blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Eylül, 2024 04:45 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Samsun Adliyesi, ’kendi enerjisini üreten ilk adliye’ olacak

SAMSUN (İHA) – Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, adliyede uygulanacak güneş enerji santralinin devreye alınması ile yüzde 40 oranında enerji tasarrufu sağlayacaklarını, böylece kısmen de olsa Türkiye’de kendi enerjisini üreten ilk adliye olacaklarını söyledi.
2024-2025 yılı Adli Yıl Açılışı Kokteyl Programı, Samsun Adliyesi İsa Fidan Konferans Salonu’nda yapıldı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, protokol konuşmaları ile devam etti. İlk olarak söz alan Samsun Baro Başkanı Pınar Gürsel Yıldıran, yeni adli yılın tüm herkes için hayırlı olmasını diledi.

“Samsun Adliyesi, kendi enerjisini üreten ilk adliye olacak”
Yeni yılda Türkiye’ye örnek bir projeye imza atacaklarının altını çizen Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, “Bu yıl Türkiye’ye örnek olabilecek bir projeyi hayata geçiriyoruz. Samsun Adliyesi olarak kendi enerjimizi kendimiz üreteceğiz. Güneş Enerji Sistemi (GES) Projesi, Dünya Bankası finansmanlı, kamu-belediye yenilenebilir enerji projesi kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mali güvencesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu projede adliyemiz ana hizmet binasında bulunan 4 ayrı blok üst kısmına çatı tipi GES fizibilite ve onay işlemleri tamamlanmış, adliyemizin elektrik üretim tesisi kurma talebimiz bölge kurulu tarafından onayı alınarak teknik kurulum işlemlerine geçmiştir. Uygulanacak olan enerji santrali 400 KW kapasitesinde olup, sistemin devreye alınması sonrasında adliyemiz enerji tüketiminde yaklaşık yüzde 40 oranında enerji tasarrufu sağlayacaktır. Böylece Türkiye’de kendi enerjisini kısmen de olsa üreten tek adliye unvanına sahip olacağız” dedi.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Mustafa Çetin ise yaptığı konuşmada, “‘Hiçbir şey olamıyorsan git avukat ol’ deniyor. Bu yargının benim açımdan en temel sorunu. Kalite sorunu. İnşallah biz yeni yılda da tüm özverileriyle çalışan arkadaşlarımız, özveriyle çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü bu memleket, ülke bizim. Bizim çocuklarımız var. Onlara bırakacağımız bir yarınlar, ülkemiz var. Elimizden geleni yapacağımıza emin olun. Hata yapacağız, eyvallah. Aramızda suiistimal yapanlar olacak, eyvallah ama ne olur yargınıza, bizlere güvenin. Bizler de vicdan sahibi insanlarız” diye konuştu.
Konuşmaların ardından program kokteyl ile devam etti. Programa ayrıca Samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Samsun Garnizon Komutanı Tümgeneral Davut Ala, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Samsun Adalet Komisyonu Başkanı Nahit Köseoğlu, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Fahri Gülay, Samsun Bölge İdare Mahkemesi Başkanı İshak Sağır, Samsun İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Ahmet Bahadır, Samsun Noter Odası Başkanı Türkay Zekir ile adliye personelleri ile yargı personelleri katıldı.

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.