blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Eylül, 2024 12:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Prof. Dr. Köksal: “Grip aşınızı zamanında yaptırmayı unutmayın”

Grip aşısının en uygun zamanının genellikle virüsün yayılmaya başladığı Eylül ortalarından itibaren Ekim ve Kasım ayları olduğunu söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Aşı bu dönemde yapılırsa, vücudun grip sezonu boyunca etkili bir koruma geliştirmesi sağlanır. Aşının sağladığı bağışıklık birkaç hafta içinde tam olarak oluşur ve grip sezonu boyunca korunmayı sağlar” dedi.
Liv Hospital Samsun Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Nurhan Köksal, grip aşısı hakkında bilgilendirdi. Grip aşısının her yıl sonbahar ve kış aylarında grip virüsünün yaygınlaşmasıyla birlikte önem kazanan bir önleyici tedbir olduğunun altını çizen Prof. Dr. Köksal, “Grip, özellikle risk grubundaki kişiler için ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir hastalık olduğundan, aşı bu gruplar için hayati bir rol oynar. Grip aşısının en uygun zamanı, genellikle virüsün yayılmaya başladığı Eylül ortalarından itibaren Ekim ve Kasım aylarıdır. Aşı bu dönemde yapılırsa, vücudun grip sezonu boyunca etkili bir koruma geliştirmesi sağlanır. Aşının sağladığı bağışıklık birkaç hafta içinde tam olarak oluşur ve grip sezonu boyunca korunmayı sağlar” diye konuştu.

“65 yaş üzeri kişiler, kronik hastalığı olanlar, 5 yaştan küçükler ve hamileler risk grubunda”
Grip aşısının özellikle yüksek risk grubunda yer alan bireyler için önerildiğini ifade eden Prof. Dr. Köksal, “65 yaş ve üzeri kişiler, kronik hastalığı (kalp, akciğer, böbrek hastalıkları gibi) olanlar, bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler, hamileler ve sağlık çalışanları gibi gruplar, grip aşısı olmaları gereken öncelikli gruplardandır. Ayrıca, küçük çocuklar (6 ay ile 5 yaş arası) ve uzun süreli bakım evlerinde yaşayanlar da risk grubunda kabul edilir. Bu kişiler, grip virüsüne karşı daha savunmasız oldukları için aşının yararları onlar açısından daha fazladır. Yaygın görülen yan etkiler arasında aşı yapılan bölgede ağrı, kızarıklık veya şişlik, hafif ateş ve kas ağrıları bulunur. Bu yan etkiler genellikle kısa sürelidir ve birkaç gün içinde kendiliğinden geçer. Bazı bireylerde daha nadir olarak alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Ancak ciddi yan etkiler oldukça nadirdir ve aşının yararları, risklerinden çok daha fazladır” şeklinde konuştu.

“Grip aşısı grip yapmaz”
Halk arasında grip aşısının grip yapıp yapmayacağının da merak edilen bir durum olduğunu işaret eden Prof. Dr. Köksal, “Grip aşısı canlı virüs içermediği için grip yapmaz, ancak aşıdan hemen önce veya hemen sonra grip olan kişiler, bu durumu aşının yan etkisi olarak algılayabilir. Bağışıklık sisteminin güçlenmesi için geçen sürede, kişi virüsle temas etmiş olabilir. Bu nedenle, aşının zamanlaması büyük önem taşır. Aşı grip virüsünün yol açabileceği ciddi komplikasyonları ve hastaneye yatma riskini önemli ölçüde azaltır, dolayısıyla toplumsal bağışıklığın artmasına da katkıda bulunur” ifadelerini kullandı.

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.