Sağlıktaki problemlere SAĞLIKFEST ile çözüm aranacak
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
23 Nisan, 2024 10:05 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Sağlıktaki problemlere SAĞLIKFEST ile çözüm aranacak

Karabük Üniversitesi (KBÜ) tarafından 6-7 Kasım tarihlerinde düzenlenecek Sağlık Bilimleri Festivali (SAĞLIKFEST) ile dünyada sağlık alanındaki problemlerin çözümü aranacak. SOSYALFEST'te 4 kategoride yapılacak yarışmalarla yenilikçi vizyon ve yaklaşım, teknolojiler ortaya koyulacak. KBÜ 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda SAĞLIKFEST Model Tasarım Yarışması lansman toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, yenilikçi yaklaşımlara, problem merkezli problemi çözücü yaklaşımlara ve yeni bakış açılarına, teknolojilere ihtiyaç olduğunu belirtti. Başarılı bir festival organizasyonu gerçekleştirdiklerini ifade eden Rektör Kırışık, “İnşallah Ankara’da ikincisini yapmak üzere çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu yıl içerisinde eylül-ekim ya da kasım aylarında inşallah bunu Ankara’da, Ankara'daki üniversitelerimizle ve kurumlarımızla işbirliği içerisinde gerçekleştirmek için çalışıyoruz” dedi. “Niye bu tür çalışmalar yapıyoruz?” sorusunu cevaplayan Kırışık, “Burası önemli, bu tür çalışmalar yapmamızın ana eksenini dünyanın büyük bir değişim içerisinde olduğu gerçeğini gösteriyor. Dünyada gerçekten müthiş bir değişim var, olağanüstü baş döndürücü bir değişim süreci var. Fakat biz içerisinde olduğumuz için bu sürecin pek de farkına varamıyoruz. Fakat uluslararası ülkeler bazlı istatistikleri incelediğimizde, her bir yılda ortaya çıkan değişimleri gözlemlediğimizde gerçekten olağanüstü bir değişim süreci içerisinde olduğumuzu görüyoruz. Adeta sanayi devrimiyle birlikte at üstünde yaşayan savaşlardan makinalarla savaşma dönemine geçilmiş olması gibi son derece yıkıcı, yeni bir dünya, yeni bir yaklaşım ortaya çıkıyor. Biz bunu yavaş yavaş fark ediyoruz, hissediyoruz” diye konuştu. Modern tıp yaklaşımlarını uzun zamandan beri gözlemlediklerini anlatan Rektör Kırışık, “Modern tıbbın da kendi içinde zamanla birtakım sorun ve problemler yaşadığını gözlemliyoruz. Modern tıbbın bu yaklaşımlarını değiştirecek, yenilikçi teknolojiler kullanacak, farklı alanlarda geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerini kendisine dahil ederek yeni bir sentez geliştirerek yükselme gayreti içerisinde olduğunu bütün dünyada gözlemliyoruz. Dolayısıyla modern tıbbın yaşadığı sorunları çözmek için dünyanın geçmişten bugüne getirmiş olduğu tıp birikimini ‘geleneksel ve tamamlayıcı tıp’ adı altında kendisine katma çabasında olduğunu görüyoruz. Dünya bilimi de bu şekilde gelişiyor, aslında önce bir problem ortaya çıkıyor, sonra bu problemin çözümüne yönelik bir hipotez, çözüm fikri ortaya atılıyor, sonra bu fikre karşı antitezler ileri sürülüyor. İşte modern tıp bu problemlere karşı bir protez olarak ortaya çıktı” değerlendirmesinde bulundu. “Sağlık sahasında oldukça güçlü bir üniversiteyiz” Teknolojinin gelişmesiyle birlikte teknolojinin sağlıkta kullanımının çok daha artacağını gözlemlediklerini vurgulayan Kırışık, şunları kaydetti: “Bu da sağlık alanında devrim niteliğinde dönüşümlerin ortaya çıkacağını bize gösterir. Dünyanın sanayi devrimi sürecinde olduğu gibi müthiş bir değişimin şafağında, eşiğinde olduğu yeni bir dönemin aşamasındayız, hemen kıyısında bulunuyoruz. İşte ‘biz bu dönemde ne yapmalıyız?’ diye düşündük, SAĞLIKFEST şeklinde Sağlık Bilimleri Festivali yaparak bu değişimi anlama, bu değişimi tanıma, değişime önderlik edebilecek yeni yaklaşımlar, yeni teknolojiler, yeni fikirler geliştirme aşamasında çalışmalarımıza başladık. Üniversite olarak sağlık alanında çok güçlü bir üniversiteyiz. Hem Tıp Fakültemiz var, hem Diş Hekimliği Fakültemiz var, hem Sağlık Bilimleri Fakültemiz var, hem Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulumuz var. Sağlık sahasında oldukça güçlü farklı birimleriyle bu alanda Türkiye’ye hizmet veren bir üniversiteyiz. Sağlık alanındaki bu gücümüzden üniversitedeki birikiminden akademik tecrübelerimizden de istifade ederek, Sağlık Bilimleri Festivalini Türkiye’de ilk defa yapma ve bunu sahada uygulama kararı aldık. İnşallah SOSYALFEST’te olduğu gibi SAĞLIKFEST’te de farklı üniversitelerle işbirliği içerisinde kurumsal destekleyici ve kurumsal paydaşlık protokolleri yaparak, sponsorluklar oluşturarak, bunu da gerçekleştirme kararlılığındayız.” SOSYALFEST’in altyapısı kullanılacak 6-7 Kasım 2024 tarihinde KBÜ kampüsü içerisinde festivali sağlık alanında yarışmaların yapıldığı bir formatla gerçekleştirmeyi planladıklarını anlatan Prof. Dr. Kırışık, şu ifadelere yer verdi. “Bunu gerçekleştirmek için gerekli hazırlıkları sağlık alanındaki akademisyenlerimiz ile bilim yöneticilerimizle yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bu anlamda SOSYALFEST’in altyapısını kullanacak olmamız bize büyük bir hız ve ilerleme sağlıyor. Çünkü bu altyapı oldukça ciddi hazırlık sürecinden geçerek oluşturmuş olduğumuz bu altyapıyı kullanarak inşallah Sağlık Bilimleri Festivalimizi de gerçekleştireceğiz. Bu festivalimizde elbette iki ana öge ön plana çıkıyor. Bu ögelerden bir tanesi; yenilikçi vizyonlar, yenilikçi yaklaşımlar, yenilikçi teknolojiler ortaya koymak. Burası son derece önemli, çünkü dünyanın sağlık alanında ciddi problemler sorunlar yaşadığını ve bu sorunları bir türlü çözemediğini görüyoruz. İşte kanser hastalığı olabilir, şeker hastalığı, alerjik rahatsızlıklar, yüzlerce hastalık, rahatsızlık sayabiliriz. Yakın dönemde bir korona salgını gerçekleşti. Buna yönelik aşı çalışmaları söz konusu oldu, salgınlar gibi çok farklı tehditlerle karşı karşıyayız. Fakat bunu çözmek de, bu sorunları kısa süre içerisinde ortadan kaldırmak da dünyanın modern tıbbın veya tıp alanında çalışmaların yeterli olmadığını, yetersiz kaldığını gözlemleyebiliyoruz. Daha hızlı çözümler üretecek, insanları daha sağlıklı bir yaşama 'merhaba' demelerini sağlayacak bir şekilde sağlık planlamasının yapılması gerekiyor. Bunun için hem yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç var hem de problem merkezli problemi çözücü yeni yaklaşımlara, yeni bakış açılarına, yeni teknolojilere ihtiyaç var. Biz de bunu Sağlık Bilimleri Festivali ile gerçekleştirmek istiyoruz.”
Asgari Ücrette Hayal Kırıklığı!
blank
Aylin Sarıoğlu tarafından
25 Aralık, 2024 15:16 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Asgari Ücrette Hayal Kırıklığı!

Milyonların gözü, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun açıklayacağı rakamdaydı. Yapılan son toplantının ardından rakam yüzde 30'luk zamla 22 bin 104 TL olarak açıklandı. Asgari ücretin bu seviyede tutulması ise  tepkileri beraberinde getirdi.

Milyonlarca çalışanın merakla beklediği yeni yıldan itibaren geçerli olacak asgari ücret için sürpriz karar çıktı. Yeni asgari ücretin yüzde 30 zamla 22 bin 104 TL olarak açıklanması emekçi kesim tarafından yeterli görünmezken, patronların taleplerinin önceliklendirildiği bu düzenleme çalışanların yaşam koşullarını iyileştirmekten uzak olarak değerlendirildi. Emeğiyle geçinen milyonlar, yine zorlu bir ekonomik mücadeleyle karşı karşıya kaldı.

CHP'DEN YENİ ASGARİ ÜCRETE TEPKİ

Asgari ücretin 22 bin 104 TL olarak açıklanmasına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük Milletvekili Cevdet Akay ile CHP İl Başkanı Vedat Yaşar ve Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz, sert tepki gösterdi.

AKAY: "ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETTİLER"

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, hükümeti eleştirerek, “İktidar, vatandaşlara ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Biz buna asla izin vermeyeceğiz. Asgari ücretle yaşamaya mahkum edilen milyonların yanındayız,” dedi.

Akay, "Vatandaşları enflasyona ezdirmeyeceğiz" naraları atan İktidarın vatandaşları ezim ezim ezdiğini ifade ederek, Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu olduğunu söyledi. “Türkiye'de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu var.” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de tepki gösteren Akay, Bakan Şimşek'e  “Bu krizi vatandaşın cebinde koca bir delik açarak mı çözmeyi düşünüyorsunuz?” diye sordu.

VEDAT YAŞAR: “BU ÜCRET SEFALETİN RESMİDİR”

CHP Karabük İl Başkanı Vedat Yaşar da yaptığı açıklamada; 22 bin 104 TL olarak açıklanan asgari ücretin kabul görmediğini belirterek, "Bu açıklanan ücret resmen sefalet ücretidir Gerçek enflasyonun % 80'lerde olduğu, TUİK'in açıkladığı enflasyonun bile % 47 olduğu bir ortamda verilen bu % 30’luk zam asgari ücretle çalışanları, Emekli, dul ve yetimleri iyice kuyunun dibine itmek açlık sınırının altına mahkum etmektir. Suriye üzerinden yapılan hamaset, mutfaktaki, çarşıdaki ekonomik yangını söndürmeye yetmeyecektir. Belirlediğiniz bu 22 bin 104 TL'lik sefalet ücreti altında halkımız yapılacak ilk erken seçimlerde sizleri de sandığın dibine kazanamayacağınız şekilde yerleştirecektir" dedi.

ALİ YAVUZ: “BU SİSTEM EKONOMİK KÖLELİKTİR”

CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz da açıklanan asgari ücrete tepki göstererek,

"Bu ülkenin yönetiminde bir şey çok net: zenginler ödüllendirilir, emekçiler ezilir. 22.104 TL’lik asgari ücret kararı, çalışan kesimin açıkça hiçe sayıldığını ve sefalet içinde yaşamaya mahkum edildiğini kanıtlıyor. Bu karar, milyonların alın terine, emeğine, onuruna atılmış bir tokattır. İnsanca yaşama hakkını gasp eden bu sistemin adı, düpedüz ekonomik köleliktir.

%30’luk zam oranı, %47’yi aşan enflasyonun yanında komik bile değildir. Bu kararı alanlar, bir aileyi geçindirmek için gıda, kira, enerji ve diğer temel ihtiyaçlar için kaç para gerektiğini gerçekten biliyor mu? Yoksa saraylardan halka bakıp, "Bu kadarı yeter," mi diyorlar? Sormazlar mı: Siz bir ay boyunca bu parayla geçinmeyi dener misiniz?

Asgari ücretli, günün 12 saati, haftanın 6 günü çalışıyor ve karşılığında eline geçen parayla temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Kirasını ödedikten sonra mutfağına ekmek koymaya mı çalışsın, çocuğunun eğitim masraflarını mı karşılasın? Elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemeyen insanlar karanlıkta mı otursun, soğukta mı donsun? Bu mudur sosyal devlet anlayışı?

Gelir dağılımı uçurumu, bu ülkenin utanç kaynağıdır. Lüks araçlar, devasa malikâneler içinde yaşayanlar için %30 zam, bir akşam yemeğinin hesabıdır. Ama asgari ücretle geçinen için bu rakam, bir ay boyunca karnını doyurup doyuramayacağını belirler. Zenginler servetlerine servet katarken, milyonlarca insanın sefalet içinde yaşamasını izlemek hangi vicdana sığar?

Hükümet, büyük sermayeye teşvikler dağıtırken, asgari ücretliye “sabır” öneriyor. Zenginlerin cennetinde sefahat sürerken, halkın cehenneme mahkûm edilmesi hangi adaletin ürünüdür?

CHP’nin asgari ücretin 30.000 TL olması gerektiği önerisi, haklı bir taleptir. Ama karşı çıkanlar hemen devreye giriyor: "Ekonomi bunu kaldıramaz!" İşçilerin emeğini sömürerek büyüyen bir ekonomi, insanlık onurunu zaten taşımıyordur. Büyük şirketlerin ve zenginlerin vergilerini artırmak yerine, işçinin sırtına daha fazla yük bindiren bir sistem, adaletsizlik ve açgözlülükten başka bir şey değildir.

Bu düzen böyle devam edemez. İnsanlar açlık sınırının altında yaşamaya, çocuklarına bir gelecek sunamamaya, borç batağında nefes alamamaya mecbur bırakılmış durumda. Bu sadece bir ekonomik kriz değil, insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suça ortak olanlar, tarihe halkın emeğini sömürenler olarak geçecektir. Bu halk köle değildir. İnsanlar, sadaka değil, emeğinin karşılığını ister. Ekmek parası için çırpınırken yaşamaya değil, insanca yaşamaya hakkı vardır. Ve bu hak, söke söke alınacaktır" dedi.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.