Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
15 Ağustos, 2024 00:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Serhat Gülpınar: “Gerçek gücümüzü milli maç arasından sonra tam anlamıyla gösterebiliriz”

Trendyol 1. Lig takımlarından Boluspor Teknik Direktörü Serhat Gülpınar, "Açıkçası gerçek gücümüzü milli maç arasından sonra tam anlamıyla gösterebiliriz diye düşünüyoruz. Çünkü hazır olmayan oyuncular var. Daha transferini beklediğimiz oyuncular var" dedi.
Trendyol 1. Lig’in ilk haftasında Iğdır FK’ya evinde 1-0 mağlup olan Boluspor, pazar günü oynayacağı Gençlerbirliği maçının hazırlıklarını sürdürüyor. Karşılaşmadan 3 puanla ayrılmak isteyen Bolu ekibi, Teknik Direktör Serhat Gülpınar yönetiminde çalışmalarına devam ediyor. Oyuncuların antrenman anlamında eksiklerinin bulunduğunu ifade eden Gülpınar, milli maç arasında gerçek güçlerinin ortaya çıkacağını dile getirdi. Yeni transferlerin de takıma ilerleyen süreçte katılacağını belirten Gülpınar, takımı toparlamak için seferber olduklarını ifade etti.

"Bizim adımıza talihsiz bir maç oldu"
Iğdır FK maçında hakem hatalarının yaşandığını ve oyuncuların maçlara tam anlamıyla hazır olmadığını dile getiren Teknik Direktör Serhat Gülpınar, "Maçtan sonra da söylediğim gibi, sahaya 11’le çıktık ama inanın yani nasıl çıktığımızı biz biliyoruz. Oyuncu kaybetmemek, var olanı korumak, hem hazırlayıp hem yarışmak zorunda olduğumuz karşılaşmalar oynamak zorundayız. Eksiklerimiz var, fiziksel anlamda eksikliklerimiz var. 3 hafta oldu geleli, tabii çok eksik olan oyuncular vardı. Kamp geçirmemiş olan oyuncular var. Bizden sonra katılan oyuncular var. Hem bunları mümkün olduğu kadar hem sakatlanmadan hazır hale getirmek hem de maç periyoduna hazırlamak için uğraşıyoruz. Hakikaten 3 haftada çok hem oyuncular hem biz çok özverili çalıştık geldiğimiz andan itibaren ama tabii bu işler çok kolay olmuyor. Normalde bir oyuncunun sezon başı hazırlık evreleri 6-8 hafta arasında değişir ama bizim 3 haftada sahaya çıkarmak zorunda olduğumuz oyuncular oldu. Babacar gibi aramıza 3-4 gün önce katılıp da hiç antrenmansız gelen oyuncular oldu ki mevkisel yetersizliğimizden dolayı onu da 15-20 dakika kullanmamız gerekir. Normalde kadroya bile anlamamız gerekir oyuncuyu ama hem bunu sakatlık riski var hem hazır değil ama maalesef elimizde o mevkide oyuncu olmadığı için mecbur oynatmak zorunda kaldık. Evet performans anlamında diri bir görüntü verdi ama inanın çok hazır değil. Hiç hazır değil işin açıkçası. Diğer taraftan Ali Ülgen, Enes Alıç onlar da sonradan katıldı takıma. Onların da biraz antrenman geçmişi var ama daha fiziksel anlamda hazır olmaya çalışıyorlar. Diğer grup başladığımız 11’in geneli geçen seneden kalan oyuncular o oyuncuların da yönetim belli olmasından sonra daha net bir çalışma periyotları vardı. Dediğim gibi yani biz bir 11’le çıktık ama inanın oraya çıkmak hakikaten her anlamda zordu. Oyun anlamında ilk yarı belki çok istediklerimizi yapamadık ama ikinci yarı özellikle son 20-25 dakika oyunun hakimiyeti genel anlamda bizdeydi. Orada bir gol bulabilsek ya da hakemin işte vermediği iki tane penaltı pozisyonu var. Bence biri yüzde 100 penaltı. İkincisini yani çok net göstermediği için bir şey söyleme ama bir tanesi yüzde 100 penaltı. Hatta oyuncunun kendi bile söylüyor ama tabii yapacak bir şey yok. Talihsiz bir maç oldu bizim adımıza" diye konuştu.

"Transferini beklediğimiz oyuncular var"
Yeni transferlerin sinyalini veren Serhat Gülpınar, "Gücümüzü milli maç arasından sonra tam anlamıyla gösterebiliriz diye düşünüyoruz. Çünkü hazır olmayan oyuncular var. Daha transferini beklediğimiz oyuncular var. Bu kadroya monte etmemiz gerekecek olan oyuncular var. Bazısı hazır geliyor, bazısı sıfır geliyor. Onun için bu bir süreç, tabii bu süreçte geç kalınmamasının da büyük bir payı var. Onu minimize etmeye çalışıyoruz. Elimizden geldiği kadar her anlamda seferber olduk, yönetimimiz, oyuncular, ama dediğim gibi bu bir süreç bunu sağlıklı bir şekilde geçmeye çalışıyoruz. Sakatlık vermeden geçebilirsek bizim adımıza en önemli şey bu. Tabii bu arada da mümkün olduğu kadar puan toplamaya çalışacağız. Ama dediğim gibi bizim gerçek anlamdaki performansımız milli maç arasından sonra ilk 4 haftadan sahaya yansıyacaktır diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fikret Gökçe tarafından
26 Ağustos, 2025 13:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

BÜYÜK TAARRUZ VE GEÇİCİ KÜRT HÜKÜMETİ (!)…

26 Ağustos 2025

26 Ağustos 2007 günü Şuhut’ta Hacıvelilerin kerpiç konağının ikinci katındaydım. O’nun tahta iskemlesine oturdum, taarruzun son hazırlıklarını yaptığı, “ Haydi Muzaffer, haritaları topla, gidiyoruz “ diyerek kalktığı masayı ellerimle okşuyordum. Sanki hepsi; O, Fevzi, İsmet ve Muzaffer Paşalar masanın çevresinde ve ayaktaydılar.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkan yardımcısıydım. Genel Başkanımız (E) P. Alb. Feridun Çelenk ve P. Alb. Aziz AKAL’la birlikte benim arabayla gitmiştik Şuhut’a. Gece saat 12.00’de başladığımız zorlu yürüyüş sonunda sabaha karşı 04.00’e doğru zirveye, O’nun Büyük Taarruzu başlattığı noktaya gelmiştik.

Akşehir’deki Batı Cephesi Karargahı’nda ordu komutanlarıyla birlikte son toplantısını yaptıktan, taarruz gününü kararlaştırdıktan sonra yanındakilerle gündüz ağaçlıklar altında gizlenerek geceleri sessiz ve gizlilik içinde 24 Ağustos 2022’de Şuhut’a ulaştılar. 25 Ağustos gece yarısı Kocatepe’ye doğru evden ayrılırken, “ALLAH TÜRK MİLLETİNİ VE ORDUSUNU KORUYACAKTIR. RABBİM YUNANLILARIN KAZANDIĞINI GÖSTERME BANA. ONLAR KAZANACAKSA GÖK KUBBE BAŞIMA YIKILSIN. ANAM DUA ET BİZE, DUA ET BİZE ANAM “ diyerek Yüce Tanrı’ya yakarıyordu.

Öte yandan 1922 yılı yaz aylarına girerken psikolojik harp tekniklerine de başvuran düşman, adam ayartarak! hain bulmaya çalışıyor, çeşitli vaad ve çıkarlar sunarak yandaş ve yataklık yapacak kişiler arıyordu. Mustafa Sabriler, İskilipli Atıf Hocalar, Ali Kemaller. Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz Muhipler Cemiyeti gibi kuruluşlar ile Yunan uçakları da boş durmuyor, cephelerimizin ve yerleşim birimlerinin üzerinde uçarak önceden hazırlanmış bildiriler atıyor, bunlarla halkın umut ve direncini kırmaya çalışıyor, isyana teşvik ediyorlardı. İngilizlerin teşviki, Yunanın desteğiyle kurulan “GEÇİCİ KÜRT HÜKÜMETİ “ adına hazırlanan bu bildiriler camilerde bile dağıtılıyordu.

İŞTE BU BİLDİRİLERDEN BİRİ :
“Necip Kürt Milletine. Ey Kürtler inayeti bari ruhaniyet peygamberi ile asırlardan beri esaret altında inleyen Kürt Milletinin mukaddemei istihlası ve müstakil Kürt Devletinin esası olan Kürt Hükümeti Muvakkatası’nın teşkilini bütün vatandaşlara tebliğ ile kesbi şeref eyleriz.
Vatandaşlar, bütün Kürdistan dahilinde hareketi milliyenin inkişafı ile hükümetimizin teşkili kat’isi hakkında yapılacak muazzam teşebbüsün zaman icrası pek yakındır. Ancak bu teşebbüs bütün vatandaşların ayrı ayrı mahzarı muaveneti olmadıkça tahakkuk edemez. Her Kürt vatanı için bu emri azimde büyük ve küçük birer vazife ile mükelleftir. Bunu ihmal edecek olanları tarih tel’in edecektir. Maazallah bu fırsatı kaçıracak olursak yarınki neslin huzurunda müerrim ve müttehim mevkiinde kalacağız. Çünkü bu azim fırsat bir daha ele geçmez. Vatandaşlar, sizin şimdilik yapacağınız hizmet basit fakat mühim ve muazzamdır.
Siz Mustafa Kemal’e karşı harbeden Yunan ordusuna muhasım bir vaziyet almaktan ve Mustafa Kemal lehine olarak harbe iştirakten tamamı ile içtinap etmelisiniz. Çünkü Mustafa Kemal ile harbeden Kürtlere karşı hiçbir husumetleri yoktur ve olamaz. Bilakis Huruç Ali Elsultan’a cür’et eden Mustafa Kemal, Halifeyi Müslimin hazretleri tarafından Kürtlere bahşolunan muhtariyet ve istikbali gasp etmektedir. Bundan sarfınazar, Mustafa Kemal’in istiklal ve daha doğrusu engizisyon mahkemelerinin idam ettiği Kürtlerin miktarı binleri çoktan tecavüz eylemiştir. Vatandaşlar, halife asisi Mustafa Kemal’i imha ve Kürt Hükümetinin teşkilini tesbit etmek üzere cümleniz bulunduğumuz yerlerde isyankar ihtilaller tertip ediniz, ta ki ağırlığı günden güne çoğalan bu esaret gömleğini yırtıp atalım. Çünkü esir olmak, mazlum olmak kadar ve belki daha büyük bir cinayettir ki cezası idamdır. Vatandaş, yakında resmen ilan olunacak Kürt Hükümeti sancağı altında kucaklaşmak ümidiyle cümlenizden ve cümlemizden himmet ve gayret bekliyoruz.”
Geçici Kürt Hükümeti.

110 yıl önce kurdurdukları sözde Geçici Kürt Hükümeti’yle birlikte Yunan’ın başaramadığı bu alçak projeyi, sonraki yıllarda başta İngiltere ve ABD olmak üzere dost bildiğimiz ülkeler sürdürüyor ve bugün yüzyıllardır birlikte yaşadığımız Kürt vatandaşlarımızı ayrıştırma ve yurdumuzu bölünme noktasına getiriyorlar.

Şimdi de “ BARIŞ “ adı altında asıl amaçları olan Türkiye’yi parçalamak ve yeniden 600 yıllık imparatorluğu paramparça ettikleri günlere dönmek istiyorlar. Ne diyor ABD Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom BARRACK ? “TÜRKİYE İÇİN EN İYİ SİSTEM OSMANLI MİLLET SİSTEMİDİR “. Ne buyurdunuz Sayın Büyükelçi ? Büyük ATATÜRK’ün önderliğinde kanla, canla kurulan bu devlet, 110 yıl önceki başkanınız Wilson’un istediği gibi, Kürdistan, Ermenistan ve Lazistan gibi parçalara mı ayrılsın ? BÜYÜK TAARRUZ’UN GURUR VE COŞKUSUNU YAŞADIĞIMIZ BU ONURLU GÜNLERDE “ NAH (!) YAPARSINIZ…”

Buna en güzel yanıt, 1990’lı yıllarda MHP Ankara İl Başkanı iken tanıdığım, daha sonra TBMM Başkanı olan Sayın Ömer İZGİ’den geldi. “ BARIŞ DİYORLAR. BEN KİMSEYE DÜŞMAN DEĞİLİM, NEYLE BARIŞACAĞIM. ELİNE SİLAH ALANLAR, ÜLKEYE KAST EDENLER AFFEDİLİP HAYATIMIZA GİREMEZ.” derken “ Barışın Mimarı (Bebek Katili) Sayın ÖCALAN’dır diyenlere ve O’nu serbest bırakmayı düşünenlere gönderme yapıyordu.

Büyük Taarruz’un yıldönümünü kutluyor ve Başta ATATÜRK olmak üzere silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve saygıyla anıyorum.

Fikret GÖKÇE

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.