendisine teslim ettim. Kimsenin bu konularla ilgilenmesini istemiyorum ve bu iyi bir şey değil. Arkadaş olsun veya kim olursa olsun kimseye verilmesini istemiyorum. Mağdurum ben. Bu durumdan dolayı toplam yattığım günlerimi saymak istemiyorum, anlatılacak bir konu değil. IBAN numarasına para gelecek diyerek isteyenlere kesinlikle inanmasınlar” dedi.
“Dosyalarda patlama olduğu zaman en aşağı 10 senenin üzerinde yatacağım”

Kendisinin bu işlemlerin ardından şu anda 10 senenin üzerine hapis cezası beklediğini anlatan Ergin, “Ben bedel karşılığı almadım. Hesabıma para geldi emanetini verdim. ATM’ye gittiğim için de bana bir sigara parası verdi. Başka türlü verdiği bir şey olmadı. Ben de zaten bir şey beklemiyordum. Ama o arkadaşın internet dolandırıcılığı gibi şeylerle uğraştığını bilmiyordum. Ben insanlık olarak verdim, başka türlü bir niyetim yoktu. Benim toplam 6 tane dosyam var. Her bir dosyadan 3 yıl 4 ay ceza aldım. Toplam cezaevinde 8 ay yattım. Yani bunu ileride istinafta olan dosyalarım da var, bu dosyalarda patlama olduğu zaman en aşağı 10 senenin üzerinde yatacağım bir olay var. Kimsenin yaklaşmasını istemem, uzak durmasını istiyorum. Mağdurum, işsizim, çocuklarım var, bana yardımcı olunmasını istiyorum” şeklinde konuştu.

“Nereden geldiğini bilmediğiniz parayı anında iade edin”

IBAN istendiği ve ‘yüzde 15 pay vereceğiz’ şeklinde dolandırıcıların taktikleri ile karşılaşıldığı durumlarda en yakın karakola gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Adli Bilişim Uzmanı Avukat Emre Akman, “Müvekkilimiz dolandırıcıların yeni yöntemlerinden biri olan ‘banka hesabımda haciz var, banka hesabımda bloke var’ gibi dolandırıcılık taktikleriyle beraber kandırılmış olup, banka IBAN numarasını alarak kara para akışı sağlamışlardır. Bu kara para akışı neticesinde müvekkile 5 adet soruşturma dosyası başlatılmış olup, müvekkil 8 aydır mağduriyet içerisinde cezaevinde yatmaktadır. Şu anda da cezaevinden dışarı çıktığında sabıkası olduğu için herhangi bir şekilde bir yerde işe giremeyip, devlet gözetiminde ücretsiz olarak çalışmaktadır. Günümüzde artık banka hesabının kullanılması ve kara para akışında ve aynı zamanda yasa dışı bahis kullanılması neticesinde banka hesaplarının kullanılması durumunda herkes mağdur olmaktadır. Herkes ‘buradan ben bir kazanç sağlayabilir miyim’ mantığıyla bu işe girmekte ve daha sonrasında başına gelecekleri kestiremediği için büyük mağduriyetler yaşamaktadır.

 

Kimse belli vaatlerle ‘banka hesabımda bloke var, IBAN hesabımızda haciz var, banka hesabına şu para gelecek, yüzde 15 pay vereceğiz’ şeklinde dolandırıcıların taktiklerine inanmayıp bu durumla karşılaştıklarında en yakın karakola gidip ihbar etmelerini tavsiye ediyoruz. Çünkü kendi banka hesapları kullanıldığında geri dönülemez şekilde dosyalar birikmekte olup yüksek cezalar yatma durumları olmaktadır. Siz niyetinizi belli edecek şekilde gelen parayı anında nereden geldiğini bilmediğiniz için herhangi bir sisteme de dahil olmamak için iade ettiğinizde ve karakola gittiğinizde herhangi bir sıkıntı yaşamayacaksınız” diye konuştu.(İHA)