Karabük Postası tarafından
26 Ekim, 2023 12:59 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Patili Dostların Parazit İlaçları Yapılmazsa…

Eskişehir’de veteriner hekimlik yapan Tuğçe Kara, son dönemlerde artan uyuz vakalarının hayvanlardan kaynaklanmadığını, 3 ayda bir yapılması tavsiye edilen iç-dış parazit uygulamalarına tedbir amaçlı daha dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de son dönemlerde uyuz vakaları arttı. Yeterli hijyen şartlarının sağlanamaması sebebiyle bir salgın olduğu bilinirken, vatandaşların bir bölümü uyuz hastalığının hayvanlardan kaynaklandığını düşünüyor. Konuyla ilgili bilgiler paylaşan veteriner hekim Tuğçe Kara ise, insanlarda gözüken uyuz etkenlerinin genellikle hayvanlara bulaşacak türden olmadığını ve hayvanlardan insanlara geçebilen sadece 1 uyuz türünün olduğunu ifade etti. Evcil hayvanlarda 3 ayda 1 rutin olarak yaptırılması gereken iç-dış parazit uygulamalarının önemine de vurgu yapan Kara, uyuz hastalığıyla ilgili hayvanların günah keçisi ilan edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. “Hayvanlardan insanlara geçebilen sadece 1 uyuz türü var” Tuğçe Kara, uyuz salgınıyla ilgili hayvan sahiplerine çok panik yapmamalarını tavsiye etti. İnsanlarda gözüken uyuz etkenlerinin genelde hayvanlara bulaşan türden olmadığını açıklayan Kara, “Çok panik yapılmamasını öneriyoruz. Biz zaten rutin olarak iç-dış parazit uygulamalarını hayvan evde olsa bile 3 ayda bir sıklıkla tavsiye ediyoruz. Bunları düzenli yaptıran hasta sahiplerinde ve hastalarımızda böyle problemler oluşmuyor. Ama en ufak bir lezyon, yara ya da tüy dökülmesi görüldüğünde de hayvanın muhakkak kliniğe getirilip muayene edilmesi gerekiyor. Evveliyatını insanların kendilerinin düşünmelerini söylüyorum, 3 ayda bir iç-dış parazit uygulamalarını yaptırmayan vatandaşlara da bu konuda dikkatli olmalarını öneriyorum. İnsanların düşündüğünün aksine toplumda şöyle bir yanlış anlaşılma var, sanki bütün uyuzlar hayvanlardan geçiyor. Aslında bu tam tersi. Hayvanlardan insanlara geçebilen sadece 1 tane uyuz var o da ‘Sarcoptes’ dediğimiz bir tür” dedi. “İnsanlardaki uyuzun artmasının temel sebebi hijyen kurallarına dikkat etmemeleri” Hayvanlarda sıklıkla ‘Demodeks’ ve ‘Kulak uyuzu’ ile sadece kedilerde ve köpeklerde görülen türlere rastladıklarını belirten Kara, “Bunlar insanlara geçmiyor. Dediğim gibi sadece 1 uyuz türü insanlara geçebiliyor ve o sanıldığı kadar yaygın değil. İnsanlardaki uyuzun artmasının temel sebebi, insanların birbirleriyle olan teması ve genel hijyen kurallarına dikkat etmemeleri. Tabii doktorlar bunun açıklamasını daha iyi yaparlar ama ben en azından hayvanlar yönünden olan kısmını anlatayım, sanılanın aksine hayvanlardan insana o kadar yoğun bir bulaş yok. Bir evcil hayvanda da uyuz varsa onun veteriner hekim tarafından muayene edilmesini tavsiye ediyoruz. Asla bulaşmaz demiyoruz, bulaşan bir türü var. Çok panik yapmamak gerekir, tedavisi gerek insanlar için gerek hayvanlar açısından çok zorlayıcı olmuyor. Sonuçta ölümcül ya da çözümü olmayan bir hastalık değil. Çok basit, birkaç ilaç kullanımıyla toparlayabiliyoruz. İnsanlardaki uyuzun asıl nedeni hayvanlar değil. O yüzden hayvanları günah keçisi ilan etmeyelim” şeklinde konuştu. (İHA)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.