Ihlas Haber Ajansı tarafından
08 Ekim, 2023 12:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Samanlık yangınlarında soğutma çalışmaları sürüyor

Karabük’ün Ovacık ilçesinde peş peşe çıkan yangınlar sonrası Karabük Valisi Mustafa Yavuz, kundaklama şüphesi üzerinde durduklarını, Jandarma ve Polis ekiplerin geniş kapsamlı çalışma yaptığını söyledi.

Ovacık ilçesinde dün sabah metruk bir binada başlayan yangın sonra akşam saatlerinde ise bir ahır, 3 samanlık ve bir ticari takside, bugün ise 4 ayrı samanlıkta peş peşe yangınlar çıktı. Dünden itibaren ilçede aynı mahallede çıkan yangınların kundaklama şüphesi ile çalışmalar devam ediyor. Cuma namazı sonrası çıkan yangınlarda 4 samanlık alevlere teslim olurken, yangınlara havadan helikopter ile, karadan ise, Karabük, Safranbolu ve Ovacık Belediyeleri ile Orman işletme arazözleri ile su tankerleriyle müdahale edildi. Kısa sürede kontrol altına alınan yangınlarda 2 noktada soğutma çalışmaları ise devam ediyor.
Ovacık Belediye Başkanı Yakup Narter, elektrik hatlarının olmadığı ve otourlmayan yerlerde kundaklama olduğunu ifade ederek, “ Devletin tüm imkanları ile elimzden geldiğince mücadele ediyoruz. Bunu yapanların biran önce bulunmasını istiyoruz” dedi.
Samanlığı yanan Ayşe Süzen ise gözyaşları için tüm emeklerinin yandığını söyledi.
Çıkan yangınlar sonrası ilçeye giden Karabük Valisi Mustafa Yavuz, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, kundaklama üzerinde durdukları yangınları yapan veya yaptıranları kısa sürede adalete teslim edeceklerini söyledi.
“En kısa sürede bunu yapanları ve yaptıranları bulup adalete teslim edeceğiz”
Vali Yavuz, “Dün sabah saatlerinde metruk binamızda başlayan bir yangın oldu ve ona hızlı bir şekilde müdahale ederek söndürüldü. Akşam saatlerinde samanlık, ahır ve bir aracımızda yangın çıktı. Bu yangınlara kısa sürede itfaiye ve arazözlerimiz müdahale ederek söndürüldü. Bugün öğleden sonra 4 samanlığımızda kısa aralıklarla yangınlar çıktı. Bu yangılara da en kısa sürede hem havadan hem de karadan ekiplerimiz müdahale etti. Yangınlar kontrol altına alınırken, 2 noktada hala soğutma çalışmalarımız devam ediyor. Can kaybı ve yaralanan vatandaşlarımız yok sadece maddi zarar var. Bunla ilgili Ovacık ilçemizde ve çevresinde emniyetimiz ve Jandarma çalışmalarına devam ediyor. Çıkan yangınlarla ilgili kundaklama şüphesi üzerinde duruyoruz. Ekiplerimiz ilçede geniş kapsamlı çalışmalarını ve araştırmalarını yürütüyorlar. Kısa sürede şüpheliler üzerinde çalışmalarını yürüterek adliyeye teslim edecekler. Hem Jandarma hem de emniyet güçlerimiz ilçede güvenlik önlemlerini aldı. İnşallah en kısa sürede bunu yapanları ve yaptıranları bulup adalete teslim edeceğiz” dedi.
Vali Mustafa Yavuz, Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse, Ovacık Belediye Başkanı Yakup Narter, AK parti İl Başkanı Ferhat Salt, İyi Parti İl Başkanı Recep Yılmaz vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinden bulundu.
Dün çıkan yangınlarda, kimsenin oturmadığı 2 katlı metruk bina ile, AK Parti Ovacık İlçe Başkanı Ahmet Şahin’e ait ticari taksi, ahır ve samanlık, Ramazan Şahin ve Mustafa Süze ait samanlıklar ile, Ekincik köyü yolu üzerinde de Ahmet Mazhar Denli’ye ait samanlık yanmıştı. Bugün Cuma namazı sonrası ise Zeki Orhan’a ait 3 samanlık ve Süleyman Süze ait bir samanlık çıkan yangın sonucu alevlere teslim olmuştu.

blank
blank
Mustafa AKAY tarafından
22 Ocak, 2025 11:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AYAĞINA SIKMAK

MUSTAFA AKAY

Yaklaşık 200 yıldır demokratikleşme yolunda düşe kalka ilerlemeye çalışıyoruz. Bu çabalar zaman zaman sekteye uğruyor zaman zaman da özgürlüklerle buluşuyor.


Ancak, son dönemde, hızla demokrasiden uzaklaşılan bir süreç içindeyiz.
Bir ülke için hava kadar, su kadar, ekmek kadar gerekli olan demokrasimiz, baskıcı bir yöne doğru evrildi, evrilmeye de devam ediyor.


Tanzimat, Birinci Meşrutiyet, İkinci Meşrutiyet dönemlerinde başlayan demokrasi denemelerinde ne yazık ki, tam anlamıyla başarılı olunamadı.
Tam anlamıyla demokratikleşme hareketleri Cumhuriyet’le başladı. Büyük Devlet Adamı İsmet İnönü tarafından da çok partili düzene geçilmesi en önemli aşamalardan birisi oldu.
Çalkantılı geçen yıllar içinde demokrasimiz, askeri ve sivil darbelerle kesintiye uğradı, yara aldı.
Demokrat Parti İktidarında, özgürlüklerden kopuldu ve toplum üzerinde baskılar kuruldu. Bu dönemde, Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı tutuklandı. Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızdan, demokrasinin mimarı İsmet İnönü’ye karşı çok saygısız davranışlar ortaya kondu, saldırılar yapıldı. CHP’nin mallarına el konuldu. Birçok kurum ve kuruluş kapatıldı. Ardından 27 Mayıs darbesi , 12 Mart ve 12 Eylül deneyimleri yaşandı.


Bunlar hiç ders olmadı yönetenlere. Son dönemlerde de sivil darbe dediğimiz örneklerle karşılaştık.
Halkın oyuyla işbaşına gelenler, toplumu baskılamak amacıyla, sivil darbelere yöneldiler.
Sivil darbe çabaları ise son zamanlarda iyice azdı. Muhalif kim varsa, tepesine binildi. Özgürlükler kısıtlandı. Farklı görüşlere tahammül edilemez hale gelindi.


Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diyen teğmenlere soruşturma açılırken, Bebek Katili APO’ya meclise gelip konuşması önerisi getirildi.


Gündem, fırfır döner bir halde. Gündemin fırfır dönmesindeki en büyük etkenlerden birisinin, Türkiye’nin yönetilemediğini gizlemek ve temel sorunların gözden kaçırılması için yapay hale getirilmesi çabalarıdır.
Ne yazık ki, Türkiye’miz yönetilemiyor. Halkın refahını artırmak, huzuru perçinlemek için çalışılması gereken yerde, yaşanan sıkıntıları perdelemek amacıyla yapay gündemlerle insanlar uyutulmak isteniyor.
Gerçek bir demokraside; baskı, sindirme, yıldırma, korkutma, tehdit olmaz. Ne yazık ki, ülkemiz içinde bulunduğumuz dönemde bunların hepsini yaşıyor.
Belediyeler silkeleniyor, yöneticileri ya tutuklanıyor ya da haklarında soruşturma açılıyor. Turpun büyüğü heybede tehdidi yapılıyor.


Enflasyonu düşüremeyen, emeklisine adam gibi maaş veremeyen, asgari ücrete gereği gibi zam yapamayan bir yönetim işin kolayını gündemi değiştirmekte buluyor.
Ancak, bunları yaparken de hata üzerine hataya düşüyor. Tam anlamıyla bir şaşkın durumun içine düşüyor.
Baskıyla, sindirmeyle, korkutmayla insanları susturabileceğin sanan bu anlayış, geçmişten ders almıyor. Çünkü, bu yöntemlerin hepsi geçmişte denendi ve direnenler kazandı. Hepsinin ardından yeni kahramanlar ortaya çıktı.


Şaşkın ördek kıçtan dalarmış örneğinde olduğu gibi, yeni kahramanları yönetenler kendi elleriyle yaratıyorlar.
Şimdilerde, yaptığı bir konuşma nedeniyle, tutuklanan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da buna bir örnek. Ümit Özdağ’ı kahraman yapma yolunda tutuklama bilerek ya da bilmeyerek devreye sokuluyor.
Ümit Özdağ’ın tutuklanması, muhalefetin istese dahi yapamayacağı birleştirmeyi sağlıyor. Muhalefetin birliğini ortaya çıkarıyor.


Toplumun geniş bir kesiminde, “Hepimiz Özdağ’ız” söylemi gelişiyor.
Kısacası, şaşkın iktidar, kendi eliyle muhalefeti birleştiriyor.
Bu demokrasimiz adına önemli bir gelişmedir.


İktidar, kendi ayağına sıkarak, sonunu hazırlama yolunda emin adımlarla yürüyor.
Siyasetin dilinin böylesine sivrilmesi, küfre dönüşmesi, muhalefet üzerinde baskılar ve gerginlikle sürdürülebilir değildir. Bu geri tepip, yapanları yaralayacak bir unsurdur. Baskı dönemlerinde muhalefetin dayanışması da çok önemli bir hale gelir. Gidişi hızlandıracak bir etkendir.
Daha doğrusu, tek adam rejimini sürdürmek, birilerini tekrar seçtirmek için ortaya konulan bu çabalar beyhudedir.


Yani, yolun sonu gözükmektedir.
BU ACIYA CAN DAYANMAZ
Bolu’da, içimizi yakan, canımızı acıtan bir facia yaşadık. İlkel ölümler ülkesi diyebileceğimiz Türkiye’mizde her gün bu tür ölümlere tanık oluyoruz.
Acımız, büyüktür. Türk Ulus’unun başı sağ olsun.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.