Haber Merkezi tarafından
01 Aralık, 2024 15:25 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Safranbolu’da Tarihi Konaklar Tehlike Altında

Karabük'ün evleri ile ünlü Safranbolu ilçesine bağlı Yörük köyünde 350 yıllık 3 katlı tarihi konak çıkan yangında alevlere teslim olurken, tarihi konakların güvenliği bu yangınla birlikte yeniden sorgulanmaya başlandı

Karabük’ün evleriyle ünlü ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Safranbolu ilçesine bağlı Yörük köyünde, 350 yıllık bir tarihi konak çıkan yangında tamamen kül oldu. Tarihi mirasın korunmasına yönelik tartışmaları yeniden gündeme getiren bu olay, hem vatandaşları hem de tarih severleri üzdü.

350 YILLIK TARİH YANGINDA KÜL OLDU, GERİYE HARABESİ KALDI

Olay, uzun süredir kullanılmayan Sağır Şakir Konağı’nda meydana geldi. Konağın sahibi Şakir Özküçük'e ait olan ve 3 katlı olduğu belirtilen yapı, henüz belirlenemeyen bir nedenle alev aldı. Alevlerin hızla yükselmesiyle köy sakinleri durumu fark ederek itfaiyeye haber verdi. Yangına müdahale eden itfaiye ekipleri, yaklaşık bir saatlik çalışmanın ardından alevleri kontrol altına aldı. Ancak yangının ardından tarihi konağın yalnızca enkazı kaldı.

Soğutma çalışmaları sırasında konakta zaman zaman çökmeler yaşanırken, yangının boyutunu gözler önüne seren görüntüler yürek burktu. Yangının çıkış nedeni ise henüz belirlenemezken, jandarma ve itfaiye ekiplerinin bu konuda araştırmaları sürüyor.

SON GÖRÜNTÜLER YANGINDAN ÖNCE KAYDEDİLMİŞ

2 Gün önce ise konağın son görüntüleri dron çekimlerine yansıdı. Bu görüntüler, konağın yangın öncesi durumunu gözler önüne sererken, tarihe karışan bir mirasın yok olmadan önceki halini belgeledi.

YÖRÜK KÖYÜ VE TARİHİ MİRAS

Safranbolu’ya bağlı Yörük köyü, tarihi yapılarıyla UNESCO tarafından koruma altına alınan bölgelerden biri olarak biliniyor. Köy, Osmanlı mimarisinin eşsiz örneklerini barındıran konaklarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Geçtiğimiz haftalarda Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) “İyileştirme Programı”na dahil edilen köyde, bu tür olayların yaşanması tarihi mirasın korunmasına yönelik önlemlerin yetersizliğini yeniden gündeme getirdi.

TARİHİ YAPILARIN GÜVENLİĞİ SORGULANIYOR

Yangının ardından Safranbolu’daki tarihi konakların güvenliği bir kez daha tartışılmaya başlandı. Tarihi yapıların restorasyonunun yapılması, yangın ve doğal afetlere karşı korunması için alınan tedbirlerin yetersiz olduğu yönünde eleştiriler arttı. Özellikle kullanılmayan veya bakımsız bırakılan konaklarda bu tür olayların yaşanma riski daha da yükseliyor.

Yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların tarihi yapıları daha etkin koruma altına alması gerektiği ifade edilirken,  vatandaşlar, bölgede sıkı denetimlerin yapılması ve tarihi binaların acil durumlar için daha güvenli hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.

 ACİL ÖNLEMLER ALINMALI

Safranbolu gibi tarihi bölgelerde alınması gereken önlemler yeniden gündeme gelirken,

Tarihi yapıların yangın güvenliği açısından düzenli olarak kontrol edilmesi, elektrik tesisatlarının modernize edilmesi ve yangın söndürme sistemlerinin bir an önce kurulması gerektiği ifade ediliyor

Öte yandan Safranbolu’nun simgelerinden biri olan Sağır Şakir Konağı’nın yangınla yok olması, tarihi mirasın korunmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Vatandaşlar,  daha fazla kayıp yaşanmadan önce tarihi yapılar için acil bir eylem planı oluşturulması gerektiğini savunuyor.

Diğer yandan yangınların önüne geçmek ve bu değerli yapıların gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak için kapsamlı bir restorasyon ve koruma stratejisinin hayata geçirilmesi gerekiyor.

blank
blank
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Kasım, 2025 20:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Samanlıkta işlenen cinayetle ilgili yargılama devam etti

Kastamonu’da samanlıkta balta ile öldürüldükten sonra çuvala koyup dereye atılan vatandaşın vefatıyla olayıyla ilgili sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Olay, 17 Temmuz 2023 tarihinde Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Ahlat köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, meskenden ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan 57 yaşındaki Satı Doğruoğlu’nun cenazesi, Kastamonu Vilayet Jandarma Komutanlığı grupları tarafından dere yatağında, çuval içerisinde bulundu. Takımlar, çuvalın izlerinin köyün yaklaşık 300 metre yakınındaki Behice Ç.’ye ilişkin konutun samanlığına kadar devam ettiğini tespit etti. Jandarma grupları, samanlıkta yaptıkları incelemede, 57 yaşındaki Satı Doğruoğlu’nun balta ile öldürüldükten sonra cesedinin çuvala koyulduğu ve sürüklenerek dereye atıldığını belirledi. Olayın akabinde gözaltına alınan Behice Ç. ile eşi Bayram Ç. ve oğlu Ümit Ç., isimli makamlarca tutuklandı.
Olayın akabinde şüpheliler hakkında "kasten öldürme" hatasından açılan dava, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşma salonunda tutuksuz yargılanan sanıklar Bayram Ç., Ümit Ç. ile maktulün yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Bakırköy Ruh ve Hudut Hastalıkları Hastanesine sevk edilen tutuklu sanık Behice Ç. ise duruşmaya katılamadı.
Duruşmada savunma yapan Bayram Ç. ile oğlu Ümit Ç. hatasız olduklarını söyleyerek, beraatlarını talep etti.
Behice Ç.’nin avukatı Hasret Çiftçi ise, müvekkilin taciz edilmek istendiği sırada baltayla kendisini savunduğunu ve bu sebeple en üst düzeyde tahrik kararlarının uygulanması gerekğini belirterek, "Olay yasal müdafaadır, bu farklı, birde tahrik indirimi verilmesi zaruridir. Müvekkilim, 2,5 yıldır cezaevindedir. Yargılamanın uzamasından kendisinin de bir kusuru ya da kabahati yoktur. Şu etapta kanıtlar toplanmıştır, kanıt karartma durumu, kaçma kuşkusu yoktur. Kendisi konut kadınıdır. Tüm bu konular göz önüne alınarak müvekkilimin isimli denetim kuralıyla tahliye edilmesini talep ederiz" dedi.
Mahkeme heyeti, Behice Ç.’nin İstanbul İsimli Tıp 4. İhtisas Konseyinde cezai ehliyetinin olup olmadığına dair rapor alınmasını ve bu raporun dönüşünün beklenmesini kararlaştırarak, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin