Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Nisan, 2024 20:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Ramazan sonrası duyulan yemek ihtiyacına dikkat

Tokat Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Erdem, Ramazan ve bayram sonrasında beslenme alışkanlıklarının psikolojik temellere dayandığını vurguladı. İnsanların doğuştan gelen temel ihtiyaçlarının Ramazan sürecinde ve bayramın ardından belirgin şekilde ortaya çıktığını belirten Erdem, özellikle “ait olma” ve “özgürlük” gibi psikolojik faktörlerin beslenme alışkanlıklarını etkilediğini ifade etti.
Tokat Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Erdem, Ramazan sonrasında bayramın psikolojik etkileri ve beslenme alışkanlıklarına dair önemli uyarılarda bulundu. Erdem, insanların doğuştan getirdiği beş temel ihtiyacın, özellikle Ramazan ayında ön plana çıktığını belirtti. “Ait olma” ihtiyacının insan psikolojisi üzerinde önemli bir etkisinin olduğunu vurgulayan Erdem, Ramazan ayında oruç tutarak İslamiyet’e ve Allah’a ait olmanın bu ihtiyacı tatmin ettiğini ifade etti. Bu bağlamda, uzun saatler aç ve susuz kalmanın psikolojik olarak kolaylıkla tolere edilebildiğini söyledi. Ancak, Ramazan’ın bitişiyle birlikte gelen özgürlük duygusunun insanları farklı bir ihtiyaca yönelttiğini belirten Erdem, beslenme alışkanlıklarında özgürlük arayışının ortaya çıktığını dile getirdi. İnsanların bayram sürecinde özellikle bu özgürlük duygusunu tatmin etmek için daha fazla yemek yeme eğiliminde olduğunu ifade etti. Erdem, bu durumun aslında insanların doğuştan gelen “beraber çalışma” ve “hayatta kalma” ihtiyaçlarıyla da ilişkilendirilebileceğini ifade etti. Bayram sürecinde artan yeme alışkanlıklarının geçici olmasının önemli olduğunu vurgulayan Erdem, bu tür beslenme alışkanlıklarının uzun vadede sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekti. Duygusal yeme gibi sorunların sadece Ramazan veya bayram dönemlerine özgü olmadığını, temel ihtiyaçların karşılanmaması durumunda kalıcı hale gelebileceğini söyleyen Erdem, bu nedenle bu tür durumlarla karşılaşanların mutlaka psikolojik destek alması gerektiğini vurguladı.
Doç. Dr. Ahmet Erdem’in açıklamalarıyla, Ramazan ve bayram dönemlerindeki beslenme alışkanlıklarının psikolojik temellere dayandığı ve bu konuda dikkatli olunması gerektiği bir kez daha hatırlatılmış oldu.
Tokat Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Erdem, “Bunu doğuştan getirdiğimiz beş temel ihtiyacımızla açıklayabiliriz. Mesela ait olma dediğimiz ihtiyaç bunlardan en güçlülerinden birisidir. Hatta birçok psikolojik sorunun altından da bunun yattığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla ramazanda bu bir yere ait olma, yani ramazanda ne yapıyoruz? Oruç tutarak İslamiyet’e ait oluyoruz, Allah’a ait oluyoruz. Bunu psikolojik olarak yaşadığımız için kendini o uzun saatler aç susuz durabiliyoruz. Bu konuda sıkıntı yaşamıyoruz ama tam Ramazan’ın bitimi, bayramla beraber büyük bir özgürlük geliyor. Aslında bu da doğuştan getirdiğimiz başka bir ihtiyaç ve bu özgürlük ihtiyacını karşılarken bir de bambaşka bir ihtiyacımız var. Yine beraber çalışan, hayatta kalma ihtiyacı. Özellikle insanlar bu özgür hayatta kalmayı, birlikte yaşamaya çalıştıklarında işte atıyorum normalde üç öğün yerken beş öğün, altı öğün çıkabiliyor artık. Hadi sabah kahvaltımızı güzel yapalım, arada bir şeyler yiyorlar, öğlen bir daha, öğle arası bir daha derken derken, beş öğüne çıkıyor. Özellikle bayram zamanı. Bunu bu ihtiyaçlarla özdeşleştirdiğimizi anlamak daha kolay. Ama zamanla tekrardan eski rutine de dönüyor insanlar. Yani bu şekilde sürmüyor. Ama kalıcı olmaması tabii ki temennimiz çünkü bu şekilde de insanların sağlıkları, özellikle fizyolojik olarak etkilenir. Eğer duygusal yeme dediğimiz bir sorun varsa da bu kalıcı olabiliyor. Yani sadece Ramazan’a özgü ya da bayrama özgü bayramdan sonraya özgü olmuyor. Bunun için de insanların mutlaka destek almaları gerekiyor. Yani Ramazan’dan çıktık böyle yiyoruz diyerek bundan kurtulamazlar. Çünkü duygusal yemek yemenin altında mutlaka bir az önce saydığım beş temel ihtiyaçtan birilerinin ya da birkaçının karşılanmadığını söyleyebiliriz. Bunun için de psikolojik destek mutlaka şart” dedi.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
08 Nisan, 2025 04:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Taburcu olduğu hastanenin önünde kalbi durdu, kalp masajı ile hayata döndü

Amasya’da kalp yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden taburcu olan adamın çıkışta hastane bahçesinde kalbi durdu. Hastane çalışanlarının dakikalarca kalp masajı yaparak hayata tutunmasını sağladığı 59 yaşındaki hasta tedavi altına alındı. Hayat kurtaran müdahale ise saniye saniye görüntülendi.
Edinilen bilgiye nazaran, Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Servisi’nde kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu nedeniyle 3 gündür tedavi gören Ali K. (59) taburcu edildi. Çıkışta yaklaşık 50 metre yürüdükten sonra kötüleşen adamın yere düşmesini yardımına koşan etraftaki vatandaşlar önledi. Kalbi duran adama birinci müdahaleyi vatandaşlar ile hastane çalışanları yaptı. Dakikalar süren kalp masajı sonrasında gelen ambulansta acil sıhhat gruplarının müdahale etmeyi sürdürdüğü hasta, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
Hastanın yanında kötüleştiğini anlatan emekli öğretmen Rafet Öztürk, "Hasta taburcu olmuş. Yürürken kötüleşti. Yere düşmek üzereyken tutup önledik. Sağ olsunlar hastane işçisi hayatını kurtardılar. Doktor tam 15 dakika boyunca daima kalp iletisi yaptı" diye konuştu.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.