blank
Mustafa Akgün tarafından
11 Eylül, 2025 13:16 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun 350 Yıllık Çamaşırhanesi Büyülüyor

Karabük’ün Safranbolu ilçesine bağlı tarihi Yörük Köyü’nde bulunan 350 yıllık çamaşırhane, mimarisi ve kültürel özellikleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Köy sakinlerinden Ender Gümüş’ün rehberliğinde gezilen çamaşırhane, aynı zamanda geçmişin geleneklerini gün yüzüne çıkarıyor.

“1985’E KADAR KULLANILDI”

Çamaşırhanenin tarihsel süreçte köy hayatının önemli bir parçası olduğunu belirten Gümüş, “Köyümüzdeki çamaşırhane 1985 yılına kadar kullanılmış, mimari özellikleri ile dikkat çekmektedir. Evlerde su olmadığı dönemlerde ya dere kenarlarında ya da böyle yapılarda çamaşırlarını yıkamaktaydılar. Yörük Köyü’nde de tüm köylüler burada çamaşırlarını yıkarlardı” dedi.

“12 İMAMI SİMGELEYEN TAŞ KÖŞELERİ VAR”

Çamaşırhaneyi inşa eden ailenin Bektaşi kültüründen geldiğini vurgulayan Gümüş, “Burayı yapan aile Bektaşi bir ailedir. Bektaşi kültüründe 12 imam öne çıkar. Buradaki taşta da 12 imamı simgeleyen köşelere sahip olduğu görülmektedir. Bu köşelerde yükseklik farkları insanların boylarına göre tasarlanmıştır. Her biri aynı yükseklikte değildir” ifadelerini kullandı.

“SOSYALLEŞME ALANLARINDAN BİRİYDİ”

Çamaşırhanenin yalnızca temizlik değil, köyün sosyalleşme mekânlarından biri olduğunu anlatan Gümüş, “Köyün sosyalleştiği alanlardan biri de çamaşırhanedir. İki ocakta suların kaynatıldığı kazanlar bulunmaktadır. Taşa açılan çamaşırlar üst üste konarak, suyla birlikte ahşap bir sopa gibi görünen tokaç adı verilen özel bir ahşapla dövülerek yıkanmaya başlardı. Deterjan olarak da odun külü kullanılırdı” dedi.

“KİRLİ SULAR HİÇBİR ZAMAN BİRBİRİNE KARIŞMAZ”

Taşın işlevsel yapısına da değinen Gümüş, şunları kaydetti:
“Bir başka özellik ise taşın merkeze doğru yüzeyinde eğimin ve ince olukların bulunmasıdır. Tam ortadaki delikten kirli sular bu vesile ile hiç birbirine karışmadan bu delikten akar. Taşın altından kirli sular pis su gideriyle ayrılır. Burada 3 adet olukla durulama işlemleri için kurnalar bulunur. Bunlarda da çamaşırlar dağlardan gelen temiz sularla durulanırdı.”

“REZERVASYON SİSTEMİ ODUNLA YAPILIRDI”

Çamaşırhanedeki kullanım sistemine ilişkin detayları aktaran Gümüş, “12 kişiye ayrılan köşelerin dolmasıyla birlikte o gün elinde bir odun ile gelen kişi köşeye koyar ve ertesi günün rezervasyonunu yapmış olacaktır. 12 odun biriktiği zaman rezervasyonlar tamamlanmış olur” diye konuştu.

“BENZERİ YOK”

Türkiye’nin farklı bölgelerinde çamaşırhaneler bulunduğunu, ancak Yörük Köyü’ndeki çamaşırhanenin kendine has özelliklere sahip olduğunu söyleyen Gümüş, “Türkiye’nin değişik yerlerinde çamaşırhaneler var. Ama Yörük Köyü’ndeki gibi bir çamaşırhaneyi bu tür özellikleriyle bilineni henüz duymadık, bilmiyoruz” dedi. Çamaşırhanenin giderlerinin köyün ağaları tarafından karşılandığını ifade eden Gümüş, bu isimlerin ve fotoğraflarının yapının duvarlarında yer aldığını da belirtti. Ayrıca duvarlarında Karabük Üniversitesi öğrencilerinin hazırladığı sokak siluetlerinin rölöve çizimleri bulunan çamaşırhane, Türkiye’de benzeri olmayan kültürel miraslar arasında gösteriliyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Eylül, 2025 14:05 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’te Çevre Dostu Konut Müjdesi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, iklim kriziyle mücadele kapsamında yürütülen çalışmaları anlatarak, Karabük’te de yeni konutların temellerinin atılacağını açıkladı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, iklim meselesine verdikleri önemden ve alınan tedbirlerden bahsetti. Bakan Kurum, "İklim Kanunu'yla, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesini yepyeni bir safhaya taşıdık" dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu (İDDUK) toplantısına katıldı. Toplantıda Türkiye'de son dönemde kuraklık ve iklim değişikliği nedeniyle oluşan sorunlar ele alındı.

"HER DÖRT KİŞİDEN ÜÇÜ, SUSUZLUK TEHLİKESİ ALTINDA YAŞIYOR"

Ankara'da düzenlenen toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Kurum, iklim krizinin dünya ve insanlığın en önemli sorunlarından biri olmaya devam ettiğini belirtti. Bakan Kurum, "Bilimsel veriler de bu sorunu tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. Sadece son elli yılda bile, yaban hayatı popülasyonu tam yüzde 73 oranında azaldı. Bu, yaklaşık 1 milyon türün tamamen yok olma tehdidi altında olduğunu gösteriyor. Tatlı su kaynaklarımız, her geçen gün azalıyor. Dünya nüfusunun yüzde 75'i yani yeryüzündeki her dört kişiden üçü, susuzluk tehlikesi altında yaşıyor. Rakamların bize işaret ettiği bu acı tabloya rağmen ne yazık ki, insanlık her 10 dakikada, 5 bin 900 ton plastik atık üretmeye devam ediyor. Milyonlarca insan açlıkla boğuşurken, dünyada her gün yaklaşık 1 milyar öğün gıda göz göre çöpe gidiyor" ifadelerini kullandı.

"İKLİM KRİZİNİN RAPORLARDAKİ RAKAMLARDAN İBARET DEĞİLDİR"

İklim krizinin raporlardaki rakamlardan ya da kürsülerde konuşulan analizlerden ibaret olmadığını belirten Kurum, "Ancak hepimiz çok iyi biliyoruz ki; iklim krizi ne raporlardaki rakamlardan ne de kürsülerde konuşulan analizlerden ibarettir. Son 50 yılda hava, iklim ve suyla bağlantılı 11 binden fazla afet kayıtlara geçmiştir. 2 milyonun üzerinde can kaybı ile 3,64 trilyon dolarlık ekonomik kayıp gerçekleşmiştir. Küresel çapta yaşanan sorunların fotoğrafı bu şekildedir. Ülkemize baktığımızda; son yıllarda yaşadığımız seller, orman yangınları, ülkemizin her yerine yayılmış kuraklıklar cennet vatanımızı ve insanımızı maalesef ağır sonuçlarla yüzleştirmektedir" diye konuştu.

"HER ON ORMAN YANGININDAN DOKUZU İNSAN KAYNAKLIDIR"

İklim değişikliği krizinin Türkiye için önemine değinen Bakan Kurum, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
"İklim krizi bizim için, aşırı hava olayları nedeniyle her yıl bin 500'e yakın seldir. Şırnak Silopi'de 50,5 derece ile tüm zamanların kırılan sıcaklık rekorudur. Azalan su kaynakları nedeniyle su stresi yaşayan bir Türkiye'dir. Barajlarımız su alarmı veriyorsa, zirai don çiftçimizin hasadını vuruyorsa, yangınlar hızla yayılıp canımıza malımıza kastediyorsa, iklim krizi Türkiye için uzak bir senaryo değil apaçık yakın bir tehdit demektir. Bunun en son örneğini, daha geçtiğimiz günlerde acı bir şekilde yaşadık. 25 Haziran 2025 tarihi itibarıyla 18 ilimizde milli servetimiz ormanlarımız yandı, canlarımız gitti, evlerimiz yıkıldı. Kuşkusuz, her on orman yangınından dokuzu insan kaynaklıdır. Ancak bir gerçek daha var ki; iklim krizi yangınlarda çarpan etkisi yapıyor. Ülkemizde yangın sezonu artık eskisinden daha uzun sürüyor. Çünkü aşırı sıcaklık, artan kuraklık ve azalan nem, çıkan yangınların hızla büyümesine, geniş alanlara yayılmasına neden oluyor. Isı transferiyle taşınan kıvılcımlar, yeni yangınların çıkmasına neden oluyor. Bu da orman yangınlarına müdahaleleri zorlaştırıyor. İşte tüm bu nedenlerle 2025 yazı, yangın afetinin yıkıcı sonuçlarını çok sert bir şekilde yaşadığımız bir yıl oldu."

"YANGININ ÜZERİNDEN BİR AY GEÇMEDEN İZMİR'DE YENİ YUVALARIMIZIN TEMELLERİNİ ATTIK"

Bakanlık olarak, yangın afetinde emsalsiz bir hızla hasar tespitlerini yaptıklarını belirten Kurum, "Yangının üzerinden bir ay geçmeden İzmir'de yeni yuvalarımızın temellerini attık. Önümüzdeki günlerde de Bilecik ve Karabük'te de ilk harcımızı dökeceğiz. İklim değişikliği sadece bu bahsettiğim yıkıcı afetler meselesi değildir. Zira iklim krizi ekonomiden, ticarete, sosyal düzenden küresel istikrara kadar birçok alana domino etkisi yapmaktadır. Hele ki söz konusu, medeniyetlere hayat veren Akdeniz havzası olunca, bu coğrafyanın, Türkiye'nin aldığı her önlem, attığı her adım, stratejik bir boyut kazanmaktadır. Bundan dolayı biz, ülkemizin iklim değişikliği mücadelesine sadece vatandaşımızın güvenliği için değil insanlığın selameti için özel bir önem atfediyoruz" ifadelerini kullandı.

"ŞEHİRLERİMİZDE KENTSEL ISI ADALARINI AZALTMAK İÇİN YEŞİL ALANLARINI ARTTIRDIK"

İklim meselesine verdikleri önemden ve alınan tedbirlerden bahseden Kurum, "Öncelikle iklim krizi küreselse çözüm de küresel olmalı dedik, 2021 yılında Paris İklim Anlaşması'nı onayladık; 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimizi ilan ettik. Ve bu hedef doğrultusunda enerjiden sanayiye, ulaşımdan atık yönetimine, tarımdan kentsel planlamaya kadar bütüncül ve derin bir dönüşüm sürecini başlattık. Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanımızı, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne sunduk. 2030 yılına yönelik emisyon azaltım hedefimizi, yüzde 21'den yüzde 41'e çıkardık. Ülkemizin 2022-2024 yılı iklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyum eylemlerimizi kapsayan İki Yıllık Şeffaflık Raporu'nu yayımladık. Attığımız adımların hiçbiri politika belgelerinde kağıt üstünde kalmadı. Şehirlerimizde kentsel ısı adalarını azaltmak için yeşil alanlarını arttırdık. Millet bahçeleri projelerine hayat verdik. Binalarımız çevre dostu inşa edilsin, bulunduğu yerin coğrafi ve iklim özelliklerini taşısın diye 'Yeşil Bina Sertifikası' sistemini hazırladık" dedi. "Deprem bölgesinde teslim ettiğimiz 300 bin konutun tamamı iklim dirençlidir, çevre dostudur"

Sanayicilerin Avrupa Yeşil Mutabakatına uyumlu üretim yapması ve ihracatın döngüsel ekonomi prensipleriyle büyümesi için, Yeşil OSB ve Yeşil Sanayi Belgesi gibi mekanizmaları hayata geçirdiklerini ifade eden Bakan Kurum, "Asrın felaketini yaşadığımız 11 ilimizdeki uygulamalarımız, bunun en büyük kanıtıdır. Deprem bölgesinde 6 Eylül'de teslim ettiğimiz 300 bin konutumuzun tamamı; iklim dirençlidir, sıfır atık uyumludur ve çevre dostudur. Elbette yaptığımız çalışmalar bu kadarla sınırlı değil. Biz bir yola çıktık ve bu yolda yürümüşüz kararlılıkla devam ediyor. Türkiye'nin ilk İklim Kanunu'yla, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesini yepyeni bir safhaya taşıdık. Biz, bu kanunla Türkiye'nin doğal kaynaklarını korumak, sanayisini güçlendirmek, tarımını sürdürülebilir kılmak, ihracatını geleceğe hazırlamak için çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.