Özel Harekat Polisi Alican Öztürk’ün vefatı yalnızca onun ailesini değil,diğer şehit ailelerini de yasa boğdu.8 Eylül’de Mardin’deki saldırıda şehit olan bir diğer polisimiz Ercan Hırçın’ın eşi Nurten Hırçın sosyal medyadaki paylaşımlarıyla yürekleri dağladı. Nurten Hırçın önce facebook sayfasındaki profil fotoğrafına eşi Ercan Hırçın ile birlikte son şehidimiz Alican Öztürk’ün fotoğrafını koydu, ardından duygu dolu mesajlar paylaştı. Dört ay önce Mardin’de şehit olan Ercan Hırçın’ın eşi Nurten Hırçın sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda ilk olarak; “Allah’ım bizlere bol sabır ver..benim şehidimle Yanyana yattınız..selam götür bizden benim şehidime de..çok özlemişler seni de..çok üzgünüm..”cümleleriyle Şehit Alican Öztürk’ün ailesinin acısını paylaşırken,daha sonra şehit eşi Ercan Hırçın’a ait facebook sayfasının duvarına; “Ahh meleğim Ercan’ım Can’ım Ercan’ım. Bir yiğit daha yolladık yanına..Allah’ım ne zor bir acı..Selam yolladım sana Ercan’ım..Aldın mı selamımı..Sizin üzerinize lapa lapa kar yağarken gözyaşlarımız sel oldu aktı..Gökyüzü kıpkırmızı oldu birde kar ..Tıpkı uğruna Can’ınızı verdiğiniz bayrak rengini aldı gökyüzü..Ellerimizi açtık semaya dualar ettik..Kur’an lar okundu ..Rabbim o dualar sizlere altın tepsilerle sunulsun inşallah..Çokk çokk üzgünüm..Başımız sağ olmasın..Çünkü siz ölmediniz yaşıyorsunuz” paylaşımında bulundu. Öte yandan Şehit Polis Alican Öztürk için sosyal medyada oluşturulan sayfada ise mesai arkadaşlarına kadar herkes duygu ve düşüncelerini paylaşırken, şehit polisimiz Alican Öztürk’ün kız arkadaşı paylaşımları da yürekleri bir kez daha dağladı. Genç kızın yaptığı paylaşımda öğretmen adayı olduğu ve Şubat ayındaki atamada özellikle Şırnak’ı tercih ettiğini anlatan yazıda şu ifadelere yer verdi: “Alican’ım ciğerim yandı Allah’a yalvardım yüzünü bir kere olsun görebilseydim keşke diye. Kitabı okuyamadım dedim ya hani sana dayanamıyorum. Çok ağlıyorum, kavuşamayacağımızı bile bile bu kitabı okuyup da sana gönderemedi. Ben biricisini okuyup sana gönderecektim, sen ikincisini okuyup bana gönderecektin. Alican bir kere olsun yüzünü göremedim seni çok özledim Şırnak’ı yazma diyordun ısrarla ben de yazıyordum sırf yanına geleyim diye sen kızdıkça hayır onun yanında olmalıyım diyordum beklemedin beni Şubat atamasında gelecektim yanına Şırnak Şehit haberlerini görünce korkarak sana mesaj atıyordum iyi misin diye nefes nefese bekliyordum. cevap gelsin diye iyiyim dedin o sabah yine derin nefes aldım sağolasın dedin ne Melek Kalpli bir Yiğitsin sen Alicanım Şükür ettim 18.01.2016 Saat 08.36’da attığın o son mesajın son olacağını bilseydim akşamında Şehit olacağını bilseydim koşardım sana yüzünü bir kere olsun görmek için, sarılmak için öleceksen yanında can vermek için Alicanımmm… Geleceğim Karabük’e Mezarına, o toprağın üzerine sana söz verdiğim ama okuyup da gönderemediğim kitabımı da alacağım oturacağım yanı başına okuyacağım bitiremediğim ağlamaktan okuyamadığım o kitabi beraber okuyacağız Alicanım Elif gibi sevmekti kitabın adı ama Elif gibi sevemedim dimdik başı yukarda bir Elif gibi olamadım boynumu büktün Yiğidim boynumu büktün … Dilerim rüyalarımda görürüm seni bana gülen yüzünle temiz kalbinle oracıkta bakıp durursun ve ben söyleyemediklerimi söylerim sana sarılırım sana hayallerimde olduğu gibi sana her yazdığım mesajda hoşça kal derdim. Çok kızardın hoşça kal deme veda etmiş bibi oluyor ben sana veda etmiyorum Alicanım. Çünkü hep yanımda kalbimde rüyalarımda çektiğim her nefeste yanımda olacaksın Ahirette buluşacağız”
