blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
13 Mart, 2025 12:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Ramazan ayı ile birlikte pestil ve kömeye talep arttı

Gümüşhane’de Ramazan ayının gelmesiyle birlikte kentin coğrafik işaretli eserleri pestil ve kömeye olan talep arttı.
Gümüşhane’nin coğrafik işaretli eserleri pestil ve köme Ramazan ayında da vatandaşlardan ağır ilgi görüyor. Dutun kazanlarda kaynatılmasının akabinde fındık ya da ceviz ek edilerek bezlerde kurutulmasıyla elde edilen pestil köme hiçbir katkı hususu içermemesi nedeniyle vatandaşlar tarafından tercih ediliyor. Vatandaşların bilhassa Ramazan ayında hem tatlı niyetine hem de güç vermesi bakımından pestil kömeye olan ilgisinin arttığını söyleyen işletmeciler, Ramazan ayıyla birlikte siparişlerin de arttığını tabir etti.

"Doğal olması nedeniyle seviliyor ve tercih ediliyor"
Ramazan ayıyla birlikte sipariş sayılarında artış olduğunu söyleyen pestil köme işletmesi çalışanı Battal Sökmen, "Pestil ve köme Gümüşhane’ye has Gümüşhane’den çıkmış. Evvel Gümüşhane sonra bölge, Türkiye ve dünyaya yayılmış bir doğal ve lezzetli bir eser. Doğal olması ve güç vermesi bakımından da vatandaşlar tarafından hayli tercih ediliyor. Ramazan ayının gelmesiyle birlikte vatandaşlar iftardan sonra tatlı niyetine pestil ve kömeyi doğal olması nedeniyle daha çok tercih ediyorlar. Bu da bizi sevindiriyor ve ekonomik olarak büyük bir katkı sağlıyor. Sahurda da tercih ediliyor, insanları tok tutuyor ve güç veriyor. Daha verimli bir gün geçirmiş oluyorlar. Ramazan ayıyla birlikte daha fazla tercih edilir hale geldi. Siparişlerimiz de bu istikametiyle arttı. İçerisinde barındırdığı ceviz ve dut seviliyor ve doğal olması nedeniyle çok seviliyor" dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İsmail AKCA tarafından
27 Mayıs, 2025 15:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AYNADA KENDİNİ GÖRÜNCE..!

CHP aynı CHP..!

Evet, Yine yanılmadım, CHP aynı CHP derken…
Partinin merkez ilçe başkanı Ali Yavuz’un bir açıklamasına dair kaleme aldığım eleştiriye gelen cevabı okurken ne mi hissettim..?
Şaşırmadım desem yalan olur..!
Cahilane yapılan bir açıklamaya nasıl bir cevap verebilir.
Görünen o ki; Karabük’te siyaset eleştirisi serbest… ama hedefiniz sadece hükümetse..! Eğer sözler muhalefete dokunuyorsa adınız “yandaş” olur, üzerine bir tutam “vatan-millet edebiyatı serpiştirilir.
Aaaa bir bakmışsınız adınız hain olmuş…
Ne kadar hoş değil mi?
Siyaset kurumu hala eleştiri ile yüzleşme hastalığını atamazken içerikle değil, doğrudan saldırgan bir üslupla harekete geçiyor.
Yazdığınız cevapta; ne bir açıklama var, ne bir düzeltme, ne de bir açılım… Sadece itham, ima ve hamaset yüklü cümleler! var.
Gazeteci soru sorar ve cevap arar. Siz gazeteciye yanıt vermiyor; nutuk çekiyorsunuz. Yazıda “biz hizmete değil, yapılan yere itiraz ettik” diyorsunuz ama bir gazetecinin bunu sormasına bile tahammül edemiyorsunuz. Çünkü tahammül yoksunusunuz.
Asıl mesele şu: Karabük halkı, sizin her cümleye “Biz halktan yanayız” diye başlamanıza değil, gerçekten taş üstüne taş koyduğunuzda yanınızda olur. Ama siz; yapılan yatırımı “şov”, yazılan yazıyı “ikbal çabası”, destek veren şirketi “peşkeş ortağı”, Şehitler Parkı’nı da “hafıza silme çabası” olarak tanımlarsanız… Kamuoyu bugüne kadar almadığı gibi bugünden sonra da dikkate almayacak, saçma sapan açıklamalarınız bir kulaktan girip diğerinden çıkacaktır.
Halk sizin her eleştiriye gösterdiğiniz alerjik tepkileri not ediyor. Bugün gazetecilere cevap yetiştirenler, yarın kendi içindeki çürümüşlüğe göz yumanlar olarak anılacak. Biz yazmaya devam edeceğiz. Siz de dilerseniz her yazıya bir cevap yetiştirin, sorun değil. Çünkü bu şehirde hâlâ hakikatin izini süren gazeteciler var ve olmaya da devam edecek.
Bilin ki bu şehirde biz bu kalemi ne eğecek, ne bükecek ne de susuz bırakacağız. Hakikat, bazen sevimsizdir. Ama biz, yanlışın karşısında susarak dilsiz şeytan olmamayı bir ahlaki sorumluluk bildik.
Ve “dilsiz şeytan” tanımı, zannediyorum ki size yabancı değildir.
Zira herkesin gözleri önünde bir hanımefendiye yöneltilen hakaretlere karşı gösterdiğiniz sessizlik, artık sadece utanç verici bir detay değil; tarihe geçmiş bir kayıttır. Öyle ki, sağır sultan bile duydu o sessizliğinizi.
Ve siz… Tüm bu yaşananlara rağmen, hâlâ o koltukta oturmaya devam ediyorsunuz.
Benim için o görüntüleri yeniden yayınlamak zul olurken, sizin için susmak sıradan bir refleks haline gelmiş. İşte bu yüzden, “dilsiz şeytan” ifadesi bugün en çok sizin durduğunuz yeri tarif ediyor.
Ama şunu bilin Sayın Yavuz:
Hangi partiden olursa olsun; bu şehir ve bu şehir insanı için kim taş üstüne taş koyuyorsa, onun destekçisi olmaya devam edeceğim.
Siz ve sizin gibilerin gölgesine rağmen.
Son söz mü?
Eleştiriden korkan siyasetçi, aynaya bakmaktan da korkar.
Biz sadece aynayı tuttuk.
Sen o koltuğun ne ciddiyetini kaldırabiliyorsun ne de ağırlığını..
Saygıyla..!

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.