Safranbolu Ovacıklılar Derneği’nden Eğitim Yardımı
Safranbolu Ovacıklılar Derneği, 2025-2026 eğitim öğretim yılında da ihtiyaç sahibi öğrencilere destek vermeye devam ediyor. Dernek Başkanı Soner Sarıçam, yaptığı açıklamada, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında her yıl düzenli olarak yürüttükleri eğitim yardımlarını bu yıl da sürdüreceklerini belirtti. Başkan Sarıçam, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "2025-2026 eğitim öğretim yılında da öğrenci kardeşlerimize desteklerimizi sürdürüyoruz. Derneğimiz aracılığıyla Safranbolu ve Ovacık’ta yaşayan hemşehrilerimize hizmet etmek, onların istek ve taleplerini yerine getirmekten büyük bir onur duyuyoruz. Her sene olduğu gibi bu yıl da kırtasiye ürünlerimizi Safranbolu Üniversitesi yakınındaki Ums Kırtasiye’den temin ettik. Hayır işlerinde her zaman öncü olan Ums Kırtasiye işletme sahibi, kıymetli hemşehrimiz ve hayırsever esnafımız Uğur Eroğlu başta olmak üzere tüm Ovacıklı hayırsever esnaflarımıza desteklerinden dolayı ayrı ayrı teşekkür ediyorum." Sarıçam, açıklamasının devamında, dernek olarak ihtiyaç sahibi öğrencilerin yanında olduklarını vurgulayarak, "Bizler de derneğimiz adına ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırmak üzere hayır kervanımızla yola devam ediyoruz. Sosyal farkındalıklarımızı artırarak tüm hemşehrilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Rabbim tüm hayırseverlerimizden razı olsun." ifadelerini kullandı.
Karabük’ün kuruluş döneminden bu yana kentin çekirdeğini oluşturan Yeni, Atatürk, Namık Kemal, Makasbaşı, Kayabaşı ve Bayır Mahallelerinde yer alan 70 yılı aşmış yapı stoğu, uzmanlara göre şehrin deprem riski karşısındaki en zayıf noktası olarak öne çıkıyor.
Kuzey Anadolu Fay Hattı’na yakınlığı nedeniyle 1. derece deprem kuşağında bulunan Karabük’te özellikle bu altı bölgenin acilen kentsel dönüşüm programına dahil edilmesi gerektiği ifade ediliyor.
YORGUN MAHALLELER ALARM VERİYOR
Kent merkezinin en eski yerleşim alanı olan bu mahallelerin büyük bölümü, ekonomik ömrünü tamamlamış binalarıyla “kentsel yorgunluk bölgesi” olarak nitelendiriliyor. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nin 2018’de güncellenen standartları dikkate alındığında söz konusu bölgelerdeki yapıların önemli bölümünde taşıyıcı sistem zafiyeti, donatı eksikliği, düşük beton kalitesi, temel izolasyonu bulunmaması ve inşa edildiği dönemin deprem kurallarını karşılamama gibi sorunlar tespit ediliyor. Bu özellikleri nedeniyle pek çok bina “riskli yapı” grubunda değerlendiriliyor.
Yaklaşık 70 yıl önce inşa edilen binalarda çoğunlukla alt gelir gruplarının yaşaması, dönüşüm sürecinin sosyal boyutunu da kritik hale getiriyor. Uzmanlar, yapısal riskin yanı sıra nüfus yoğunluğu, dar sokaklar ve acil müdahaleye uygun olmayan mahalle dokusunun deprem anında büyük tehlike oluşturabileceğini vurguluyor. Olası bir afette en fazla can kaybı ve bina çökmesi ihtimalinin bu bölgelerde olduğu belirtiliyor.
SEÇİM ÖNCESİ VERİLEN SÖZ RAFTA MI KALDI?
Karabük kamuoyunda kentsel dönüşüm beklentisi, seçim öncesinde dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nın bölgeyi gezerek yaptığı “Buralar acilen toplu kentsel dönüşüme alınmalı. Seçimden sonra başlayalım.” açıklamasıyla artmıştı. Ancak seçim sonrası bakanlık görevinde değişiklik yaşandı ve sürecin henüz resmen başlamamış olması vatandaşlarda belirsizlik oluşturdu.
Göreve gelen yeni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Karabük kamuoyunda “kentin eniştesi” olarak gördükleri bir isim olması nedeniyle dönüşüm sürecinin hızlandırılacağına yönelik beklenti sürüyor. Bakan Kurum’un Karabük’e olan yakınlığının, dosyanın yeniden ele alınmasına katkı sağlayabileceği ifade ediliyor.
KARABÜK’ÜN GELECEĞİ İÇİN KRİTİK ADIM
Mahalle sakinleri ve şehirdeki kanaat önderleri, konunun yalnızca konut yenilenmesi olarak değil, doğrudan bir yaşam güvenliği meselesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Deprem yönetmeliklerine uygun olmayan, yalıtımsız, fiziksel olarak yıpranmış ve sosyoekonomik açıdan dezavantajlı nüfusun yaşadığı binaların Karabük için ciddi bir risk kaynağı oluşturduğunu dile getiren vatandaşlar, “Bugün olmazsa yarın çok geç olabilir.” diyerek dönüşüm sürecinin başlatılmasını talep ediyor. İş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının da ortak çağrısı kentsel dönüşümün artık siyasi bir gündem maddesi değil, şehrin geleceği için zorunlu bir adım olarak görülmesi önem taşıyor. Uzmanlar, dönüşümün gecikmesi halinde muhtemel bir depremde ağır sonuçlar ortaya çıkabileceğine dikkat çekerek, merkezi idare ve yerel yönetimlerin en kısa sürede ortak bir yol haritası açıklaması gerektiğini ifade ediyor.