Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burcu Polat, Alzheimer hastalığının evrensel bir sorun olduğunu belirterek “Dünyada her yıl yaklaşık 5 milyon yeni olgu ile karşılaşılmaktadır” dedi.
Dünyadaki tüm ülkelerde bir halk sağlığı problemi olan alzheimer hastalığı hakkında bilgi veren Doç. Dr. Polat, hastalığı; beyin hücreleri diye bilinen nöronlarda ilerleyici bir kayıp ve bunun sonucu olarak beynin yapısal olarak bozulması olarak tanımladı.
Zihnin, hayatın ilerleyen dönemlerinde farklı nedenler ile işlevini yitirmesi anlamına gelen demansın en sık görüleninin alzheimer hastalığı olduğuna işaret eden Polat, “Diğer demans nedenleri arasında alzheimer hastalığı gibi uzun seyirli ve tedavisi güç hastalıklar olabildiği gibi tiroit hastalığı, vitamin B12 eksikliği, beyin tümörleri gibi tedavi edilebilir hastalıklar da vardır. Alzheimer hastalığı tüm demans vakalarının yüzde 75'ini oluşturur. Alzheimer hastalığında hafıza, dil, dikkat, yön bulma güçlüğü, kişi ve objeleri tanıyamama, karar vermede bozulma, huy ve davranışlarda değişme, eskiden kolaylıkla yapılan günlük faaliyetlerin zaman içinde bozulması en sık görülen belirtilerdir” dedi.
“Evrensel bir sorun”
Hastalığın, nüfusun yaşlanması ile dünya çapında evrensel bir sorun haline geldiğini belirten Burcu Polat, “BM raporlarına göre, dünyadaki yaşlı insan sayısı (65+ yaş) 2030 yılında yaklaşık 1 milyarı bulacaktır. Bu artıştan en çok da ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler etkilenecektir. Yaşayan yaşlı nüfus sayısındaki artış göz önüne alındığında önümüzdeki 30 yıl içinde alzheimer ve benzeri demans olgularının sayılarında 2 kat civarında bir artış beklenmektedir. Dünyada her yıl yaklaşık 5 milyon yeni olgu ile karşılaşılmaktadır. Dünya ölçeğinde, 2050 yılında tüm dünyada 100 milyona yakın hasta beklenmekte ve bu hastaların yaklaşık yarısının bakımevi gibi kurumlarda yüksek maliyetli bakıma ihtiyaç duyacağı ön görülmektedir. Alzheimer hastalığı dünyadaki tüm ülkeler için bir halk sağlığı problemidir” ifadelerine yer verdi.
Yavaş ve sessiz ilerliyor
Hastalığın 65 yaş üstünde görülen bir hastalık olarak bilindiğine dikkat çeken Doç. Dr. Polat, “Geliştirilen yeni tarama yöntemleri ile hastalığın teşhis edilmeden 15-20 yıl önce başlayabildiğini biliyoruz, maalesef yavaş ve sessiz olarak ilerleyen bir durumdur. Hastalığa yakalanan kişilerde beyindeki harabiyetin, tesadüfi olarak veya genetik bir yatkınlıkla ortaya çıkıyor. Çok sayıda risk faktörü, hastalığın oluşmasına zemin hazırlıyor.
Son 30 yılda alzheimer hastalığının nedenlerini göstermek için çok sayıda çalışma yapıldığına işaret eden Polat, “Hastalığın ilerlemesine neden olan, beyin hücrelerinin içinde ve hücrelerin arasında bozulmaya yol açan maddeleri ölçme yöntemleri geliştirilmiştir. Bu yöntemlerle, hastalığa neden olan ve hücrelerde biriken bazı maddelerdeki değişiklikler tespit edilmektedir. Bu değişiklikler en sık hafıza ile ilgili bölgelerden başlar ve diğer beyin bölgelerine zaman içinde yayılır. En son noktada ise, beyinde şiddetli enflamatuvar görünüm ve beyin volüm/hacminde azalmadır. Beyinde aktivitelerden sorumlu asetilkolin, serotonin, dopamin gibi kimyasal maddeler giderek işlevlerini göremez hale gelir” dedi.
“Her yıl yaklaşık 5 milyon yeni olgu ile karşılaşılmaktadır”
Hastalığa neden olabileceği düşünülen pek çok faktör olabildiğini ifade eden Doç. Dr. Polat, “Bazıları değiştirebileceğimiz bazıları ise değiştiremeyeceğimiz risk faktörleridir. Yaş, genetik yatkınlık, cinsiyet, ırk değiştirilemeyen risk faktörleridir, ancak sigara-alkol, şişmanlık, hipertansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, kalp hastalıkları, kafa travmaları, depresyon, düşük eğitim, beslenme tarzı ise değiştirilebilen ve korunabilen risk faktörleridir. En yeni risk faktörü çevre kirliliğidir. soluduğumuz ve maruz kaldığımız kötü hava ve partiküller hastalığın gidişini etkileyebilir” ifadelerini kullandı.
Hastalığa tanı koyarken diğer demans nedenlerini ve özellikle tedavi edilebilir nedenlerin var olup olmadığını gözden geçirmek gerektiğini, hastalığın tedavisinde ilaçlı ve ilaç dışı tedavilerin tavsiye edildiğini belirten Polat, “İlaç tedavisinin yanı sıra, beyni meşgul eden aktiviteler, Akdeniz tipi diyet, iyi bir uyku düzeni, enfeksiyonlardan korunma, günde en az yarım saat yürüyüş, gereksiz ilaç ve benzeri maddelerden kaçınma, temiz hava olan yerlerde yaşama, elektromanyetik alanlardan mümkün olduğu kadar uzak durmak hastalıktan korunmada önemli tavsiyelerdir” şeklinde açıklamasını sonlandırdı. (İHA)
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi yolları aşıyor, sağlık taşıyor
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) tarafından hayata geçirilen "Yolları Aşıyoruz, Sağlık Taşıyoruz" projesi kapsamında köyde sağlık eğitimleri ve kapsamlı taramalar gerçekleştirilerek köy halkının sağlık hizmetlerine erişimi güçlendirildi.
TOGÜ ÜNİDES desteğiyle hayata geçirdiği "Yolları Aşıyoruz, Sağlık Taşıyoruz" projesi, merkeze bağlı Kömeç köyünde başladı. Etkinlik kapsamında öğrencilere sağlık eğitimleri verilirken vatandaşlara da kapsamlı sağlık taramaları yapılarak köy halkının sağlık hizmetlerine erişimi güçlendirildi.
Düzenlenen eğitimlerde Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Solmaz "Hipertansiyon ve Korunma", Dr. Öğr. Üyesi Mukaddes Demir Acar ile Dr. Öğr. Üyesi Mehtap Solmaz "Diyabet ve Korunma", Doç. Dr. Kübra Esin ise "Sağlıklı Beslenme" konularında bilgilendirici sunumlar gerçekleştirdi. Toplam 100 kişinin katıldığı bu eğitimler, halkın kronik hastalıklar hakkında farkındalığını artırarak günlük yaşamlarında uygulayabilecekleri önemli bilgiler sundu.
Köyde kapsamlı sağlık taramaları gerçekleştirildi
Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlığı Koruma ve Geliştirme Kulübü’ne üye hemşirelik bölümü öğrencileri ile öğretim üyeleri tarafından kapsamlı sağlık taramaları yapıldı. Boy-kilo, tansiyon ve kan şekeri ölçümlerinin gerçekleştirildiği taramalarda vatandaşlar, sağlık durumları hakkında detaylı bilgi edinme fırsatı buldu. Özellikle düzenli sağlık kontrolü imkânına sahip olmayan köy halkı, sunulan hizmetten büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Rektör Yılmaz’dan projelere destek mesajı
TOGÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Yılmaz da Kömeç köyünü ziyaret ederek çalışmaları yerinde inceledi. Proje ekibi ve köy halkıyla bir araya gelen Rektör Yılmaz, üniversitelerin sadece şehir merkezlerinde değil, en uzak yerleşim birimlerinde de topluma hizmet görevini sürdürmesi gerektiğinin altını çizerek, "ÜNİDES kapsamında yürüttüğümüz bu proje TOGÜ’nün topluma hizmet vizyonunun önemli bir yansımasıdır. Öğrencilerimizin sahada aktif görev alması, halkımızın sağlık hizmetlerine daha kolay ulaşması ve sağlık bilincinin artırılması bizim için büyük önem taşımaktadır. Bu tür çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz" dedi.