Türkiye’nin Cittaslow (sakin şehir) unvanlı 28 kentinden biri olan Ordu’nun Perşembe ilçe girişinde bulunan tünele ’Cittaslow’ temalı bir logo çalışması yapılıyor.
Karadeniz’in kuzey kıyısında, yeşilin ve mavi tonlarının buluştuğu, tabiatın her tarafını kucaklayan, tarihi ve kültürüyle, ormanları, plajlarıyla huzurlu ve sakin bir ilçe olan Perşembe ilçesi, dünyanın 28 ülkesinde Cittaslow unvanı taşıyan 307 kent ortasında bulunuyor. Türkiye’de ise 28 kent ‘Cittaslow’ etiketi taşıyor.
Karadeniz Bölgesi’nde sakin kent etiketi taşıyan 3 kentten biri olan Perşembe ilçesinde görsel ve estetik çalışmalar sürat kazandı. Binaların dış cephelerinin yenilenmesiyle görsel açıdan çağdaş ve konforlu estetik kazandırılan Perşembe ilçesinde yenilikler sürüyor.
Bu çalışmalar kapsamında Perşembe ilçesinin girişinde bulunan tünelin üstüne ’Cittaslow’ temalı bir logo çalışması başlatıldı. Birinci etapta tünelin giriş duvarlarını kaplayan ve yıllar içerisinde özelliğini kaybeden sarmaşık ve dağınık bitkiler temizlendi. Akabinde temizlenen alan kırmızı begonvil çiçekleriyle kaplandı. ‘Cittaslow’ temalı logonun ise bayram sonrası yerine monte edileceği öğrenildi.
MİT İstihbarat Akademisi 3 gün önce çok önemli bir rapor yayınladı. Rapor devletin ilgili kurumlarına mutlaka sunulmuştur. Bu rapor kamuoyuna da tüm açıklığı ile ilan edildi. TV lerde tartışılıyor.
Bende TV de gördüm.
Millî İstihbarat Akademisi, 2023 yılında Millî İstihbarat Teşkilatı bünyesinde kuruldu, 2024’te faaliyetlerine başladı. ‘Türkiye’de istihbarat alanının bir bilim dalı olarak yerleştirilmesi ve geliştirilmesine katkı sunmayı hedefliyor. Bu akademinin kurulması son derece isabetli ve doğru bir karardır. Öncelikle, kurulmasında emeği geçenleri ve tüm çalışanlarını saygıyla selamlıyorum. Fakat bu akademi çok daha önce kurulmalıydı.
MİT Akademinin raporunun ana başlıklarına gelin birlikte bakalım ve sorularımızı da aynı açıklıkla soralım.
☆ MİT Akademi, sığınaklar inşa edilmeli demiş!
İnşa etmemiş miyiz? Yok mu? Yoksa, ateş çemberinden ortasında bir ülkede bugüne kadar neden inşa edilmedi?
☆ Hava saldırılarına karşı uyarı-alarm sistemleri tesis edilmeli denmiş !
Uyarı - alarm sistemlerimiz olması gerekir. Yok mu? Yoksa neden bugüne kadar tesis edilmedi?
☆ Staretejik tesislerde, özellikle alçak hava savunma sistemlerine özel önem verilmeli denmiş!
Bunu yazmaya gerek var mı? Mutlaka veriliyor dur.
☆ Büyük şehirlerde ulaşımı kolay kitlesel sığınaklar inşa edilmeli !
Büyük şehirlerde kitlesel sığınaklarımız Yok mu? Olması lazım, yapmamış mıyız?
☆ İsrail gelişmiş hava savunma sistemlerine rağmen, hipersonik füzeleri engellemede tam olarak başarılı değil şeklinde bir tespitte bulunulmuş!
O İsrail'in sorunu. Peki, bizim hava savunma sistemimiz ( çelik kubbe ) hipersonik füzelere karşı ne durumda?
☆ Türkiye balistik ve hipersonik füze konusunda yatırımlara hız vermeli şeklinde bir uyarı yapılmış !
Roketsan'ın bu konuda tüm gücüyle ve Büyük bir hızla çalıştığına hiç şüphe yok. Savunma sanayiindeki tüm kurumlarımızın son yıllarda gerçekleştirdikleri faaiyetleri büyük bir gururla ve taktirle izliyoruz. Onlar bizim gözbebeğimiz.
Şu sığınaklar konusu son derece önemli. İran İsrail savaşından çıkarılacak o kadar çok ders var ki, her iki ülkenin de sığınak inşa etme konusunda nasıl başarılı olduklarını TV ler den gördük. Sirenler çaldığı anda insanlar sığınaklara koşuyor, tehlike geçince sakince çıkıyordu. Can alıcı soru şu; Peki bizim savaş durumunda koşup saklanabileceğimiz gerçek anlamda sığınaklarımız var mı?
Önce, sığınağın bir tanımını yapalım; Nükleer, klasik ve modern silahlarla, biyolojik ve kimyasal savaş maddelerinin tesirleri ile insanlarla, insanların yaşaması ve ülkenin harp gücünün devamı için zorunlu canlı ve cansız değerleri korumak maksadıyla inşa edilen korunma yerlerine sığınak deniyor.
1988 tarihli sığınak yönetmeliğine göre 8 ve daha az daireli binalarda sığınak zorunlu değildi. 2010 tarihinde yapılan değişiklikle çıtayı biraz daha yükseltmiş! 12 ve daha az daireli binalarda sığınak yapılmasını zorunlu olmaktan çıkarmışız. Yani artık bir apartmanda 12'den az daire varsa "sığınak için yer ayırmak" zorunlu değil.
İnin bakın, oturduğunuz binaların altında sığınak var mı? Varsa gerçek bir sığınaga benziyor mu? Bombaya, rokete dayanıklı mı? Nükleer serpintiye karşı sızdırmazlığı var mı?
Peki, mahallenizde gerçek bir sığınak var mı? "Ne sığınağı? Depremde toplanacağımız doğru düzgün alanlarımız bile yok" dediğinizi duyar gibiyim.. Ama bizim AVM lerimiz var! Bir saldırın olursa, gideriz AVM lere espressolarımızı yudumlarken tehlikenin geçmesini bekleriz. Böyle bir durumda, sakın ha! Marketlere koşup yağ, un, tuz, bulgur, pirinç, şeker, gibi gıda maddeleri stoklamayın. Bankamatiklere koşup para çekme telaşına düşmeyin! İsrail ve İran halkını örnek alın!