blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Ekim, 2023 08:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Su perisi heykeli değil Afrodit heykeli olduğu ortaya çıktı

Bartın’ın Amasra ilçesindeki Amastris Antik Kenti’nde yürütülen kazı çalışmaları çerçevesinde yüzeyden 3 metre derinlikte bulunan ve 1800 yıllık olduğu düşünülen su perisi heykelinin, yapılan inceleme ve araştırmada Afrodit heykeli olduğu belirlendi. Hem Afrodit hem de su perisi özellikleri taşıyan eser ilgili araştırmalar sürerken, heykel düzenlenen törenle Amasra Müzesi’nde teşhire açıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kazılar ve Araştırmalar Dairesi Başkanlığı sosyal medya hesabından 8 Eylül 2023 tarihinde yapılan paylaşım ile yapılan tarafından Amastris Antik Kenti kazı çalışmalarında "Gynmnasium" olarak tescilli Bedesten olarak isimlendirilen yapı içerisinde zemin tespiti için sondaj yapıldığı esnada yerin yaklaşık 3,70 metre derinlikte, MS 2. yüzyıla ait olduğu düşünülen ve 1,53 metre boyunda su perisi heykeli (nymphe) bulunduğu duyurulmuştu. Amasra Müzesi’ne kaldırılan 1800 yıllık heykel, Bartın Üniversitesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı akademisyenler ve uzmanlar tarafından detaylı bir şekilde incelendi. Türkiye’de bulunan yaklaşık 20 Afrodit heykeli örneğini yakından inceleyen uzmanlar, heykelin hem su perisi ve hem de Afrodit özelliklerini taşıdığını tespit etti. Yapılan inceleme ve araştırmalarda MS 180-200 yılları arasında yapılan heykelin Afrodit olduğu kararına varıldı.

Heykel teşhire açıldı
İnceleme ve araştırmanın devam ettiği heykel, Amasra Müzesi’nde düzenlenen törenle teşhire açıldı. Ziyaretçilere kapılarını açan heykel ile ilgili bilgi veren Amasra Müze Müdür Vekili Güray Can Aytekin, “Sürdürdüğümüz halen devam ettirdiğimiz kazı sırasında, ana amaç bedesten yapısının zeminine ulaşmaktı. Bu çalışmalar esnasında yaklaşık 4 metre civarında yerin altında önce alt kaidesine ulaştığımız, sonra tüm olarak çıkarttığımız heykeli bulmuştuk. Bütünlüğünü korumuş, bölgemiz açısından önemli bir eser olarak karşımızda bulunan bu heykelin bulunduğu alanı havuz olarak değerlendirdiğimiz bir bölge olduğu için su perisi olarak lanse etmiştik. Heykel müze müdürlüğümüze nakledildikten sonra yapılan incelemelerde ise Afrodit’e daha çok yakın olduğunu değerlendirdik. Heykeli hızla yürüttüğümüz çalışmalarla teşhire hazır hale getirdik. Bugün de ziyarete, teşhire çıkartmış bulunuyoruz" dedi.
Aytekin, gazetecilerin soru üzerine heykelin su perisi özelliklerini de yoğun olarak taşıdığını belirterek, "Su perisi olarak adlandırmamızın nedenlerinden biri havuz diye isimlendirdiğimiz alan içerisinde bulunmasıdır. Ve gördüğünüz kaide içerisindeki kısım ikinci bir nedendi. Bir de oluşan su tabakasıydı. Ama bu heykelin, kıyı kentlerinde özellikle 20 tane örneğini gördüğümüz Afrodit’ten sonra, net bir şekilde Afrodit’e doğru daha çok düşünmemiz gerektiğini anladık" ifadelerini kullandı.

"Duruş örnekleri MÖ 4. yüzyılda var"
Müdür Vekili Aytekin, heykelin özellikleri ile ilgili detaylı bilgiler vererek, "Bu heykelin örneklerini Millattan Önce 4. yüzyılda görmekteyiz. Çünkü bu klasik dönem içerisinde yapılan S kıvrımında eserler var. Bu heykelin de duruşu S pozisyonunda. Bu örneği özellikle Praksiteles’in Okulunda görüyoruz. Daha sonraki Eleniştik Dönem içerisinde bu form biraz daha şekillendirilerek, Roma Dönemi’nde kopya şeklinde devam ettiği biliyoruz. Heykelimizin üzerinde bulunduğu tabaka nedeniyle Roma Dönemi içerisinde olduğunu tahmin etmekteyiz. Roma Dönemi’nde MS 180-200 yılları arasında yani ikinci yüzyılın son çeyreğinde tarihlendirmek mümkündür."

Heykelin bölge için önemi
Güray Aytekin, heykelin müze ve bölge için önemine de dikkat çekerek, "Heykel müzemiz için şu açıdan da önemli. Bugüne kadar, müze tarihinde bilimsel amaçlı kazı çalışmaları çok olmamış. Etrafta Amasya’nın yüzeyinde ve temel kazılarında ele geçirilen eserlerden oluşturulan bir müzemiz var. Bu eserin tabakası belli, lokasyonu belli, kademesi belli olarak ve bir bütün olarak çıkması açısından kentimiz ve müzemiz açısından çok önemli bir eser. Aynı zamanda literatüre kazandıracağımız bir eser, yazılan makalelerden sonra. Bölgemiz zaten kale yapısı ile UNESCO Geçici miras listesindeyken bu heykelle beraber Roma Dönemi’nde önemli bir liman kenti olduğu olgusunu bütün dünyaya duyurarak, literatüre kazandırmış olacağız" dedi.

"Su perisi ancak Afrodit tipinde"
Amasra Antik Kent kazı çalışmalarını yürüten ve Bartın Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fatma Bağdatlı Çam, ise heykelin tip olarak Afrodit’e benzediğini fakat suyla ilişkili figürler nedeniyle ise su perisini andırdığını ifade etti. Doç. Dr. Çam, "Tipoloji olarak, tip kaynağı aslında Afrodit. Yani eğer suyla ilişkili bir yapıda olmasaydı ve özellikle kolunu dayadığı, suyla ilişki kısımdan, arka tarafından bir kanalla suyun akması sağlanmamış olsaydı bunu doğrudan doğruya Afrodit olarak tanımlayabilirdik. Özellikle Afrodit ailesi tipinden ortaya çıkmış, Roma Dönemi’ndeki bir versiyonu, kopyası olarak tanımlayabilirdik. Ancak suyla ilişkilendirildiği için su perisi olarak Türkçede tanımlayabileceği nünfe (nymphe) dediğimiz ikinci derece tanrılardan bir tanesinin aslında buraya yapıldığı, Afrodit tipinin bunu yaparken tercih ederken yapının aynı zamanda anıtsallığının da bir göstergesi. Bu kadar önemli bir tanrıça mitolojisinde, bir nünfenin buraya yerleştirilmesi, yapının aynı ne kadar önemli, ne kadar dikkat çekici olması istendiğini gösteriyor. O anlamda nünfe ancak Afrodit tipolojisi kesinlikle" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Tekin: “Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı”
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
21 Aralık, 2024 19:18 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Milli Eğitim Bakanı Tekin: “Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı”

Karabük'te AK Parti 8. Olağan İl Kongresi'ne katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" dedi.

Bakan Tekin, partisinin Karabük Yeni Şehir Spor Salonu'nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Kongreye; Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin Ali Keskinkılıç, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Başkanı Fatih Salt ve parti teşkilatı katıldı.

Bakan Tekin, konuşmasının başında İl Başkanı Salt'a Ak davaya hizmet vermiş herkese plaket vermesinden dolayı teşekkür ederek, AK Parti'yi farklı kılan şeyin bu olduğunu belirtti. AK Parti'yi farklı kılan şeyin kardeşlik hukuku, vefa duygusuyla hareket etmek olduğunu, bundan dolayı 22 yılda, 80 yılda yapılanlar kadar hizmet yaptıklarını ifade eden Bakan Tekin, "Buna sahip olduğumuz için bütün bunları başarabildik. Ben İl Başkanımıza teşekkür ediyorum. Allah kendisinden razı olsun. Bu türden davranan siyasetçilerimizin sayısını arttırsın. AK Parti bu kadar icraatı yaparken, bu kadar işi yaparken bunun arkasındaki motivasyon unsuru ne? Onun arkasındaki motivasyon unsuru şu, AK Parti'yi ve bizim yaptığımız hizmetleri kamuoyunda farklı kılan şey şu; milletvekili, il başkanı, mahalle temsilcisi, ilçe başkanı, sahanın problemini alıyor, en tepedeki Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar ulaştırıyor" dedi.

Sahanın en ücra köşesindeki kişinin derdiyle dertlenen bir Cumhurbaşkanı olduğunu aktaran Bakan Tekin, "Onların ne hissettiğini hisseden bir Cumhurbaşkanımız var ve onun sayesinde de bütün bu hizmetleri yapabiliyoruz. Ne yaptık? 22 yılda ne yaptık? Çabuk unutuyoruz. Çabuk unuttuğumuz için ben size bir hususu hatırlatayım. Hatırlayın 1990'lı yılları hatırlayın. Çok farklı şeyler söylemeye gerek yok. Sadece bir rakam vereyim size. 1990 ile 2002 arasında Türkiye'de 11 tane hükümet değişti. Size soruyorum; 11 tane hükümetin değiştiği bir dönemde, 11 defa hükümet değişikliğinin yaşandığı bir dönemde şu icraatlar yapılabilir miydi? Bu 1990'lı yılları sadece şöyle gözünüzün önüne getirin. Şöyle bir düşünün. Türkiye'de güvenlik alanında, terör alanında neler vardı? Her gün sabahleyin bir terör olayıyla karşı karşıyaydık. Haberleri açtığımızda içimizin cız ettiği, şehitlerimizin olduğu, terörist vakalarının olduğu bir güne uyanıyorduk. 1990'lı yılları böyle geçtik" diye konuştu.

"Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı"

Ekonomiyle ilgili o yıllarda her gün banka iflasları ile karşı karşıya olunduğunu hatırlatan Tekin, şunları kaydetti:
"Bunlar çok eski değil arkadaşlar. 1990-2000'li yıllarda yaşadık. Gecelik repo faizlerinin yüzde 7000'lere ulaştığı bir Türkiye'yi yaşadık hep beraber. Bu ülkede esnaf, enflasyon sebebiyle isyan etme noktasına gelmiştir. Bakın çok üzüldüğüm bir olayı anlatayım size. Yurt dışı bir ülkede bir akademisyenle konuşurken cebinden bir para çıkardı. Türkiye'deki bizim kullandığımız kağıtlara, üzerindeki sıfırları sayarak Türkiye'yle ve Türkiye'deki ekonomisiyle tırnak içinde dalga geçtiği bir Türkiye'yi yaşadık. Şu an çok şükür Türkiye her alanda dünyada örnek gösterilen bir ülke haline dönüştü. Ulaşımdan sağlığa kadar her alanda bunları yaşadık. Sadece bir şey söyleyeyim size. Sağlık konusunda eski Türkiye neredeydi, yeni Türkiye nerede sorusunun cevabını almak istiyorsanız Aşık Mahsuni Şerif'in 'Doktor Bey' türküsünü açın dinleyin. Diyor ki, 'geldik daha sabahtan kaldık akşama. Yarına sıra mümkün mü doktor bey' diye başlayan bir türkü. Bakın Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı. Bunları nasıl yaptık biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu biz yapmadık. Bunu Cumhurbaşkanımız da tek başına yapmadı. Bunu işte konuşmamın başında çizdiğim teşkilat ruhuyla, teşkilat şuuruyla hareket eden siz yaptınız. AK Parti'nin tabanı yaptı. Ben o yüzden Türkiye'yi bu noktaya getirdiğiniz için AK Parti tabanına, Türkiye'de demokrasi gönüllüsü AK Partililere, hepinize teşekkür ediyorum. Allah razı olsun."

Cumhuriyet'in 100. yılına yazılan mektupları okudu

2001-2002 yılında öğretmen ve öğrenciler tarafından Cumhuriyet'in 100. yılına yazılan mektupları okuyan Yusuf Tekin, "Eğitimle ilgili ilgili de biz anlatınca muhalefet ikna olmuyor. Biz anlatınca muhalefet karşımıza bambaşka argümanlar getiriyorlar. Ben anlatmayayım, başkaları anlatsın. Kim anlatsın? 2001-2002 yılında başlayan bir proje. Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit'in başlattığı bir proje. Projenin adı ne? 'Cumhuriyetin yüzüncü yılına mektuplar'. Sayın Başbakan şöyle bir proje başlatıyor. Diyor ki; 'Cumhuriyet'in 100. yılı yaklaşıyor. Cumhuriyet'in 100. yılında iş başında olan hükümete mektuplar yazsın vatandaş. PTT de koordine etsin, vakti zamanı geldiğinde 100. yıl olduğunda PTT bu mektupları ilgili bakanlara ulaştırsın.' Ne zaman yapılmış bu? 2001-2002 yılında, yani AK Parti iktidarından önce. Ben de hasbelkader 100. yılda Milli Eğitim Bakanı olunca PTT bu projenin mektuplarını 2023 yılı 29 Ekim haftasında bize ulaştırdı. Ne diyorlar biliyor musunuz bana mektup yazanlar, yani dönemin Milli Eğitim Bakanına mektup yazanlar; öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, müfettişlerimiz, okul yöneticilerimiz mektuplar yazmışlar. Mesela bir öğretmenimiz diyor ki, bakın altını çizerek söylüyorum, bunu söyleyen bir öğretmen. 'Allah'ım' diyor 'İnşallah Cumhuriyet'in 100. yılında 40 kişilik sınıflarda ders anlatabilirim' diyor. Bakın ben söylersem muhalefet anlamıyor ama o dönem öğretmenimiz bunu söylüyor. Niye? Diyor ki, '76, 72 kişilik sınıflarda ders anlatıyorum.' Şu an Türkiye'de derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokullar, ortaokullar ve ortaöğretim kurumlarımız açısından düşündüğümüzde 16 ile 24 arasında. Bakın nereden nereye getirdik Türkiye'yi? Aynı şey öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından da geçerli. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, 'Allah'ım' diyor 'İnşallah bir gün Cumhuriyet'in 100. yılında, koridorlarında farelerin cirit atmadığı bir okulda öğretmenlik yaparım.' Bakın dün Karabük'e geldik. Buradaki okul yatırımlarımızı gezdik. Ben diyorum ki, 'birinci sınıf iş kalitesiyle okullar yapıyoruz.' Muhalefet beni Meclis kürsüsünde eleştiriyor. Buyurun burada inşaatı devam eden ya da bu yıl eğitim öğretime açtığımızda okullarımızı gelsinler ziyaret etsinler. 2002'den önce neredeydik, 2023'te neredeyiz? Bu sorunun cevabını buyursunlar alsın. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, 'İnşallah Cumhuriyet'in 100. yılında çocuklarımız tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için okulun dışına çıkmazlar. İnşallah çocuklarımız okulun içerisinde ihtiyaçlarını giderebilir.' Şu an Türkiye'de yaptığımız okulların tamamı bu statüde, gerçekten çocuklarımızın ihtiyaçlarını giderecek nitelikte. Bir başka öğrencimiz diyor ki, öğrencimiz mektup yazmış. Diyor ki, 'İnşallah Cumhuriyet'in 100. yılında ben başörtüsüyle üniversitede ya da lisede eğitim öğretim hayatıma devam edebilirim' diyor. Kaldı mı böyle bir problemi arkadaşlar? Kalmadı. Bu kimin sayesinde? Sizin sayenizde. Sizin bize verdiğiniz destekler sayesinde. O yüzden ben hepinize çok teşekkür ediyorum. Siz bize destek olmasaydınız, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza oylarınızla, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza dualarınızla destek olmasaydınız bu yaptığımız şeylerden hiçbirini yapamazdık, beceremezdik" ifadelerine yer verdi.

blank
blank

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.