blank
Mustafa Akgün tarafından
27 Şubat, 2025 15:18 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 2

Safranbolu’nun Tarihine Işık Tutacak Keşif

Safranbolu’da kaya çanakları ve hayat ağacı sembolü üzerine dikkat çeken araştırma makalesi yayımlandı.

Safranbolu, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken bir kent olarak, katmanlı tarihini aydınlatmaya yönelik yeni bilimsel araştırmalara ev sahipliği yapıyor. Geleneksel Türk-Osmanlı mimarisiyle adını dünyaya duyuran Safranbolu, Antik ve Roma dönemlerine ışık tutabilecek arkeolojik kalıntıların devşirilmesi ve kısıtlı oluşu nedeniyle, bilim insanlarının kent tarihi hakkında net bilgilere ulaşmasını zorlu kılıyor.

Doğa üzerine yaptığı araştırmalar ve uluslararası fotoğraf ödülleri ile adından söz ettiren Cemil Belder’in,  son araştırması, Safranbolu’nun sahip olduğu katmanlı tarihin aydınlatılmasında önemli bir yol oynuyor.

Belder’in “Safranbolu’da Dereköy Tepesi Kaya Çanakları ve Hayat Ağacı Sembolünün Kullanımı Üzerine Önermeler” adlı bilimsel araştırması, hakemli bir dergide yayımlanarak akademik literatürdeki yerini aldı.

Belder’in, bilimde uzmanlık tezi için üzerinde çalıştığı Safranbolu’daki kent oluşumu, kentin gelişimi ve geçirdiği değişimleri inceleyen coğrafi yüzey araştırmaları kapsamında, Dereköy Tepesi’nde 26 adet kaya çanağını bambaşka bir gözle ortaya çıkardı. Bu çalışma aynı zamanda Dereköy Tepesi’ni ve üzerindeki kaya çanaklarını konu edinen ilk akademik inceleme özelliği taşıdı.

Safranbolu’da Kadim Uygarlıklardan Günümüz Mezar Taşlarına

Araştırması hakkında görüşlerini aldığımız Cemil Belder, çalışmasını şöyle kaydetti: "Dereköy Tepesi’nde genişlikleri 8-18cm, derinlikleri 4-15cm arasında değişiklik gösteren 26 adet kaya çanağı gözlemledik. Tepedeki kaya çanakları arasında şekil olarak diğerlerinden ayrılan ve yapılan bilimsel araştırmalarda “hayat ağacı” ile ilişkilendirildiğini gördüğümüz bir kaya çanağı olduğunu fark ettik. Kaya çanakları tepe üzerinde özellikle uçuruma yakın güney-batı  yamaçta yoğun bir şekilde görülmektedir. Bu bölgede ana kayanın üzerini kaplayan yoğun çimlenme ve yosun tortusunun etkisi ile göremediğimiz birçok kaya çanağının daha olduğunu düşünmekteyiz.

Bu çanakların “libasyon” ritüeli amacı ile kullanıldığı düşünmekteyiz. Libasyon, eski inanış kültürlerinde Tanrılara ve ölülere sunulan sıvı adaklardır. Kaya çanağı geleneğinin en eski örneklerini 12.000 yıllık bir geçmişe sahip Göbeklitepe’de görebiliyoruz. Ayrıca benzerleri M.Ö.2000’de Hattuşa’da, M.Ö.1000’de Urartu ve Frig’de görülmektedir. Bu kadim medeniyetlerin bıraktığı izlerde karşımıza çıkan kaya çanaklarının, Safranbolu tarihi çarşısında da yer alıyor olması, bölgenin erken dönemlerine dair bilgi dağarcığının büyümesine katkı sağlayacağını ve konuya ilgi duyan uzman bilim insanlarına yeni bir çalışma alanı sunacağına inanıyorum. 

Kaya çanağı geleneği, tapınım ritüellerinin bir unsuru olarak Neolitik Çağ’dan Hitit Çağı’na dek uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Hellenistik, Roma ve Geç Roma dönemlerinde ise bu gelenek, ana tanrıça “Kybele”ye adanan sunularla ilişkilendirilmektedir.

Kaya çanaklarının olağan dışı bir yoğunlukla alanda konumlanmış olması, Safranbolu Dereköy Tepesi’nin tapınım ritüelleriyle ilişkilendirilen, kutsal bir alan olarak işlev görmüş olabileceği düşüncesini ileri sürmemize olanak sağlamaktadır.

Ayrıca, Safranbolu'nun ev süslemeleri, çeşmeleri ve mezarları gibi pek çok yapısında karşımıza çıkan "Hayat Ağacı" figürünün, Dereköy Tepe’de gördüğümüz kaya çanağı formu ile ilişkilendirilmesi, çalışmamıza önemli bir boyut kazandırmıştır. Araştırmamız sonucunda, Safranbolu’daki eski tarihli mezarlarda su sunusu çanaklarıyla birlikte hayat ağacı sembollerinin sıklıkla bir arada bulunduğunu gözlemledik. Bu sembolleri kadim bir geleneğin günümüze yansıyan izleri olarak değerlendirmekle beraber, eski ile yeninin etkileşimini yansıtan önemli bir kültürel mirasın parçası olduğunu düşünmekteyiz.” diyerek, kadim bir inanışın izlerinin halen yaşatıldığını vurguladı. Belder; yaptığı araştırmanın makale olarak kaleme alınmasının ardından Safranbolu evlerinde, çeşmelerinde ve mezarlarında süsleme programında karşımıza çıkan "Hayat Ağacı" biçiminin, Dereköy Tepesi’nde gördüğümüz kaya çanağı ile ilişkilendirildiğini kaydetti. Belder, makalesinde konu edindiği, Safranbolu’daki ölü kültünün yüzyıllar önce nasıl başladığını ve Dereköy Tepesi'ndeki kaya çanaklarının libasyon geleneğine ait yerel izler taşıdığını bilim dünyasına kazandırdı.

Bizi sosyal medyadan takip edin

2 Yorum

  1. ali velioğlu

    Taradığı dizinlere bakmak lazım 🙂 literatüre girmek öyle kolay değil.
    Index Copernicus

    DRJI

    İdealonline

    J-Gate

  2. Mehmet Avni Gözün

    Safranbolu bir kültür hazinesi, onun için Safranbolu’nun çok iyi araştırılması lazım.

Yeni yorumlara kapalı.

blank
Mustafa Akgün tarafından
19 Haziran, 2025 13:17 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

TİGAD Başkanı Geçgel: “Anadolu Basınına Darbe Vuran Zulmün Altında Kalmayacağız!”

Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel,
hükümetin uygulamaya koyduğu tasarruf tedbirleri kapsamında yerel basının gelir kaynaklarının kesilmesine sert tepki gösterdi.

Geçgel, Anadolu Basınının susturulmak istendiğini belirterek, "Basının üç kuruşluk ekmeğinden tasarruf olmaz" dedi.

“Kapılarımıza kilit vurmaya hazırız”

Geçgel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yürüttüğü ekonomi programına eleştirilerde bulunarak, "Eğer bu ülkenin refahı yerel basının üç kuruşluk abonelik ve ilan gelirleriyle sağlanacaksa, bizler basın kuruluşları olarak kapılarımıza kilit vurmaya hazırız!" dedi.

"Kamuda Şatafat Sürüyor, Fatura Yerel Basına Kesiliyor"

Geçgel, Türkiye'nin kamu israfında sınır tanımadığını belirterek, "Türkiye makam aracı cennetine dönüşmüş, kamuda israf diz boyunu aşmışken, tasarrufu Anadolu Basınının gelirinden yapmak adaletsizliktir, vicdansızlıktır" ifadelerini kullandı.

"Bu Nasıl Vicdan, Bu Nasıl Adalet Anlayışı?”

Anadolu Basınının nefessiz bırakılmak istendiğini dile getiren Geçgel, “Zaten zorlukla ayakta duran Anadolu basını, adeta boğulmak isteniyor. Bu milletin sesine kasteden bu anlayışı asla kabul etmiyoruz! Anadolu Basını yalnızca haber kaynağı değil, aynı zamanda bu milletin hafızası ve vicdanıdır. Siz Anadolu Basınının üç kuruşluk ekmeğine göz dikerek aslında bu milletin sesini kesmeye çalışıyorsunuz" dedi.

Sayın Şimşek’e Açık Sorular

Geçgel, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e açık sorular yöneltirken “Bu kararları hangi akılla aldınız? Kimlerin tavsiyesiyle Anadolu basınına bu operasyonu yapıyorsunuz? Hangi ekonomi anlayışı basının boğazına çökmeyi tasarruf sayar?" ifadelerini kullandı.

"Bu Gidişle Gazeteler Kapanacak, Siteler Susacak"

Uygulanan ekonomik politikalarla Anadolu Basınının yok olma noktasına geldiğini savunan Geçgel, "Eğer bu yanlıştan dönülmezse, yakında gazeteler kapanacak, internet siteleri susacak, Anadolu’nun sesi tamamen kesilecek. Tasarruf edilmek isteniyorsa bunun adresi Anadolu Basını değil, kamudaki lüks harcamalardır. Gerçek tasarrufu görmek isteyenlere adres bellidir. Makam araçları, şatafat, israf, lüks! Basının üç kuruşluk ekmeğinden elinizi çekin! Anadolu Basını susturulamaz!” dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

2 Yorum

  1. ali velioğlu

    Taradığı dizinlere bakmak lazım 🙂 literatüre girmek öyle kolay değil.
    Index Copernicus

    DRJI

    İdealonline

    J-Gate

  2. Mehmet Avni Gözün

    Safranbolu bir kültür hazinesi, onun için Safranbolu’nun çok iyi araştırılması lazım.

Yeni yorumlara kapalı.