Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Ekim, 2024 16:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

Projeli dolandırıcılık: 10’larca kişi milyonlarca lira kaptırdı

Samsun ve çevre illerde tanıştığı kişileri Avrupa Birliği (AB) hibeleri ve devlet destekli projeler yaparak "yüksek kazanç sağlama" vaadiyle milyonlarca lira dolandırdığı iddia edilen şahıs, kayıplara karıştı. Bir araya gelen mağdurlar, açtıkları bireysel davaların yanı sıra tüm mağdurlar olarak toplu dava açacaklarını söyledi.
Türkiye’de çok para kazanma vaadiyle yapılan dolandırıcılık olaylarına bir yenisi daha eklendi. İddialara göre Aykut A. (42), kurduğu proje danışmanlık şirketi ve iş birlikçileri üzerinden insanlara çeşitli vaatlerde bulundu. "Zirai dron projesi, imar projesi, tekstil atölyesi projesi, su tesisatı projesi, tıbbi-aromatik bitki üretimi projesi, sulama birliği projesi" gibi farklı sahte projeler ile AB hibeleri ve devlet desteklerinden yararlanma ve yüksek kazanç elde etmeyi vadeden Aykut A. ve iş birlikçilerinin, 10’larca kişiyi ikna ederek milyonlarca lira parasını aldığı ileri sürüldü. Aralarında öğretmen, esnaf, temizlikçi, taksici, mobilyacı, sucu gibi farklı meslek gruplarından kişilerden oluşan mağdurlar, birçok kişinin dolandırıldığını ancak olaydan haberi olmayan yakınlarından gizlemek için ortaya çıkmak istemediklerini ifade etti.

"Zirai dron projesi diye 1 milyon TL dolandırıldım"
210 gram altını ile birlikte bankadan kredi çekerek dolandırıcılara verdiğini ifade eden emekli memur B.S. (61), "Ben zirai dron almak istediğim için dolandırıldım. Kendisiyle çarşıda tesadüfen karşılaştım. Emekli olduğumdan zirai dronla tarla ilaçlama işinden para kazanabileceğim konusunda beni kandırdı. 1 milyon TL param gitti. Gerçekte dron da alamadım. Parayı da bir miktar bankadan kredi çektim, yılların birikimi 210 gram altınım vardı hepsini ona verdim. Mağdur olan tek ben değilim. Aynı kişiler tarafından dolandırılan benim bildiğim 17 kişi var. Kendini ifşa etmeyen ve dolandırılanlar da var. Ulaştığım 40-50 mağdur var. Ortalama 1 milyon dolandırsa, 50 milyon TL civarında bir vurgun yapmış olabilir" dedi.

"Altınlarla çekilmiş fotoğraflarını görünce inandım"
Dolandırıcıların telefondan gösterdiği resimleri görünce kredi çekip bu kişilere verdiğini belirten öğretmen M.A. (40), "Aykut A.’yı Ladik ilçesinde tanımıştım. Lokantaları vardı ve ailesini de biliyorum. Havza’ya gelince proje yapacağından bahsetti. A.E.C. isimli eski milletvekilinin projesi olduğunu iddia etti. Bu şekilde bizden paralarımızı aldı. ’1-2 aya proje tamam’ derken 1 sene geçti. Benim 600 bin TL zararım oldu. Bankadan kredi çektim ve faizleri de var. Bankaya da borçlarımı ödeyemedim. Memur maaşımla da geçinmekte zorlandım. İran’la bağlantılarının olduğunu söyleyip, paralarını, altın resimlerini gösterdi. Bize bir geri dönüşü olmadı. Şu anda yaşamımı sürdürmekte zorlanıyorum. Çoluk çocuğumuzun ailemizin geçinmesiyle de uğraşıyorum. Ailemin olaydan kısıtlı haberi var. Ne kadar dolandırıldığımı bilmiyorlar. Benim gibi mağdur edilen birçok kişi var. 4 milyon TL aldığı kişiler var. O da öğretmen, 50 bin TL maaş alıyor, bankaya da maaşının tamamını kredi borcu olarak ödüyor. Bizim ulaştığımız Amasya’da, İstanbul’da, Çorum’da onlarca kişiyi de çeşitli projeler ile dolandırmış. Haber duyulunca daha fazla mağdurun da ortaya çıkacağını düşünüyorum" diye konuştu.

"Avrupa Birliği destekli proje için 700 bin TL dolandırıldım"
AB destekli faizsiz krediyle makine alıp atölye kurulma vaadiyle dolandırıldığını belirten mobilyacı F.Ç. (41), "Aykut isimli kişi, tam nitelikli dolandırıcıdır. Tek başına da yapmıyor bu işi. Birkaç kişi daha kendisine yardım ediyor. Onlarca kişiden milyonlarca para aldı. Beni de ’makine alacağız, iş yapacağız, Avrupa Birliği desteğinden yararlanacağız’ diye dolandırdı. Biraz kredi çektim biraz birikimim vardı. Bu şekilde paraları alıp gitti ve kendisine ulaşamıyoruz. Benim zararım 700 bin TL civarında oldu. Ailem dolandırıldığımı bilmiyor, inşallah paramızı geri alabiliriz" şeklinde konuştu.

"Tıbbi-aromatik bitki projesi ile 500 bin TL dolandırıldım, çoğu mağdur ortaya çıkmaktan utanıyor"
Arsasında eşiyle birlikte tıbbi-aromatik ürünler yetiştirme projesine inanıp parasını kaptırdığını ve birçok mağdurun da çeşitli sebeplerle konuşmaktan çekindiğini belirten öğretmen O.Ç. (55), "Dolandırıcı ile 2 yıl önce arkadaşım vasıtası ile tanıştım. Eşim ve benim arsamıza proje yapma bahanesi ile dolandırıldım. Mahkemeye de intikal ettirdim. Ben dolandırıldıktan sonra Aykut A. isimli kişinin benim haricimde birçok kişiyi daha dolandırıldığını duydum. Bu konunun yargıda çözülmesini istiyorum. Çok sayıda mağdur var. Bu tarz dolandırıcılık olayları toplumda normal karşılanmaya başlandı. Her yerde dolandırıcı haberleri görüyoruz. İnsanlar kendini hırsıza karşı koruyabiliyor ama dolandırıcıya karşı koruyamıyor. Benim 500 bin TL zararım oldu. Bu olayın ardından sağlığım da bozuldu. Aynı kişiler tarafından dolandırılanlar olarak Samsun’da bir araya geldik. Bireysel olarak dava açan çok sayıda mağdur var. Birçok kişi de beklemede. Toplu dava açmayı da düşünüyoruz. Bazı mağdurlar bunu bir utanç vesilesi olarak sayıyorlar. Mağdur olan utanıyor, mağdur edilmeyen utanmıyor. Bunun en önemli nedeni mağdurların büyük bir kısmının ya annesi ya eşi ya ailesi ya da çocuklarının dolandırıldığından haberi yok. Bundan dolayı ortaya çıkmak istemiyorlar. 100’den fazla kişinin çeşitli yollarla aynı kişiler tarafından dolandırıldığını duyuyoruz. Benim yıllarca çalıştığım emeklerim gitti. Çok endişeliyim, çünkü bizi dolandıran kişiler benden sonra da onlarca kişiyi dolandırdı ve her şeyi de yapabilecek kapasitede" ifadelerini kullandı.

"Kredi kartımdan 370 bin TL çekti, 1 ay sonra ödeyecekti 10 ay oldu kayıp"
Aykut isimli kişinin babasını kefil göstererek kendinden kredi kartını alarak dolandırdığını dile getiren bir esnaf ise, "Benden 1 ay sonra geri ödemek şartı ile kredi kartı istedi. Ben de babası onay verirse kartı veririm dedim. Babasıyla da görüştüm ve oğluna kefil olunca kredi kartını kendisine verdim. Benden 200 bin TL çekeceğim diye kartımı aldı. 320 bin TL limiti olan kartımdan 320 bin TL çekti. 1 ay sonra ben karttan kendi borcum olan 60 bin TL’yi ödedim. O gün benden kartı ’para yatıracağım’ diye aldı. Kartı verdiğim gece 52 bin TL daha çekmiş. 372 bin TL parayı çekti ve kendisine 10 aydır ulaşamıyorum. 10 aydır başkasından borç alarak karta takla attırıyorum. Kartımın borcunu ancak dükkanımı satarak, kapatarak ödeyebilirim. Toplamda faizlerle birlikte 600 bin TL bana zararı olmuş. Babası da ’oğlum sahtekar değil, ödeyecek’ diyor. Ben farklı dönemlerde 4 seferde toplam 200 bin TL’yi geri alabildim. 400 bin TL alacağım kaldı. Diğer mağdurları görünce dolandırıcı olduğunu anladım. Herkesi dolandırmış, tek bir kişiyi 6 milyon TL dolandırmış. 4 milyon TL, 1,5 milyon TL, 600 bin TL ve 700 bin TL dolandırdığı kişileri de gördüm. Hizmetçi bir kadının 100 bin TL parasını bile almış. Bu şekilde dolandırılan çok sayıda kişiyi biliyorum" açıklamasında bulundu.
Samsun’da bir araya gelen mağdurlar, açtıkları bireysel davaların yanı sıra tüm mağdurlar olarak toplu dava açacaklarını, Aykut A. ve iş birlikçilerinin başka insanları da dolandırmaması için adalet ve yetkililerden yardım istediklerini söylediler.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Mustafa Akgün tarafından
16 Temmuz, 2025 16:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’te İmam Hatip Binası Sağlık İçin Bekleniyor

Karabük, sağlık eğitimi ve hizmetlerinde iki önemli projeyle büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bunlardan ilki, Karabük Üniversitesi'nin sağlık fakültelerini Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi çevresinde konumlandırma hedefiyle gündeme gelen İmam Hatip Lisesi eski binalarının üniversiteye devri.

Yeni İmam Hatip Lisesi binası tamamlandı, ancak boşalan binaların üniversiteye ne zaman devredileceği konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Bu adım, hem akademik hem de sağlık hizmetlerinin entegrasyonu açısından kritik önem taşıyor.

Bu Binalar Üniversiteye Ne Zaman Devredilecek?

Karabük, sağlık alanında hem eğitim hem de hizmet altyapısını güçlendirecek iki önemli projeyle Türkiye genelinde dikkat çeken bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Karabük Üniversitesi ile Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni aynı çatı altında birleştirecek sağlık kampüsü vizyonu ve hastaneye yapılacak 150 yataklı ek bina çalışmaları, şehrin sağlıkta bölgesel üs olma hedefini güçlendiriyor.

İmam Hatip Lisesi Yeni Binasına Kavuştu

Sağlık eğitiminin merkezileştirilmesi amacıyla gündeme gelen İmam Hatip Lisesi binasının Karabük Üniversitesi’ne devri süreci, bölge kamuoyunun ve akademi dünyasının yakından takip ettiği bir başlık olmaya devam ediyor. Yeni İmam Hatip Lisesi binasının tamamlanmasıyla öğrencilerin taşınması bekleniyor, ancak boşalacak binanın üniversiteye ne zaman devredileceği konusunda hâlâ resmi bir açıklama yapılmış değil.

Bina, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yakınında yer alıyor. Bu konum, başta Tıp Fakültesi olmak üzere Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri MYO için stratejik bir avantaj sunuyor. Hem teorik eğitim hem de klinik uygulamalar arasında entegrasyonu sağlayacak bu yapı, Karabük Üniversitesi’nin sağlık alanındaki akademik kapasitesini artıracak.

Karabük Üniversitesi, bu bölgeyi bir “sağlık eğitim üssü” haline getirme hedefiyle hareket ediyor. Ancak bu vizyonun hayata geçebilmesi, İmam Hatip Lisesi binasının hızla üniversiteye devredilmesiyle mümkün olacak. Aksi takdirde, üniversitenin sağlıkla ilgili bölümleri dağınık yapıda kalacak, eğitim-uygulama bütünlüğü zedelenecek ve bölgesel sağlık hizmeti hedefi sekteye uğrayacak.

Kamuoyunda bu gelişme yalnızca akademik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda şehirdeki sağlık sisteminin verimli işlemesi açısından bir zorunluluk olarak görülüyor. Üniversiteye devredilecek her metrekare, geleceğin sağlık çalışanlarının eğitimine ve halkın daha kaliteli sağlık hizmeti almasına katkı sağlayacak.

150 Yataklı Ek Hastane Binası Sevinçle Karşılandı

Bu stratejik gelişmelere bir yenisi daha eklendi. Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yapılması planlanan 150 yatak kapasiteli ek bina için zemin etüt çalışmaları başladı. Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü proje kapsamında, eski Karabükspor antrenman sahası olarak bilinen Yaşar Kaptan Çebi alanında sondaj makineleri çalışmaya başladı.

Projenin geçmişi 2012 yılına kadar uzanıyor. O dönem 300 yataklı hastanenin ihtiyaca cevap veremediği belirtilmiş ve 150 yataklık ek yatırım programı açıklanmıştı. Ancak çeşitli nedenlerle proje yıllarca ertelendi, hatta zaman zaman iptal edildiği yönünde iddialar gündeme geldi. Alanın mülkiyeti, orman vasfı, Karabükspor’un açtığı dava ve heyelan riski taşıdığına dair raporlar nedeniyle süreç sık sık çıkmaza girdi.

Bugün gelinen noktada, Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen kapsamlı görüşmeler ve teknik değerlendirmeler neticesinde sorunların aşıldığı bildirildi. Yetkililer, zeminle ilgili şüphelerin teknik olarak çözülebileceğini ve fore kazık gibi gelişmiş yöntemlerle inşaatın güvenle sürdürülebileceğini ifade etti.

Zemin etütlerinin ardından topoğrafik ölçüm ve işaretleme işlemleriyle temel atma aşamasına geçilecek. Karabük, bu yatırımla yalnızca eğitimde değil, sağlık hizmetinde de kapasitesini artıracak. Ek bina tamamlandığında; yoğun bakım, ameliyathane, dahili ve cerrahi servislerin yükü hafifleyecek, hasta kabul ve tedavi süreleri kısalacak.

Karabük Sağlıkta Bölgesel Üs Olmaya Hazırlanıyor

Bu iki büyük hamle - üniversite-hastane kompleksinin oluşturulması ve 150 yataklı ek hastane yatırımı- Karabük’ün sağlık altyapısını sadece yerel değil, bölgesel bir güç haline getirecek nitelikte. Üniversitenin sağlık fakültelerini hastane çevresine entegre etmesiyle öğrenciler hem kaliteli eğitim alacak hem de doğrudan uygulama fırsatları elde edecek. Ek hastane yatırımı ise şehirdeki artan hasta yoğunluğuna çözüm sunacak.

Karabük kamuoyunun, öğrenci ailelerinin ve akademik çevrelerin çağrısı net: Üniversitenin önü kesilmesin, sağlık eğitimi ve hizmeti el ele büyüsün.

Sağlık Bakanlığı ve ilgili yerel kurumların iş birliğiyle bu projelerin hızla tamamlanması, Karabük’ün Türkiye’nin sağlık haritasında daha görünür bir yere sahip olmasına zemin hazırlayacak.

Bizi sosyal medyadan takip edin